Birçok kişi, aldatmanın yalnızca etik ve ahlaki seçimlere dayandığını düşünürken, bazı bilim insanları bu davranışın biyolojik temelleri olduğunu savunuyor. DRD4 geni, dopamin reseptörü ile ilgili olan ve insanları heyecan arayışına iten bir genetik varyant olarak dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalara göre, bu gen varyantına sahip bireyler, sadakatsizlik gibi riskli davranışlara daha yatkın olabilir. Webtekno'nun aktardığına göre, 2010 yılında yapılan bir çalışmada, 181 genç yetişkin üzerinde yapılan araştırma sonucunda DRD4 geni taşıyan kişilerin aldatma geçmişinin, bu gene sahip olmayanlara göre iki kat daha fazla olduğu gözlemlendi. Ayrıca, bu genin yalnızca aldatma ile değil, kumar bağımlılığı ve alkolizm gibi başka riskli davranışlarla da ilişkilendirildiği belirtiliyor.
Ancak burada önemli olan, bu genin sadece yıkıcı heyecan bağımlılığına neden olabileceği, fakat yine de ahlaki ve toplumsal normların etkisiyle bireylerin seçimlerini değiştirebileceğidir. Dolayısıyla, bu genetik yatkınlık her zaman aldatma ile sonuçlanmayabilir.
Aldatmak İçin Tek Sebep Genetik Mi?
Doç. Dr. Korkut Ulucan, aldatmanın genetik temele dayandığını iddia eden araştırmalara karşı uyarılarda bulundu. Ulucan, "Aldatma ve genetik yatkınlık konusu henüz ispatlanabilmiş değil. Bu konuda yapılan araştırmalar genellikle istatistiki verilere dayalıdır ve daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır" şeklinde açıklamalar yaptı. Ayrıca, aldatma davranışının beyindeki ödüllendirme mekanizmasıyla bağlantılı olabileceğini belirtti. Beyindeki dopamin ve serotonin merkezlerinin, ödüllendirme ve zevk duygusuyla ilişkili olduğunu ve bunlarda bir bozukluk olabileceğini vurgulayan Ulucan, bunun aldatma davranışını etkileyebileceğini ifade etti.
Sosyolojik Etkenler de Önemli
Genetik faktörler önemli olsa da, aldatma davranışı yalnızca biyolojik etmenlere dayanmaz. Sosyolojik faktörler ve toplumsal normlar da bireylerin ilişki içindeki davranışlarını şekillendirir. Aile içindeki örnekler, kültürel değerler ve bireysel yaşam deneyimleri, sadakatsizliği normalleştirebilir ve bu da aldatmaya yatkınlık oluşturabilir. Bununla birlikte, her birey etik değerler ve ilişkideki bağlılık ilkelerine sadık kalarak hareket edebilir.
Genetik ve Sosyal Etmenlerin Birleşimi
Aldatmanın genetik yatkınlıkla ilişkili olabileceği iddiaları, yapılan bazı bilimsel araştırmalarla desteklense de, her birey ve ilişki farklıdır. Aldatma, yalnızca genetik bir eğilimden ibaret değildir. Biyolojik faktörler önemli bir rol oynasa da, ahlaki seçimler ve toplumsal faktörler de bu davranışın gelişmesinde etkili olmaktadır. Sadakat, sadece genetik faktörlere dayanmakla kalmayıp, bireylerin toplum içindeki değer yargılarına ve kişisel tercihlerine de bağlıdır.
Aldatma davranışının genetik ve sosyal temelleri hakkında yapılan araştırmalar, bu konuya daha fazla ışık tutmaya devam edecek. Ancak, aldatma ile ilgili son kararı genetik yatkınlıklar değil, bireylerin ahlaki değerleri ve toplumsal normlara göre verdiği kararlar verir.