"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5467 %0.18
36,0147 %-0.62
3.398.454 %-1.47
3.005,46 1,47
Ara
İşçi Haber Bilim Sosyal medyanın yanlış kullanımı çığrından çıktı!

Sosyal medyanın yanlış kullanımı çığrından çıktı!

Uzmanlar sosyal medya platformlarında hızla yayılan ve "challenge" adı verilen akımların öngörülemez tehlikelere yol açabildiğini ifade etti.

Son yıllarda sosyal medya kullanımının küçük yaşlara kadar düşmesi ve dijital uygulamaların yaygınlaşması, birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. "Challenge" olarak tabir edilen, özellikleri gençleri rekabete ve güç gösterisine yönlendiren meydan okumalar, sosyal medya platformlarında domino etkisi yaratıp hızla yayılarak geniş kitleleri etkileyebiliyor.

Hemen her gün değişen yüzleriyle ortaya çıkan sosyal medya akımları, çocukların ve gençlerin ruh sağlığını etkilemesinin yanı sıra fiziksel zarar da veren tehlikeli boyutlara varabiliyor.

Bu akımların son örneği madeni para ile oynanan "kanlı para" oyunu oldu. Oyunu kaybeden kişi, ellerine madeni parayla vurularak cezalandırılıyor. Bu durum, elde kanama, yara, çatlak ve kırıklara neden olabilirken, uzmanlar oluşan açık yaraların enfeksiyon riskini de artırdığına dikkati çekiyor.

Uzmanlar, çocukları ve gençleri öngörülemez tehlikelere sürükleyen sosyal medya akımlarının yarattığı psikolojik ve fiziksel zararlara ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

"Meydan okuyuşa karşı çocuk 'hayır' diyemiyor"

Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Arslan, sosyal medya akımlarının "challenge" adı verilen meydan okumalardan oluştuğunu, buz kovası boşaltmaktan baykuş gibi oturmaya kadar birçok farklı akım olduğunu anlattı.

Son dönemlerde gençler arasında şiddet temalı akımların yoğun bir şekilde ortaya çıktığına dikkati çeken Arslan, "tuz buz", "kuru kahve" ve "bayıltma" akımlarının bunlara örnek olabileceğini söyledi.

Arslan, görüntü temalı sosyal medya platformlarının etkisiyle bu akımların hızla yayıldığını ve problemli durumlar yaratabildiğini vurguladı. Bu akımların merkezinde meydan okuma olduğunu aktaran Arslan, bu meydan okuyuşa karşı çocuğun "hayır" diyememesinin problem teşkil ettiğini kaydetti.

Buradaki temel özelliğin öne çıkma, onanma ve kendini gösterme olduğunu ifade eden Arslan, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu yüzden de çocuklar karşılıklı olarak birbirlerine bu davranışları yaparak sosyal medya üzerinde kendilerini göstermek istiyorlar. Çünkü sosyal medyanın insanların beynindeki amigdala dediğimiz haz bölgesindeki etkisi bu. Kendini göstermek, onanmak, retweet almak, beğeni almak şeklinde bunlar görülmekte. Bu yüzden de çok hızlı bir şekilde yayılmakta."

Kanlı para akımına değinen Arslan, anne babalar ile öğretmenlerin bu konuda uyarılması ve bu tür akımlara ilişkin okullarda kontrol mekanizmasının geliştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, okulların disiplin işleyişlerini yenilemenin ve öğretmen eğitimlerinin önemine dikkati çekti.

"Ebeveynler, dijital olarak çocuklarının ayak izlerini mutlaka takip etmeli"

"Dijital arkadaş" diye bir kavram geliştirdiğini aktaran Arslan, "Ebeveynler, dijital olarak çocuklarının ayak izlerini mutlaka takip etmeli. Çocukları tabletle bilgisayarla internetle korkutmak yerine onların hangi ortamlarda yer aldığını arkadaşça öğrenmeleri lazım. Buna 'dijital arkadaşlık' diyorum." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Arslan, bu konuda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına da büyük görev düştüğünü ve hane içi dijital eğitimin çok önemli olduğuna işaret ederek, ailelerin de çocuklarının hangi site ya da uygulamalara girdiğini, hangi oyunları oynadığını takip etmesi gerektiğini belirtti.

Çocukların uç kutusunun içerisine toz şekerleme doldurarak, "puff bar" ismiyle bilinen elektronik sigarayı taklit ettiğini kaydeden Arslan, bunun yapımına ilişkin sosyal medyadan video paylaştıklarını aktardı.

Arslan, birçok çocuğun bunu kullanan ebeveynlerinden gördüğünü, iyi rol model olamadıktan sonra bir sonuç elde etmenin de mümkün olmadığını söyledi.

Sosyal medya akımlarının tehlikesine dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:

"Ölüme kadar götürebilir. Çünkü hiç ummadığımız fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. Bayıltma eylemi böyle bir eylem. Boğazına vuruyorlar ve çocuk bayılıyor. Ama burada çocuk her türlü fiziksel sıkıntıya girebilir. O yüzden böylesi akımlar çok tehlikeli. Bulaşık deterjanı yutma diye bir akım var. Bulaşık makinesine koyduğumuz bulaşık deterjanı var ya o topu yutuyor adam. Tuz buz yapıyor kolunun üstüne ve kol bir anda kabarıyor, kimyasal reaksiyonlara uğruyor. Bu yüzden öngörülemeyen tehlikeler de mevcut. Herkesin uyanık olması, bu süreci görmesi ve dijital arkadaşlığı önemsemesi gerekiyor."

Akımlara yönelmedeki başlıca sebep duygusal ihtiyaçların karşılanmaması

İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefa Bulut, cep telefonu kullanımının artması ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla pek çok yaş grubunda sosyal medya bağımlılığı oluştuğuna dikkati çekti.

Bulut, sosyal medya platformlarında moda olan akımların 45 saniye, 1 dakikalık kısa videolarla gerçek yaşamda uygulandığını belirterek, "İnsanlar yaptıkları şeyleri sosyal medyaya atıp beğeni toplamak istiyorlar. Gerçek yaşantıda var olmayan arkadaş kitlesini, sevilme, beğenilme, istenilme duygusunu bir şekilde burada tatmin ediyorlar. Beğeni topluyor, hoşuna gidiyor, kendine saygısı artıyor, daha memnun oluyor. Normal yaşantıda bu ilgiyi, tezahüratı alamayacak ama orada alıyor." ifadelerini kullandı.

Özellikle ergenlik dönemlerinde çocukların ve gençlerin var olduklarını kanıtlayabilmek için bu tür eğilimlere yöneldiklerini belirten Bulut, akımlara katılmanın diğer nedenini de "sosyalleşerek oluşturulan küçük grupların parçası olmaya çalışmak" şeklinde açıkladı.

Prof. Dr. Bulut, kanlı para gibi oyunların oynanmasında dizi ve filmlerdeki sahnelerden de etkilenildiğini, özellikle ölüm ve yaralanma sahnelerinin bir süre sonra duyarsızlaşmaya sebep olduğunu söyledi.

Bu tür yaralanmalı oyunlarda kişinin karşısındakinin acısını umursamamaya başladığını ve yenme duygusunun galip geldiğini aktaran Bulut, acı çeken tarafın da duyduğu acıya rağmen pes etmeyerek dayanıklı olduğunu kanıtlamaya çalıştığını kaydetti.

"Çocukların duygusal ihtiyaçlarına cevap verecek sosyal etkinlikler bulunmalı"

Aileleri, bu tür durumlara karşı uyanık olmaları konusunda uyaran Bulut, "Ebeveynlerin çocuğun eline, yüzüne bakması, herhangi bir yara, kızarıklık, morluk varsa bunun nedenini sorması gerekir. Çocuğun okuluyla boş zaman aktiviteleriyle arkadaşlarının kim olduğuyla ilgilenmesi, neler yaptıklarını sorması gerekir." dedi.

Bulut, çocukların girdiği siteler ile üye oldukları sosyal platformları denetlenmesi, yaşı küçükse mutlaka filtre programlarının uygulanması, bazı sitelere ve uygulamalara girişinin yasaklanması, ayrıca çocuğun siber zorbalık, medya ve internet okuryazarlığı, kişisel verilerin paylaşılmaması konularında bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Gençlerin duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasının da önemine işaret eden Bulut, "Çocukların duygusal ihtiyaçlarına cevap verecek sosyal etkinlikler bulunmalı. Arkadaşlarıyla dışarı çıkması, fiziksel enerjisini atabileceği bir etkinlik, duygusal sorunlarını konuşabileceği bir ortam ve kulüp etkinlikleri gibi farklı yöntemlerin bulunması gerekiyor." diye konuştu.

Prof. Dr. Bulut, bu tür oyunlara ve akımlara karşı eğilimi azaltmak için özellikle okullarda koridorlara masa tenisi, dart gibi salon oyunlarının konulması ve koridor etkinliklerinin artırılması önerisinde bulundu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *