Nohut Adam

Anıl BASILI

Timaş Çocuk Yayınları , syf:64, Yayın Tarihi: 7 Ekim 2020

Anıl BASILI 1991 yılında İstanbul’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Bir çocuğa en güzel hediyenin kitap olduğunu düşünüyor. Köpeği Dali ile birlikte çimlerde yuvarlanmayı seviyor. Köy okulları için oyuncak ve kitap topluyor. Sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor. Balino, Melodi ve Kitap Kurdu Olmak İstemeyen Maya isimli kitapları bulunan yazar, çocuklar için yazmaya devam ediyor.

Fahrenheit 451: Her dönemde gerçekleşebilecek bir distopya Fahrenheit 451: Her dönemde gerçekleşebilecek bir distopya

Nohut Adam, bazı fiziksel özelliklerinden dolayı orman halkı tarafından dışlanır. Evet, ormanda yaşayan herkesin birbirinden farklı özelliği vardır. Tıpkı bizlerin olduğu gibi. Nohut Adam’ın da saçları yoktur fakat çok güzel şapkalar tasarlayıp yapar. Ne yazık ki bu şapkaları orman halkı yüzünden saçları olmadığı için takar. Yine de alay edilir, eleştirilir, sevilmez. Nohut Adam, hem ötekileştirilmenin getirdiği zorluklarla mücadele eder hem de en yakın arkadaşı Uzunçorap’ın onunla konuşmamasına üzülür. Günümüzde önemini yitiren arkadaşlık, yardımlaşma, farklılıklara saygı, hoşgörü gb. değerlere vurgu yapılıyor kitapta.

Saflığın, temizliğin sembolü olan çocuklarımız bazen onlardan beklenmeyecek derecede acımasız olabiliyorlar. Karşılarındaki kişinin duygularını hiç önemsemeden kırıp dökebiliyorlar. Okullarda, sokaklarda karşılaştığımız akran zorbalığı bize her geçen gün ne kadar kötüye gittiğimizi gösteriyor adeta. Vicdanını yitiren, kendisine benzemeyene tahammülü olmayan, başkasının üzerine basarak güçlü olduğunu zanneden insanlar yetişiyor. Anıl Basılı da bu konuyu ele almış. Dış görünüşüyle diğerlerine benzemeyen, bu nedenle dışlanan, yalnız kalan Nohut Adam'ın yaşadıkları, hissettikleri anlatılmış ve her ne olursa olsun umudu elden bırakmamak gerektiği vurgulanmış. Nohut Adam tam olarak iyiliğin vücut bulmuş hali. Kendisine yapılan onca kötülüğe rağmen karşısındaki insanlar için iyilik istemekten vazgeçmiyor.

Her çocuğun zorbalığı yapan ya da zorbalığa uğrayan tarafta olma riski var günümüzde ve bence bu kitap her iki tarafa da seslenmiş. Zorbalığa uğrayanlara, "İnsanlar bazen kendini güçsüz ve mutsuz hisseder. Böyle durumlarda elinden gelen en iyi şeyin onu rahatsız eden şeylerden kaçmak olduğunu düşünür. Oysa hiçbir şeyi kaçarak çözemez. Problemler kaçtıkça artar ve daha kalabalık bir şekilde onun peşine düşer. Problemler senin peşine düşmesin, sen çözümlerin peşine düş." diye vermiş mesajını yazarımız ve devamında kusurlarımızdan utanmamamız gerektiğini de, "Kendimle barışmaya yetecek kadar vakit geçirdim onunla. Hem bir şapkayı hayatımın merkezine koymam hata. O, sadece bir şapka. Kusur olarak gördüklerimizi örter, onları düzeltmez." gb. cümlelerle çok güzel şekilde işlemiş. Diğer taraftan zorbalığı yapanların ya da buna seyirci kalanların da zaman için zor duruma düşecekleri mesajını açıkça belirtmiş. Empati yapmak, karşısındaki kişiye hissettirdiklerini anlamak açısından masal tadında bir kitap olmuş. İyiler kazanmış, kötüler kaybetmiş. Herkes ektiğini biçmiş, kınadığı dönüp dolaşıp kişinin kendi başına gelmiş.

6-10 yaş arası çocuklarınızın kitaplığına eklemenizi tavsiye ederim ancak 2. sınıfa kadar sizin okumanız gerekecektir.

İnsani değerlerin farkında olan vicdanlı nesiller yetiştirmemiz dileğiyle…

Editör: Havva Yorgancı