Rutte, yaptığı açıklamada, NATO müttefiklerinin Ukrayna’ya bu yılın ilk üç ayında 2025 yılı için toplamda 20 milyar eurodan fazla güvenlik yardımı taahhüt ettiğini duyurdu. Bu yardımlar, Ukrayna’nın güvenlik ve savunma altyapısının güçlendirilmesine yönelik önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Wiesbaden’deki komutanlık, Ukrayna’ya yönelik güvenlik yardımı ve eğitim faaliyetlerinin koordinasyonunu sürdürüyor.
Rutte, Rusya’dan gelen tehditlerin sadece Ukrayna ile sınırlı kalmadığını, bu tehditlerin tüm NATO ittifakına ve küresel güvenliğe zarar verdiğini vurguladı. Rusya'nın Çin, İran ve Kuzey Kore ile olan işbirliklerinin de dünya çapında yeni tehditler oluşturduğunu ifade etti.
ABD’nin Çekilme Planı Yok Ancak Avrupa’nın Sorumluluğu Artmalı
NATO Genel Sekreteri, ABD’nin Avrupa’dan çekilme planı olmadığını ve NATO’ya olan bağlılığını sürdürdüğünü belirtti. Ancak Rutte, Avrupalı ülkelerin daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı. NATO’nun temel odak noktasının Avrupa-Atlantik bölgesi olmaya devam edeceğini, ancak dünyanın diğer bölgelerindeki tehditlere karşı daha fazla iş birliği yapılması gerektiğini söyledi.
Grönland ve Arktik Bölgesi: NATO’nun Yeni Savunma Stratejileri
Rutte, Grönland ile ilgili sorulara yanıt verirken, NATO'nun asıl odaklandığı konunun Arktik bölgesinin güvenliği olduğunu belirtti. Çin’in deniz yollarını kullanmasının ve Rusya’nın bölgeyi giderek daha fazla silahlandırmasının önemli tehditler oluşturduğuna dikkat çekti. Bu nedenle, NATO'nun bu bölgedeki savunma kapasitesini artırması gerektiğini vurguladı.
Basın toplantısında Bosna Hersek’teki siyasi gerginlikler de gündeme geldi. Mark Rutte, Bosnalı Sırp siyasetçi Milorad Dodik’e açık bir çağrı yaparak, bağımsız yargının verdiği mahkeme kararlarına saygı göstermesi gerektiğini belirtti. Rutte, Bosna Hersek’teki güvenlik boşluğuna karşı durduklarını ve bu tür istikrarsızlıkların kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Rusya’nın Ukrayna’da ateşkes için öne sürdüğü talepler ve NATO’nun 1997 sınırlarına geri dönmesi talebi hakkında ise Rutte, Putin’in taleplerini fazla ciddiye almamak gerektiğini söyledi. Rutte, bu tür taleplerin genellikle müzakere yöntemlerinin bir parçası olduğunu belirtti ve her zaman dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak: İHA