Herat'ın, 7 Ekim ve sonrası en büyüğü 6,3 olan çok sayıda depremin yıktığı Zindecan ve Rabat Sengi ilçelerine bağlı köyler, artık birer çadır kente dönüşmüş durumda. İnsanlar, yeni evleri "çadırlara" yerleşmenin telaşını yaşarken, korkutan artçı depremler de sürüyor.
Şehir merkezi de dahil olmak üzere çoğu Heratlı, artçı sarsıntıların korkusu nedeniyle geceyi dışarıda geçirmeye devam ediyor.
İki ilçeye bağlı ağır hasar alan yaklaşık 20 köy ise çoğu beyaz çadırlarla kaplandı.
Bölgeye, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası toplumun gönderdiği insani yardımı taşıyan kamyonların biri geliyor biri gidiyor.
Yıkıntılar arasındaki çadırlarında bir yandan yas tutan diğer yandan gelen yardımlara erişmeye çalışan depremzedeler ise kara kış ve sert rüzgarlarla nasıl baş edeceklerini düşünüyor.
Kurak ve ücra topraklar
Depremin vurduğu en yakın köye ulaşabilmek için Herat'ın merkezinden yaklaşık 2 saat toprak ve engebeli yollardan ilerlemek gerekiyor.
Bölgede yeşile dair çok az şey bulunuyor. Tek tük ağaç ya da çimlik alan, kahverengi toprak zemin arasında kayboluyor.
Su ve hijyen sorunu yaşanıyor
Arazi yapısından buralarda daha önce ırmak ya da derelerin olduğu anlaşılsa da bugün kuraklık nedeniyle bu su kaynaklarından eser yok.
Hal böyleyken köylülerin bir derdi de depremde hasar alan ya da çamura bulanan su kuyularının durumu. Halihazırda su ihtiyacı şehir merkezinden getirilen tankerlerle karşılanıyor. Ancak uzun vadede en acil konulardan biri kuyuların onarılması olarak öne çıkıyor.
Köylerde tuvalet olmaması, insanların yıkıntılar arasında ihtiyaçlarını gidermek zorunda kalması da bir diğer büyük sorun olarak göze çarpıyor.
Ciddi boyutlarda atık sorunu yaşanıyor. Özellikle gelen yardımların çöpleri kimi yerlerde yığın oluşturmuş durumda. Alanda çöplerin istiflenmesi ya da toplanmasına yönelik çalışma yapılmıyor.
Köylüler kara kışı düşünüyor
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, depremzedeler için ev yapımına başlandığını duyurmuştu.
AA muhabirine konuşan depremzedeler de bölgede sert rüzgarların ve ağır kış şartlarının yaşandığını kaydederek, bir an önce inşa çalışmalarının sona ermesini arzuladıklarını söyledi.
Depremin tamamen yok ettiği Kuşkek köyü sakini Mir Ahmed Osmani, kaybettiği 6 yaşındaki kızının acısını yaşıyor.
Buradaki tüm köylerde sert rüzgarlar ve bunun sonucu kum fırtınaları oluştuğunu belirten Osmani, kısa vadeli ihtiyaçlarını gelen yardımlarla karşıladıklarını, en acil ihtiyacın kışı geçirecek bir ev olduğunu dile getirdi.
Osmani, "İyi bir yaşamımız yok. Bahtsızlık. Mecburuz ne yapalım? Ev istiyoruz. Kış geceleri burada geçmez. Burası çok soğuk oluyor. Gündüz sıcak olmasına bakma. Herat'ın soğuğundan daha soğuk bir yer yok. Bize ev inşa edilirse memnun oluruz." ifadelerini kullandı.
Annesini kaybeden Ahtar Muhammed Mübin de çoğu su kuyusunun ya yıkıldığını ya da çamura bulandığını belirtti.
Mübin, şehir merkezinden getirilen su tankerlerini beklediklerini anlatarak, "Şu an bu çadırlarda yaşıyoruz. Bize yer (ev) ayarlanmasını istiyoruz. Önce su, sonra ev istiyoruz. Kıştayız. Bu çadırlarla olmaz." dedi.
2 bin 500 kişi yaşamını yitirmişti
Afganistan'ın batısında, İran sınırında bulunan Herat vilayetinde 7 Ekim'de yerel saatle 11.00'de art arda şiddetli depremler meydana gelmişti.
Taliban geçici hükümeti, en büyüğü 6,3 olan depremlerde yaklaşık 2 bin 500 kişinin yaşamını yitirdiğini, binlerce kişinin yaralandığını açıklamıştı.