Ukrayna'daki savaşın sona ermesinin uzak bir ihtimal gibi görünmesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın geçtiğimiz hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığı telefon görüşmesiyle daha da derinleşti. Bu görüşme, Avrupa’da büyük bir telaşa yol açtı. Aynı zamanda Suudi Arabistan'daki Rusya-ABD görüşmeleri de Avrupa'daki endişeleri iki katına çıkardı, ardından Avrupalı liderler acil bir toplantı düzenleyerek Paris’te bir araya geldi.
Avrupa'da Ateşkes ve Askeri Güç Seçenekleri
The Guardian gazetesi, Avrupa'da Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili yaşanan krizle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Royal United Services Institute (RUSI) düşünce kuruluşunun askeri bilimler direktörü Matthew Savill, Ukrayna’da bir ateşkes sonrası konuşlandırılabilecek çeşitli askeri güç seviyeleri üzerinde duruyor. Savill, bu güçlerin arasında Rusya'nın yeniden işgal etmesi durumunda teorik olarak savaşabilecek büyük bir kara caydırıcı gücünün de bulunduğunu belirtiyor. Bu, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky'nin istediği 100 bin ila 150 bin asker arasında olabilir.

Avrupa'nın Askeri Yardımı Sınırlı Olabilir
Ancak Savill, ABD’nin katılmayı reddetmesi nedeniyle Avrupa’nın bu kadar büyük bir askeri gücü sağlayamayacağını ve daha küçük, sınırlı bir yardım modeline yöneleceğini ifade ediyor. Bu modelde, cephe hattının bazı bölümlerinde Avrupa'nın tugaylarıyla on binlerce kişilik daha küçük bir güç yer alacak. Söz konusu yardım, Rusya’nın Ukrayna'ya tekrar saldırması durumunda Avrupa ülkelerinin de çatışmanın içine çekilmesine neden olabilir. Diğer bir alternatif ise "büyük bir eğitim gücü" oluşturulması, bu da Avrupalı birliklerin Ukrayna'da üssünü kurarak destek sağlayabileceği anlamına geliyor.
Barışı Koruma Misyonları ve Avrupa'nın Kararı
Ukrayna'ya konuşlandırılacak herhangi bir Avrupalı gücün barışı koruma misyonu yapması pek olası gözükmüyor. Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen bu tür misyonlar, her iki taraf arasında eşit bir şekilde çalışmayı gerektiriyor ve geçmişte Bosna’daki Srebrenitsa gibi trajik olaylarla etkisiz kaldığı görülmüştü. Savunma Bakanı Pete Hegseth, Avrupa’nın göndereceği birliklerin NATO güvenlik garantisi altında olmayacağı uyarısında bulundu ve bu durumda ülkelerin kendi başlarına hareket etmek zorunda kalacaklarını belirtti.
Rusya'nın Perspektifi ve Avrupa'nın Zorluğu
Rusya, Ukrayna’ya yönelik işgalini 2022 yılında başlatırken, NATO’ya katılımı engellemek ve Ukrayna’yı askerden arındırmak gibi hedeflere sahipti. Kremlin, Avrupa ülkelerinin ABD ile görüşmelerinin dışında tutulmasını istiyor ve Ukrayna’da konuşlanacak Avrupa gücünün, düşük seviyeli provokasyonlara maruz kalabileceğini öngörüyor.

Avrupa Ülkelerinin Katılımı ve Seçimler
Fransa, Ukrayna'ya asker göndermeye en istekli ülkeler arasında yer alırken, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, gerekirse kendi birliklerini sahada konuşlandırmaya hazır olduğunu belirtti. İsveç de asker göndermeyi değerlendiren ülkeler arasında. Ancak Almanya, ABD-Rusya görüşmelerinin sonucuna bağlı olarak bu tür bir adımın erken olduğunu ifade etti. Polonya ise, asker gönderme konusunda reddedici bir tutum sergileyerek yeni başlayan çok uluslu çabaya darbe vurdu.
Avrupa-Rusya Çatışması ve Nükleer Silahlar
ABD’nin kara birlikleri gönderme teklifini reddetmesi, Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bir bölge oluşturulması olasılığını gündeme getirdi. Bu bölge, Kiev için önemli bir yardım olabilir. Ancak Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya olan ilgisini kaybetmiş gibi görünmesi, bu adımın atılma olasılığını belirsizleştiriyor. İngiltere ve Fransa’nın nükleer silahları bulunmasına rağmen, Rusya’nın daha büyük bir nükleer cephaneliğe sahip olduğu göz önüne alındığında, bu silahların kullanılması pek olası görünmüyor. Bununla birlikte, Ukrayna’yı savunmak için Avrupa ülkelerinin ne kadar ileri gidebileceği büyük bir soru işareti olarak kalıyor.