Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, bazı ülkelerin İsrail'e silah ihracatı veya İsrail askeri endüstrisiyle işbirliği yapan şirketlere yaptırımlar ve kısıtlamalar uygulamaya başlamasının memnuniyetle karşılandığı ifade edildi.
Açıklamada, söz konusu kararların, İsrailli "savaş suçlularının" hesap verebilirliğini ve yargılanmasını destekleyen uluslararası adımların önünü açmasına kapı aralaması gerektiğine işaret edildi.
Ayrıca, bazı Avrupa ülkelerinin Filistin devletinin tanınmasına ilişkin açıklamalarının doğru yönde atılmış bir adım olduğu aktarılan açıklamada, söz konusu girişimin, iki devletli çözümü ve çatışmaya siyasi çözüm bulma fırsatını koruyacağı ve aynı zamanda uluslararası barış iradesini İsrail'in "pençesinden" kurtaracağı kaydedildi.
"Filistin devletinin tanınması, iki devletli çözümün korunması ve barışın sağlanması açısından stratejik bir zorunluluktur." denilen açıklamada, tarihin İsrail'in yanında yer alan ülkelere "nazik" davranmayacağına işaret edildi.
"DOĞRU KOŞULLAR" OLUŞTUĞUNDA FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIMAYA HAZIRIZ"
İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya'dan 22 Mart'ta yapılan ortak yazılı açıklamaya göre, dört ülkenin liderleri, Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) zirvesi marjında Gazze ve Orta Doğu'daki durumla ilgili görüş alışverişinde bulunmak için bir araya gelmişti.
Liderler, derhal ateşkes sağlanması, rehinelerin koşulsuz serbest bırakılması ve Gazze'ye insani yardımın hızla, kitlesel ve sürekli olarak artırılmasının acil gerekliliğinin yanı sıra bölgede kalıcı barış ve istikrara ulaşmanın tek yolunun, iki devletli çözümün uygulanmasından geçtiği konusunda da mutabık kalmıştı.
Filistin'i tanımaya hazır olup olmadıklarını ele alan liderler, "doğru koşullar" sağlandığı ve olumlu katkıda bulunabileceği zaman bu kararı almaya hazır oldukları konusunda fikir birliğine varmıştı.
Daha önce Belçika da prensip olarak Filistin devletini tanıma kararı aldığını, bunu "doğru zaman geldiğinde" yapacağını duyurmuştu.