Orta Doğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Kuzey Afrika Uzmanı Kaan Devecioğlu: Gabon’daki darbenin sebebi, ülke iç siyasetindeki iktidar mücadelesi ve eski Fransız sömürgesi ülkeleri toplumlarında oluşan Fransa karşıtlığının iç siyasete yansımalarıdır." ifadesinde bulundu.
Gabon iç siyasetinde Bongo ailesi özelinde yaşanan iktidar mücadelesi, birbiriyle bağlantılı 3 temel arka plan gelişmesine dayanıyor. Bunlardan ilki, 2009 ve 2016 yıllarındaki seçim sürecinde devrik Devlet Başkanı Ali Bongo’nun kız kardeşi Pascaline Bongo’yla iktidar yarışıdır ki Pascaline’nin eşi Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşıdır. Ali Bongo, her iki seçimi de kazansa da özellikle 2016 yılındaki seçimde Pascaline’ye karşı az bir farkla iktidara geldi ve ortaya çıkan protestolar kanlı bir şekilde bastırıldı. Nitekim bu durum o günden bugüne ülke iç siyasetindeki istikrarı olumsuz etkiledi ve bu sürecin ikinci halkası olan 2019’daki darbe girişimine zemin hazırladı. Ali Bongo’nun 2018 yılında Suudi Arabistan ziyareti sırasında felç geçirmesi sonucunda 1 yıl süreyle Fas’ta tedavi gördüğü sırada darbe girişimi yaşansa da hükümete sadık askerler tarafından bu girişim bastırılmıştır. Nitekim 2019 yılında darbe girişiminde bulunan askerlerin okuduğu darbe bildirisinde, 2016 yılındaki sert bir şekilde bastırılan protestolara atıf yapılması bu bağlantıyı ortaya koyuyor. Bu gelişmeler, 26 Ağustos’ta gerçekleşen tartışmalı seçimlerin ardından meydana gelen 31 Ağustos 2023 tarihindeki darbe girişimini anlamlandırabilmek için de bir arka plan sunuyor. Dolayısıyla, 2009’dan bu yana meydana gelen 3 olay ülke iç siyasetindeki dönüm noktalarıdır ve birbiriyle bağlantılı halkaların parçalarıdır.
Eski Fransız sömürgesi ülkelerden biri olan Gabon’da gerçekleşen darbenin destekleyici nedeni ise bölgesel ve küresel ortamdır. Bölgesel açıdan Fransız Afrika’sı ülkeleri toplumlarında yeni sömürgeci politikalara karşı tepkilerin artması; küresel açıdan Çin ve Rusya gibi ülkelerin siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel alanlarda yükselişi, Gabon iç siyasetindeki askeri ve sivil aktörleri hem iktidar hem de muhalefet nezdinde politika tercihlerini güncellemeye itmiştir. Bölgesel açıdan bu iddia, 2020 yılından bu yana darbe gerçekleşen Sahel’deki Fransız Afrika’sı ülkeleri Mali, Gine, Burkina Faso ve Nijer’de test edilmiştir ki Gabon’da da aynı duruma işaret etmek mümkündür. Buradan hareketle, Ali Bongo yönetiminin Fransa’yla derinleşmiş ilişkilerini çeşitlendirme isteği somut bir örnek sunuyor. Ali Bongo, Gabon’u 2022 yılında İngiliz Milletler Topluluğu’na üye yapmış, İngilizce dilini ön plana çıkartmış ve çocuklarını İngiltere’de ve ABD’de gayrimenkul edinmeleri noktasında teşvik etmiştir. Bu durum da Fransa’yı Gabon’daki çıkarları bağlamında Ali Bongo nezdinde endişelendirmiştir. Dolayısıyla, Fransız Afrika’sı ülkelerinde artan Fransa karşıtlığı, Ali Bongo’yu da etkilemiş ve bu anlamda attığı adımlara karşı iç siyasetteki muhalif aktörleri ona karşı müdahale noktasında cesaretlendirmiş olabilir.
Sonuç olarak, Gabon’daki darbenin temel sebebi iç siyasetteki aktörler arası anlaşmazlıklardır. Ali Bongo yönetiminin dış politika tercihleri ve son yıllarda bölgede oluşan yeni sömürgeci politikaları nezdinde oluşan Fransa karşıtlığı da iç aktörleri bu yönde etkileyen yardımcı sebeplerdir.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Tunç Demirtaş: Gabon’daki askeri müdahalenin görünen sebebi her ne kadar içsel dinamikler ve seçimlerin adil bir şekilde gerçekleşmemesi olarak ifade edilse de müdahale bir anlamda Batı ittifak sisteminin kendi içindeki özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Fransa rekabetinden kaynaklı. Bölgenin sahip olduğu doğal kaynaklar ve enerji rezervleri göz önüne alındığında, mevcut durumda Fransa'nın Afrika'daki etkisinin azaldığı ve yerine ABD'nin geçmesinin oldukça mümkün olduğu bir durum söz konusu. Bu kapsamda bölge ülkelerinde arka arkaya gerçekleşen darbeler ve askeri müdahaleler, Fransa’nın bölgedeki varlığının sorgulanmasına yol açıyor. Fransa’nın bölgeden kovulmasına yönelik seslerin giderek artması ve Fransız etkisinin azalması bölgede güç boşluklarını meydana getiriyor.
Günümüzde olduğu gibi geçmişte de Afrika’da farklı olaylar üzerinden ortaya çıkan güç boşlukları ABD tarafından doldurulmuştu. Örneğin Mısır’da 1956 Süveyş Krizi’nde ABD, bölgede Fransa ve İngiltere’den sonra ortaya çıkan güç boşluğunu doldurmuştu. Ancak bu noktada dikkat çekilmesi gereken konu, ABD’nin Süveyş Krizi’ne müdahalesi Fransa’ya rağmen gerçekleşmemişti. Yani ABD, o dönemde bölgede ortaya çıkan güç boşluğunu kendisi için bir fırsata çevirerek doldurmuştu. Soğuk Savaş döneminde gerçekleşen bu tür hadiseler Soğuk Savaş sona erdikten sonra kıtanın ABD’ye göre önemini yitirmesiyle azalmıştı. Hatta Soğuk Savaş sonrasında ABD, Afrika’da işbirliği yaptığı yönetimleri tabiri caizse “yüzüstü” bırakmıştı. Ve Afrika’da ortaya çıkan güç boşlukları özellikle yeni dönemde Çin ve Rusya gibi ülkeler tarafından doldurulmaya başlandı. Bu sürece Gabon da dahil.
Ancak son yıllarda Batı ittifak sistemi içerisinde ABD-Fransa rekabeti gözle görülür biçimde arttı. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yaşanan AUKUS Anlaşması’na yönelik rekabet oldukça dikkat çekiciydi. Ancak burada ABD ve hatta Anglo-Sakson ittifak sistemiyle (ABD, İngiltere, Avusturalya) Fransa’nın mücadelesi kendisini Afrika üzerinde gösteriyor. Afrika’daki darbelere bakıldığında darbeyi gerçekleştiren askerlerin ABD askeri akademilerinde eğitim aldıkları ve ABD ordusu ile yakın bağları dikkat çekiyor. Fransa’nın günümüzde imaj kaybettiği bölgelerde ortaya çıkan güç boşlukları yine ABD tarafından doldurulmaya çalışılıyor. Ancak bir taraftan Fransa, silah satışları ile bu boşluğu kapatmaya çalışırken diğer taraftan ABD, Afrika ülkeleri üzerinden rekabetçi durumu tırmandırıyor.
Bu kapsamda belki de ABD, Fransa’nın Afrika’dan çıkma vaktinin geldiğini düşünüyor olabilir. Bununla birlikte Afrika’da ABD-Çin/Rusya arasındaki rekabete ek olarak bu rekabetin Avrupa Birliği (AB) boyutu Fransa üzerinden tartışılabilir. Ancak ABD’nin Fransa’yı Çin ve Rusya gibi küresel bir rakip olarak görmesi söz konusu değil. Dolayısıyla Afrika’da bir taraftan ABD, Çin, Rusya gibi küresel aktörler arasında jeopolitik mücadeleler yaşanırken diğer taraftan Batı ittifak sistemi içinde ABD-Fransa arasında Afrika’nın kaynaklarına erişim konusunda rekabetin yaşanması söz konusu. Bu süreçte, kıtada gerçekleşen darbeler ve askeri müdahaleler karşısında Fransa'nın varlığı giderek daha fazla sorgulanıyor. Bu sebepten Fransa, Gabon’da sorun yaşamamak için ön alıcı bir müdahale ile uzun süredir Bongo ailesi ile arasındaki sorunu “saray darbesi” olarak nitelendirilebilecek bir müdahale ile lehine çevirmiş gibi görünüyor.
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.