"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5333 %0.11
36,1828 %-0.22
3.407.650 %0.887
2.982,79 0,70
Ara
İşçi Haber Dünya Hollanda'dan İsrail'e 'ilhak' suçlaması

Hollanda'dan İsrail'e 'ilhak' suçlaması

İsrail'in Filistin işgali sürerken Uluslararası Adalet Divanı'nda yeni bir gelişme yaşandı. Hollanda heyeti tarafından İsrail işgalin ilhaka döndüğü iddiasıyla suçlandı.

Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda Hollanda heyeti, işgalin "doğası gereği geçici olduğunu", bu durumun kalıcı olması halinde "ilhak" olarak nitelendirilebileceğini vurguladı.

Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar devam ediyor.

Duruşmalarda Hollanda adına sözü alan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı ve Amsterdam Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesör René Lefeber, İsrail'in Filistin topraklarını yasa dışı işgali hakkında, "Hollanda, işgalin doğası gereği geçici güç kullanımı olduğunu, zira kalıcı olması halinde ilhak olarak nitelendirileceğini vurgulamaktadır." dedi.

Lefeber, işgal hukukuna göre işgalci gücün kendi nüfusunu söz konusu topraklara yerleştiremeyeceğine dikkati çekerek, "İşgal altındaki topraklar üzerinde egemenlik kurulamaz ve işgal altındaki topraklar ilhak edilemez." ifadesini kullandı.

"KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI"

İşgal altındaki topraklarda yaşayan halkın zorla yerinden edilmesinin de yasaklandığını hatırlatan Lefeber, bu tür eylemlerin Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'ne göre "savaş suçu" teşkil ettiğini söyledi.

Lefeber, halkların kendi kaderini tayin hakkının "daimi, sürekli, evrensel ve değişmez nitelikte" olduğunun altını çizerek, bu hakkın uluslararası anlaşmalarla güvenceye alındığını vurguladı.

İşgalci devletlerin bu hakkın kullanılmasını engelleyecek her türlü zorlayıcı eylemden kaçınmakla yükümlü olduğuna işaret eden Lefeber, "(Bir ülkenin) Topraklarını işgal eden devlet, bu topraklarda ikamet eden halkın kendi kaderini tayin hakkına saygı göstermek ve bu hakkı desteklemek yükümlülüğü altındadır." dedi.

Lefeber, devletlerin ve uluslararası kurumların, uluslararası hukuka aykırı eylemleri kınama, tanımama ve ihlal eden devletlere yardım etmeme yükümlülüğü olduğunu hatırlattı.

BM GENEL KURULU ULUSLARARASI ADALET DİVANI'NDAN GÖRÜŞ İSTEDİ

BM Genel Kurulu, 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'ye, Divan Statüsü’nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.

BM Genel Kurulunun Divandan cevaplarını talep ettiği sorular şu şekilde:

"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?

2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"

Danışma görüşü talebi, 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.

DANIŞMA GÖRÜŞÜNÜN ETKİSİ NEDİR? 

UAD'nin verdiği danışma görüşleri, her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor.

Divanın, İsrail'in Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004'te verdiği danışma görüşünde duvarın hukuka aykırı olduğunu tespitinin ardından birçok devlet ve şirketin, söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, İsrail'e sattıkları inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartını koyması dikkati çekiyor.

Yine UAD'nin 22 Temmuz 2010'da uluslararası hukukta bir devletin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin yasaklanmadığı yönünde verdiği danışma görüşünün ardından, Kosova'nın bağımsızlığının meşruiyeti arttı ve bağımsızlığını tanıyan devlet sayısı çoğaldı.

UAD'nin görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırılığı yönünde olması durumunda, bunun İsrail ve diğer ülkeler açısından getirdiği sonuçları da tespit etmesiyle, İsrail üzerindeki baskının artması ve ona açıkça destek veren ülkelerin uluslararası toplum tarafından tutumlarını gözden geçirmeye zorlanmaları muhtemel.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *