Yahudilikte vadedilmiş topraklar, yaratıcı tarafından İbrahim ve soyuna vaat edilmiş bir bölge olarak biliniyor.
Yahudi halkının ilahi bir anlaşma ile hak sahibi olduklarına inandıkları bu bölge, Tevrat'ta geçen anlatıma göre, Fırat Nehrinden Nil Nehrine kadar olan toprakları kapsıyor. Günümüzde sınırları net olmamakla birlikte Mısır, Irak, Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan, İran'ın bir bölümü ve Türkiye'nin de güney kesimini kapsıyor.
Özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma sırasında kullandığı haritada ‘The Curse’ olarak işaretlenen bölgenin Suriye, Irak ve İran’ı kapsaması bölgedeki halkta endişe uyandırdı.
Iraklılar, İsrail'in Gazze' Şeridi'nin ardından Lübnan'a başlattığı saldırıların bölgeyi olumsuz etkilediğini ve bu saldırıların yayılarak Irak'a da sıçramasından endişe ettiklerini belirtiyor.
İsrail'in başlattığı yoğun saldırıların ardından Irak yönetimi, Lübnan'a destek için bir dizi adım attı.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İsrail'in devam eden saldırıları nedeniyle Lübnanlıların ülkeye vizesiz giriş yapabilmesi talimatını verdi.
Bu kapsamda Irak'ta bulunan Lübnanlıların 30 günlük vize süresi sonunda yurt dışına çıkmaksızın vizeleri yeniden uzatılacak. Süresini ihlal edenler ise her türlü cezadan muaf tutulacak. Lübnanlılar, Irak'taki eğitim sisteminden de yararlanabilecek.
IRAK'IN DA İSRAİL'İN HEDEFİ OLMASINDAN ENDİŞELİYİZ
Ülkede bu gelişmeler yaşanırken Iraklılar, İsrail'in saldırılarını Suriye'den sonra bölgeye yaymasından ve Irak'a taşımasından endişe ediyor.
Kerküklü Ali Süheyil, Orta Doğu'nun karışmaya başladığını ve ülkelerin teker teker savaşa sürüklendiğini söyledi.
Gazze, Lübnan, Suriye ve Yemen'de hala suların durulmadığını belirten Süheyil, savaşların kadın, çocuk, yaşlı tüm insanları vurguğunu dile getirdi.
Süheyil, Başbakan Sudani'nin Irak'a gelmek isteyen Lübnanlıların ülkeye vizesiz giriş yapabilmeleri talimatının insani açıdan iyi bulduğunu ancak Irak'ın İsrail'in hedefi olmasından endişe duyduklarını ifade etti.
IRAK EKONOMİSİ ŞİMDİDEN ETKİLENMEYE BAŞLADI
Iraklı Kays el- Zubeydi ise "Bölgede saldırı ve savaşların başlamasıyla birlikte Irak ekonomisi olumsuz etkilenmeye başladı bile." dedi.
Ülke ekonomisinin daha da kötüleşeceğine işaret eden Zubeydi, şunları kaydetti:
"Saldırı ve savaşların başladığı ülkeler Irak'a sınır ülkelerdir. Bu yüzden de Irak özellikle Lübnan'dan göç almaya başladı. Bu göç dalgaları Irak'ın ekonomisini mutlaka etkileyecektir. Irak dinarı döviz karşısında değer kaybetmeye başladı bile. Bu gelişmeler Irak'ın mevcut yorgun ekonomisini daha da yoracaktır."
İSRAİL'İN SALDIRGANLIĞINA BİRİLERİNİN MÜDAHALE ETMESİ GEREKİYOR
Giderek hiddeti artan İsrail'in bu saldırganlığına mutlaka Arap ülkeleri ve dünyanın müdahale etmesi gerektiğini söyleyen Iraklı Abdullah Firas, dünyada ve özellikle de Orta Doğu'da barış ve istikrar temennisinde bulundu.
Gazze'de bir yıldır insanlık dışı olayların yaşandığına dikkati çeken Firas, İsrail saldırganlığının adım adım genişlediğini ve bunun Irak'a da sıçramasından endişe duyduklarını söyledi.
Firas, uluslararası bir müdahalenin olmaması durumunda savaşın Orta Doğu'yu yakıp kavuracağını dile getirdi.
IRAK'IN İRAN İLE İSRAİL ARASINDAKİ "TEHLİKELİ KONUMU"
Irak'ın konum olarak İran ile İsrail arasında olması nedeniyle bu iki ülkenin karşılıklı füze saldırılarından çok olumsuz etkilendiğini belirten Iraklı Kays Birvari ise son bir ayda en az bir kez Irak hava sahasının tüm uçuşlara kapandığını hatırlattı.
Irak hava sahasının uçuşlara kapanmasının ülkenin güvenliğini olumsuz etkilediğini kaydeden Birvari, bu gelişmelerin ülkenin ticari piyasasına da olumsuz yansıdığını vurguladı.
Bölgenin askeri ve siyasi anlamda bir kaosa sürüklenmeye doğru gittiğini söyleyen Birvari, Irak hükümetinden gerekli adımları atmasını istediklerini aktardı.
Birvari ayrıca Irak'ın son yıllarda istikrara doğru ilerlediğini ancak bölgedeki bu son gelişmelerin Iraklıları ciddi anlamda endişelendirmeye başladığını dile getirdi.