Yaklaşık 43 yıldır İran'da kadınlara yönelik baskı ve şiddet en ağır şekilde ilerlemektedir. Ülkedeki kurallar tamamen kadınlar üzerine kurulu. Kadınlar dans edemez, kadınlar şarkı söyleyemez, kadın, kadın, kadın.... Başörtü zorunluğu olan ülkede, kadının saçının açıklık seviyesini bile mollalar karar veriyor. Mollaların belirlediği sınırları geçen saç açıklığı kadının tutuklanması için yeterli oluyor. Veya giyimde vücudun 'belirgin' olması da buna birer gerekçe olarak gösteriliyor.
SÖZ HAKKI HER ZAMAN ERKEKTE
İran'da yaşayan kadınlar; eşlerinin veyahut babalarının izni olmadan yurtdışına çıkamıyor. Kadınlar için adeta açık cezaevine dönen ülkede, ne yazık ki kadınlar kendi kararlarına tek başına veremiyor. Boşanma süreçlerinde erkeğin kararına bakılıyor. Erkeğin talebiyle boşanabilen kadınların çocuğunun üzerinde hiçbir velayet hakkı yok.
BİR KIVILCIMA BAKTI
Dünyayı kasıp kavurarak kadın-erkek gözetmeksizin birçok insanın tepkisini çeken olay sadece bir gözaltıyla başladı. 22 yaşındaki Mahsa Amini, 13 Eylül'de, zorunlu başörtüsü yasalarını uygulayan ve 'ahlak polisi' olarak adlandırılan İrşad devriyeleri tarafından saçının bir kısmı göründüğü gerekçesiyle gözaltına alındı. Gözaltında dövülerek komaya sokulan Amini, 16 Eylül'de yaşamını yitirdi.
Amini'nin ölümü de yıllardır rejimin baskısına maruz kalan kadınlar başta olmak üzere halk için bir kıvılcım oldu. İranlı kadınlar, aynı baskıyı yaşadıkları için Mahsa Amini'nin yerinde kendilerinin de olabileceğini söylüyor.