İsrail'in Gazze'deki saldırılarına siyasi, mali ve askeri destek sağlayarak "soykırım işlemesini kolaylaştırdığı" gerekçesiyle Nikaragua’nın Almanya aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) açtığı davada, ihtiyati tedbirlere ilişkin karar yarın açıklanacak.
UAD'den yapılan yazılı açıklamada, Nikaragua'nın Almanya aleyhine 1 Mart'ta açtığı davada, ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin kararın yarın TSİ 16.00'da ilan edileceği duyuruldu.
Divan Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam tarafından okunacak kararda, davanın esasına ilişkin kesin hüküm verilinceye kadar geçecek sürede, Almanya'nın İsrail'e yaptığı silah sevkiyatını durdurmasını isteyen Nikaragua'nın geçici tedbir talepleri hükme bağlanacak.
NİKARAGUA'NIN İDDİALARI
Nikaragua, 8 Nisan'daki duruşmalarda, Almanya'nın uluslararası hukuku dört şekilde ihlal ettiğini öne sürdü.
Nikaragua, ilk olarak Almanya'nın, İsrail'e verdiği askeri, siyasi ve mali destekle Gazze'de soykırım işlenmesini kolaylaştırdığını ve Soykırım Sözleşmesi'ne aykırı hareket ettiğini belirtti.
Almanya'nın İsrail'e en çok silah tedarik eden ikinci ülke olduğunu kaydeden Nikaragua’nın avukatları, Almanya’nın aynı zamanda İsrail'e verdiği bu mühimmatların Gazze'deki soykırımda kullanıldığını bilmemesinin mümkün olmadığını vurguladı.
İkinci olarak Almanya’nın, uluslararası insancıl hukukun temel sözleşmelerini ve teamüllerini ihlal ettiğini anlatan Nikaragua’nın avukatları, Almanya’nın bir yandan Filistinlilere yönelik yardımları keserken diğer taraftan da İsrail’e tank mermisi, Heron insansız hava aracı, çelik yelek, tıbbi malzeme ve savaş gemisi mühimmatı gönderdiğine dikkati çekti.
Nikaragua, üçüncü olarak, Gazze başta olmak üzere Filistin'in tüm toraklarında devam eden İsrail’in işgal ve ilhak uygulamalarına Almanya’nın katkı sağladığını aktardı.
Son olarak Nikaragua, Almanya'nın, İsrail’in Filistinlilere yönelik uyguladığı apartheid ve ayrımcı rejimi engellemeyerek ve hatta destek olarak uluslararası hukukun emredici normlarına aykırı hareket ettiğini savundu.
Nikaragua, dava sonucunda Divan'dan, Almanya'nın "uluslararası yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini tespit etmesine, bu eylemlerine son vermesine, bu ihlallerin tekrarlanmayacağına dair güvence vermesine ve bu ihlallerin mağdurlarının zararını tazmin etmesine" hükmetmesini istedi.
ALMANYA'NIN SAVUNMASI
Almanya'nın avukatları, 9 Nisan'daki duruşmalarda, Berlin yönetiminin "İsrail'in Gazze'deki soykırımını desteklediği" yönündeki iddialarını reddederken, silah ihracatının uluslararası hukuk kurallarına uygun yapıldığını öne sürdü.
Avukatlar ayrıca İsrail'e gönderilen silahların, ciddi bir ihracat lisansı incelemesine tabi tutulduğunu ve İsrail'e silah göndererek hukuka aykırı hareket edilmediğini savundu.
7 Ekim'den sonra İsrail'e silah ihracatı için yeni lisans sayısının ciddi derecede azaldığını savunan Almanya, bu tarihten sonra İsrail'e silah sevkiyatının büyük çoğunluğunun, 7 Ekim'den önce verilen ihracat izinlerine bağlı olarak yapıldığını iler sürdü.
İşgal altındaki Batı Şeria, Ürdün ve diğer yerlerdeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) operasyonları için fon sağlamayı ve UNWRA dışındaki insani yardım kuruluşlarını desteklemeyi sürdürdüklerini belirten Almanya, Nikaragua'nın talep ettiği geçici tedbirlere hükmetmesini gerektirecek derecede ciddi ve telafisi mümkün olmayan bir riskin bulunmadığını savundu.
NİKARAGUA'NIN, ALMANYA ALEYHİNE İSTEDİĞİ TEDBİRLER
Nikaragua'nın, İsrail'in Gazze'deki soykırımına destek olmakla suçladığı Almanya aleyhine açtığı davada talep ettiği 5 ihtiyati tedbir şöyle:
"- Almanya, Soykırım Sözleşmesi, uluslararası insancıl hukuk veya Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı gibi genel uluslararası hukukun diğer emredici normlarının ihlalinde ve Filistinlilerin apartheid rejimine tabi olmasında kullanılabilecek, özellikle de askeri teçhizat dahil olmak üzere İsrail'e yaptığı askeri yardımları derhal askıya almalıdır;
- Almanya, İsrail'e teslim edilmiş olan silahların soykırım işlemek için kullanılmaması, soykırım eylemlerine katkıda bulunmaması veya uluslararası insancıl hukuku ihlal edecek şekilde kullanılmaması için derhal her türlü çabayı göstermelidir;
- Almanya, insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek için mümkün olan her şeyi derhal yapmalıdır;
- Almanya, soykırım, soykırım eylemlerini ve Filistin halkının insani haklarının ihlalini önleme yükümlülüklerine uymanın bir parçası olarak Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) finansmanını askıya alma kararını geri almalıdır; bu karar, insani yardımın Filistin halkına, özellikle de Gazze'ye ulaşmasını sağlamak için mümkün olan her şeyi yapma yükümlülüğüne uymalıdır;
- Almanya, uluslararası hukuktaki suçların ihlallerinde kullanılabilecek askeri teçhizatın İsrail'e tedariki de dahil olmak üzere desteğini keserek ve bu kuruluşun faaliyetlerini dayandırdığı UNRWA'ya desteğini sürdürerek uluslararası hukukun emredici nitelikteki kurallarının ağır ihlallerinin sona erdirilmesi için işbirliği yapmalıdır."
İHTİYATİ TEDBİR KARARININ ÖNEMİ
Nikaragua, Divan Statüsü'nün 41. maddesi ve Divan İç Tüzüğü'nün 73, 74 ve 75. maddeleri uyarınca Almanya aleyhine ihtiyati tedbirlerin belirlenmesini talep etti.
Divan, ihtiyati tedbir talebi olan durumlarda, söz konusu davadaki iddiaların makuliyetini, durumun aciliyetini, istenilen tedbirlerin gerekliliğini, muhtemel zararların oluşmasını önlemesi amacının varlığını ve davanın konu ve amaç bakımından yargı yetkisine girip girmediğini inceleyerek veriyor.
İhtiyati tedbir kararları BM Şartının 94. maddesi uyarınca, Divan'ın diğer tüm kararları gibi davanın tarafı olan devletler açısından bağlayıcıdır.
Yine aynı madde uyarınca, davanın taraflarından biri, Divan'ın kararına uymazsa, diğer taraf BM Güvenlik Konseyi'ne başvurabilir ve Konsey gerekli görürse, karara işlerlik kazandırmak için tavsiyelerde bulunabilir veya alınacak önlemleri kararlaştırabilir.
Divan, Nikaragua'nın talep ettiği tedbirlerin tamamını ya da bir kısmını kabul edebileceği gibi, bunların hepsini reddedebilir.
Divan, ihtiyati tedbirlere hükmedilmemesine ilişkin Almanya'nın talebini kabul etse dahi dava, Nikaragua'nın esas iddiaları kesin hükme bağlanıncaya kadar devam etmiş olacak.
TEDBİR KARARLARININ ETKİSİ
Nikaragua'nın tedbirlerinin en azından bir kısmını kabul etmesi ihtimalinde Divan'ın kararı, İsrail'e askeri, ekonomik ve siyasi destek veren üçüncü ülkelerin de İsrail'in ihlallerinden sorumlu olduğu anlamına gelmesi bakımından önem taşıyor.
İhtiyati tedbirlere hükmedilmesi durumunda bunun en önemli sonucu, Divan'ın kullanacağı ifadelere bağlı olmakla birlikte, Almanya'nın İsrail'e verdiği askeri desteği gözden geçirmesi, azaltması, durdurması hatta bu zamana kadar gönderdiği mühimmatın kullanımını sınırlaması anlamına dahi gelmesi mümkün olabilir.
İkinci olarak İsrail’in, Filistinlilere yönelik ihlallerinde önemli rol oynayan füze, mermi, bomba ve benzeri mühimmatı desteği veren Almanya dışındaki diğer ülkelerin de benzer davalar etkisiyle söz konusu yardımları azaltması ya da sonlandırması muhtemel.
Üçüncü olarak, İsrail'in işlediği suçları destekleyen Almanya'nın "yardım eden" sıfatıyla uluslararası sorumluluğu doğuyor ve Filistin lehine tazminat davası açılmasına giden süreç başlayabilir.
Dördüncü olarak İsrail, askeri ve siyasi açıdan yalnızlaşacak ve uzun yıllar sürecek bu dava kesin karara bağlanana kadar, diğer ülkelerin de İsrail'e destek vermekten çekinmesi bekleniyor.
NİKARAGUA'NIN DAVASININ, GÜNEY AFRİKA'NIN İSRAİL'E KARŞI AÇTIĞI DAVAYLA İLİŞKİSİ
Nikaragua'nın Almanya'ya karşı açtığı dava, Güney Afrika'nın, İsrail'e karşı açtığı soykırım davasından farklı olsa da ikisi arasında bir ilişkiden söz etmek mümkün.
Her iki dava da UAD'de görülürken, Nikaragua'nın davası, konu ve kapsamı bakımından daha geniş iddiaları ve suçlamaları kapsıyor.
Güney Afrika'nın açtığı dava sadece Gazze'deki soykırım suçunu incelerken, Nikaragua'nın davası Almanya'nın, İsrail'in tüm Filistin topraklarındaki soykırım, savaş suçu, apartheid uygulamaları ve diğer tüm uluslararası hukuk ihlallerine verdiği desteği ele alıyor.
Nikaragua, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasında Divan tarafından 26 Ocak'ta verilen tedbir kararına sıklıkla atıf yaparken, soykırım davasında tespit edilen İsrail'in ihlalleri hem Nikaragua'nın Almanya'ya karşı açtığı davaya zemin teşkil ediyor hem de Nikaragua'nın Filistin'de işlenen suçların varlığı ispatlamasını kolaylaştırıyor.