Son iki gündeki gelişmelerin ardından konuşma kararı aldığını belirten Nasrallah, normalde 7 Ekim’de yapmayı planladığı açıklamayı, yaşanan olaylar nedeniyle erkene aldığını ifade etti.
Nasrallah, “İyi insanlarımıza, tüm bölgelerdeki sevgili halkımıza ve bizimle dayanışma içerisinde olanlara teşekkür ediyorum” diyerek başladığı konuşmasında, konuşmasının üç ana bölümden oluşacağını belirtti: Birinci bölümde son iki günün etik ve insani boyutu, ikinci bölümde sahadaki gerçekler, üçüncü bölümde ise son gelişmelerin ardından benimsenmesi gereken genel ve siyasi duruş yer alacak.
Nasrallah, yaşanan olayların ulusal ve insani düzeyde “benzeri görülmemiş büyük bir ahlaki destana” tanıklık ettirdiğini vurguladı. “İsrail, binlerce çağrı cihazını patlatarak kırmızı çizgileri ihlal etti. Düşman hiçbir şeyi umursamadan binlerce çağrı cihazını aynı anda hedef aldı” dedi.
Nasrallah'ın açıklamaları şu şekilde:
Yaşananların nimetlerinden biri de ulusal ve insani düzeyde benzeri görülmemiş büyük bir ahlaki destana tanık olmamızdır. İsrail binlerce çağrı cihazını patlatarak kırmızı çizgileri ihlal etti. Düşman hiçbir şeyi umursamadan binlerce çağrı cihazını aynı anda hedef aldı. Hizbullah üyelerine 4 binden fazla çağrı cihazı dağıtılmıştı. Yani 1 dakikada 4 bin kişiyi aynı anda öldürmek istediler. Düşman sivil alanlarda çağrı cihazı bulunmasını umursamadı. Salı ve çarşamba günü gerçekleşen saldırılar katliamdı. Saldırıların bir kısmı hastane, eczane, pazar yeri, dükkan ve hatta binlerce sivilin, kadın ve çocukların da bulunduğu konutlar, özel araçlar ve kamu yollarında gerçekleşti.
"BU BİR KATLİAMDIR"
Bu büyük bir terör operasyonudur. Bir katliamdır. Savaş ilanı anlamına gelmektedir. Çok sayıda dahili araştırma komitesi oluşturduk ve tüm senaryoları inceledik. Neredeyse kesin bir sonuca ulaştık. Hiç şüphe yok ki, direniş tarihimizde ve belki de düşmanla çatışma tarihimizde benzeri görülmemiş büyük bir güvenlik ve insani darbeye maruz kaldık. Bu darbe bizi dizlerimizin üzerine çökertmedi. Bu bizim için bir ders oldu. Daha güçlü dayanıklı ve sağlam olarak geri döneceğiz.
"DÜŞMANIN TEKNOLOJİK ÜSTÜNLÜĞÜ VAR"
Düşmanımızın düşünce yapısını anlamamız çok önemli. Çok ağır bir darbe aldık ama bu savaş halidir ve özellikle Amerika ve Batı tarafından desteklendiği için düşmanın teknolojik üstünlüğünün olduğunu anlıyoruz. Tüm tehlikelerin üstesinden gelme konusunda daha yetenekli olacağız. Cephemiz çok etkiliydi ve düşman üzerinde baskı oluşturuyordu; bunun kanıtı düşmanın yaptıklarıdır.
"İSRAİL İÇİN TARİHİ BİR YENİLGİ"
Lübnan Cephesi, Filistin direnişinin sahip olduğu en önemli müzakere araçlarından biridir. Düşman üzerindeki baskının en önemli unsurlarından biri ve en önemli yıpratma cephelerinden biri Lübnan cephesidir. Kuzeyi kaybettiklerinden bahsediyorlar ve askeri sorunlarla karşı karşıya olduklarını söylüyorlar. Eski bir İsrail genelkurmay başkan yardımcısı, kuzeyde olup bitenleri İsrail için tarihi bir yenilgi olarak nitelendirdi.
"SALDIRININ AMACI LÜBNAN CEPHESİNİ DURDURMAKTI"
Salı günü resmi ve gayri resmi kanallardan saldırının amacının Lübnan cephesini durdurmak olduğuna dair mesajlar geldi. Bu tehditlere boyun eğemeyiz veya Gazze'yi desteklemeyi bırakamayız. Düşman, büyük bombardımanlarla direniş ortamını vurmaya, tüketmeye ve zayıflatmaya çalıştı.
Direnişin tüm pozisyonlarına bağlı kalması, İsrail düşmanının hedeflerine ulaşmadığı anlamına geliyor. Lübnan'daki direniş Gazze'ye, Batı Şeria'ya ve mazlum Filistin halkına destek vermekten vazgeçmeyecektir, dolayısıyla düşman amacına ulaşamamıştır.
"TÜM SAVAŞÇILARIN HAZIRLIK DURUMUNU ARTIRDIK"
Üst düzey yetkililer patlayan çağrı cihazlarını taşımıyordu. Tüm savaşçıların hazırlık durumunu artırdık. Büyük bombalamalar direnişin yapısını etkilemedi. Umuyoruz ki İsrail Güney Lübnan'a girer. Çünkü bu Hizbullah için tarihi bir fırsat yaratır.