"Haberin İşçisi"
İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,5258 %0.18
37,9814 %-0.3
3.349,90 % -0,49
3.078.980 %-0.218
İşçi Haber Dünya Rusya-Ukrayna savaşı: Bitiş yakın mı? Trump'ın barış hamlesi ve Çernobil gerginliği

Rusya-Ukrayna savaşı: Bitiş yakın mı? Trump'ın barış hamlesi ve Çernobil gerginliği

Rusya-Ukrayna savaşı, üçüncü yılına girerken, bölgedeki insani ve siyasi kriz derinleşiyor. Binlerce kayıp ve milyonlarca yerinden edilmiş insan, dünyanın gözlerini bu çatışmaya yeniden çevirdi. Son dönemdeki diplomatik gelişmeler ve ABD başkanı Donald Trump’ın barış çağrısı, savaşın geleceğine dair yeni sorular gündeme getiriyor.

Avrupa’nın kalbinde üç yıldır süren savaş, jeopolitik dengeleri altüst etti, uluslararası sistemin zayıflıklarını gözler önüne serdi ve insanlık tarihinin en büyük mülteci krizlerinden birini doğurdu. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik 24 Şubat 2022’de başlattığı işgal harekatı, başlangıçta kısa sürede zafer kazanma hedefiyle yürütülse de, beklenmedik bir direnişle karşılaşarak yıllara yayılan kanlı bir savaşa dönüştü.
Bu üç yıl boyunca, savaşın tarafları sahada kazanımlar elde etmeye çalışırken, Batı ve Rusya diplomatik, ekonomik ve askeri anlamda büyük bir güç mücadelesine girişti. NATO ve Avrupa Birliği, Ukrayna’yı destekleyerek Rusya’nın genişlemesini durdurmak isterken, Rusya ise Batı’nın doğuya yayılmasını bir güvenlik tehdidi olarak görüp askeri operasyonlarını genişletti.
Savaşın üçüncü yılına girilirken, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış girişimleri, Ukrayna’nın askeri ve ekonomik çöküşün eşiğine gelmesi, Rusya’nın yeni saldırıları ve Çernobil’de yaşanan patlamalarla bu gelişmeler, savaşın yeni bir döneme girebileceğine işaret ediyor ancak bu barış, Ukrayna için bir zafer mi olacak, yoksa büyük güçler arasında bir pazarlık sonucu Ukrayna kaderine mi terk edilecek?

Russia-Ukraine war: What happened today (April 2) : NPR

PUTİN-TRUMP GÖRÜŞMELERİ: SAVAŞIN SEYRİ DEĞİŞEBİLİR Mİ?

Son 10 gün, küresel diplomasi açısından sarsıcı gelişmelere sahne oldu. Donald Trump ve Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmeleri, Washington ve Moskova arasında yeniden doğrudan diplomatik temasların kurulması, Suudi Arabistan’daki Rusya-ABD müzakereleri ve Avrupa’nın endişeleri, savaşın yeni bir boyuta evrildiğini gösteriyor. 12 Şubat’ta Trump ve Putin ilk telefon görüşmelerini gerçekleştirdi. Bu görüşme Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana iki ülke liderleri arasında gerçekleşen ilk doğrudan temas oldu.
Bu görüşmeyle birlikte, Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupa ile ABD arasındaki görüş ayrılıkları daha da belirgin hale geldi. Avrupa, ABD’nin Ukrayna’dan desteğini çekebileceği endişesiyle yeni stratejiler geliştirmeye başladı. Bir sonraki durak ise Rusya-ABD müzakereleri için Riyad oldu. Suudi Arabistan’da gerçekleştirilen bu görüşmeler, Ukrayna savaşının küresel güçler arasında yeniden şekillendirilmek istendiğini göstermekte. Bu süreçte, Kremlin’in hedefi netti. Batı’nın Rusya’yı tecrit etme çabalarının başarısız olduğunu göstermek. Moskova, ABD ile doğrudan müzakere masasına oturarak, savaştaki inisiyatifi elinde tutmak ve Batı’nın Ukrayna’daki askeri desteğini zayıflatmak istiyor.

Putin, Trump could meet as early as next week: Kremlin

RUSYA, UKRAYNA VE AVRUPA: JEOPOLİTİK DENGELER NASIL DEĞİŞİYOR?

Kremlin yanlısı Rus gazeteleri, Putin-Trump görüşmelerini büyük bir zafer olarak lanse ediyor. Moskovsky Komsomolets tabloid gazetesinde yayınlanan bir analizde, Trump’ın Rusya ile barış yapmak zorunda kalacağı ve bu durumun Avrupa ile Ukrayna’nın aleyhine olacağı iddia ediliyor. Rus medyası, Washington ile daha sıcak ilişkiler kurulmasını desteklerken, Avrupa liderlerini ve Kiev yönetimini sert şekilde eleştiriyor ama Moskova’da halk arasında, bu iyimser havaya temkinli yaklaşanlar da var. Bir Rus vatandaşı, “Trump bir iş insanı. Sadece para kazanmakla ilgileniyor. Durumu değiştirmek için daha yapılması gereken çok şey var” derken, başka bir vatandaş Suudi Arabistan’daki görüşmelerin savaşa son verebileceğine dair umut taşıdığını dile getiriyor.

ÇERNOBİL’DE YENİ TEHLİKE: SAVAŞ FARKLI BİR BOYUTA EVRİLİYOR MU?

14 Şubat 2025’te Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen patlama, tüm dünya için bir kırılma noktası olabilir. Patlamanın ardından Ukrayna hükümeti, Rusya’yı suçladı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), radyasyon seviyelerinin normal olduğunu ancak yüksek alarm seviyesinin sürdüğünü açıkladı.Bu olay, Rusya-Ukrayna savaşının farklı bir boyuta evrildiği ve tarafların daha agresif yöntemlere başvurabileceği endişesini doğurdu. Avrupa, Çernobil’deki patlamanın ardından Rusya’nın nükleer riskleri bir tehdit unsuru olarak kullanabileceği ihtimalini değerlendirirken, NATO ülkeleri ise Ukrayna’ya yönelik desteğin artırılmasını tartışıyor.

Russian Drone Strike Damages Chernobyl Nuclear Plant Shield, Zelenskyy Says

TÜRKİYE’NİN TUTUMU: DENGELİ POLİTİKA VE ARABULUCULUK ÇABALARI

Türkiye, savaşın başından itibaren dengeli bir politika izledi.

  • Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek verdi.
  • Rusya ile diplomatik ilişkileri sürdürdü.
  • İstanbul ve Antalya’da barış görüşmeleri düzenledi.
  • Tahıl Koridoru Anlaşması’nın mimarı oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem Zelenski hem de Putin ile doğrudan görüşerek barış için zemin oluşturmaya çalıştı. Son olarak, Zelenski’nin Türkiye ziyareti sırasında Ukrayna’nın güvenliği için garantörlük talep etmesi, Türkiye’nin rolünü daha da kritik hale getirdi fakat Türkiye’nin doğrudan Ukrayna’ya askeri destek sağlama ihtimali düşük görünüyor. Bunun yanında, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son Türkiye ziyareti, Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında denge politikası yürütmeye devam ettiğini gösteriyor.

On 3rd anniversary of Russia-Ukraine war, Turkish president calls for fair, balanced approach for lasting peace

UKRAYNA’DAKİ ENDİŞELER VE AVRUPA’NIN SIKINTILARI

Putin-Trump görüşmeleri, Ukrayna’yı bir belirsizliğe sürüklüyor. Ukrayna yönetimi, ABD’nin desteği olmadan Rusya’ya karşı direnmenin çok daha zor olacağını biliyor. Zelenski hükümeti, Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği kesmesi halinde, Avrupa’nın tek başına bu boşluğu dolduramayacağından endişe ediyor. Avrupa’da da derin bir endişe hakim. Almanya, Fransa ve İngiltere gibi büyük Avrupa ülkeleri, Ukrayna’ya desteğin sürmesi gerektiğini vurgularken, ABD’nin desteğinin azalması halinde Rusya’nın savaşta avantaj sağlayacağı görüşü yaygınlaşıyor.

Zelenskiy, Putin Vie For Edge With Trump Ahead Of Ukraine Pivot

SAVAŞ NEREYE GİDİYOR?

Putin-Trump görüşmeleri, küresel diplomatik dengeleri sarsan bir gelişme oldu. ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteği azaltma ihtimali, Kiev’i zor durumda bırakıyor. Eğer Rusya ile ABD arasındaki müzakereler devam ederse, Ukrayna’nın savaşın geleceği üzerinde daha az söz hakkına sahip olabileceği öngörülüyor. Rusya, Ukrayna üzerindeki askeri baskısını artırmaya devam ederken, Avrupa’nın nasıl bir strateji geliştireceği büyük bir soru işareti. Moskova’daki halk ise Trump’ın gerçekten Rusya ile bir anlaşma yapıp yapmayacağını izleyerek bekliyor. Önümüzdeki günlerde Trump ve Putin arasında gerçekleşmesi muhtemel yüz yüze görüşme, savaşın geleceğini belirleyebilecek bir dönüm noktası olabilir ancak Ukrayna’nın Batı tarafından yalnız bırakılması, Kiev için sonun başlangıcı anlamına mı gelecek? Bu sorunun cevabını önümüzdeki haftalar gösterecek.
Son 10 gün içinde yaşananlar, küresel siyasetin ne kadar hızlı değişebileceğini gözler önüne serdi. Putin ve Trump arasındaki doğrudan temaslar, ABD’nin Ukrayna politikasında köklü değişiklikler yaşanabileceğini gösteriyor. Eğer Trump Rusya ile barış yapma yoluna giderse, bu anlaşma Ukrayna ve Avrupa için ne anlama gelecek? Önümüzdeki günlerde, Rusya-ABD ilişkilerinin nasıl şekilleneceği, savaşın geleceğini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olacak. Ama bu yeni diplomatik süreç Ukrayna için bir çözüm mü, yoksa felaketin başlangıcı mı? Bunu yalnızca zaman gösterecek.

Ending the Threat of War in Ukraine: A Negotiated Solution to the Donbas  Conflict and the Crimean Dispute - Quincy Institute for Responsible  Statecraft