Suriye'nin Suudi Arabistan Büyükelçisi Ayman Susan, Esad'ın liderliğindeki 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından devrik lider Beşar Esad’ı şiddetle eleştirdi. Susan, Esad'ın Suriye'den kaçmasının ardından Rusya'ya gitmesini bir utanç olarak adlandırdı.
Susan, Esad’ın Suriye'deki uyuşturucu kaçakçılığı ağını yönettiğini ve Arap girişimlerini reddettiğini ifade etti. Arap ülkelerinin Suriye’yi yeniden Arap Birliği'ne kazandırma çabalarına rağmen, Esad’ın bu girişimlere ilgisiz kaldığını belirtti.
Susan, Esad'ın kararlarının benzersiz olduğunu ve toplantılarda uyuşturucu kaçakçılığına çözüm bulma konusunda sundukları taahhüdün Esad tarafından dikkate alınmadığını söyledi. Susan, Esad’ın "hep ben ve benden sonrası tufan" yaklaşımını benimsediğini ifade etti.
Susan, Esad’ın tutumunun yalnızca Rusya ve İran’a bağımlı olduğunu ve diğer Arap ülkelerinin yardımlarını istemediğini belirtti. Esad’ın bu yaklaşımının Suriye’nin geri kalanını yalnızca daha derin bir çıkmaza sürüklediğini vurguladı.
Susan, Baas rejiminin insan hakları ihlalleri konusunda ise devlet çalışanlarının çoğunun rejimin hareketlerinden hoşlanmadığını ancak korku ortamı nedeniyle seslerini çıkaramadıklarını söyledi. Rejimin halkı susturduğu korku ortamının Suriyeliler için büyük bir felakete dönüştüğünü ifade etti.
Sednaya Hapishanesi'nde İnsanlık Dışı Durum
Susan, Şam yakınlarındaki Sednaya Hapishanesi'nde yapılan işkenceleri ve suçları dehşet verici olarak tanımladı. Esad’ın yönetiminin, Suriye’nin tüm enerjisini suç işlemeye adadığını söyleyen Susan, rejimin halkını yıllarca mağdur ettiğini ve dünya için büyük bir utanç kaynağı haline geldiğini belirtti.
Suriye'nin Rusya Büyükelçisi Beşar el-Caferi, Esad’ın ülkesinden kaçışını "utanç verici" olarak tanımlamış ve Suriye'nin çöküşünü, hem toplum hem de ordu arasındaki popülerlik eksikliği ile ilişkilendirmişti. El-Caferi, bu durumun, Suriye'nin içsel reformlar için acil bir ihtiyaç duyduğunu ve barışçıl bir değişimi gerektirdiğini dile getirdi.