Siddiq, istifa mektubunda, iddia edilen tüm mali çıkarları ve aile ilişkilerini tam olarak ortaya koyduğunu vurgulasa da, bu durumun hükümetin çalışmalarına zarar verme potansiyeli taşıdığını belirterek görevinden ayrıldığını duyurdu.
Bangladeş'te Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu (ACC), eski Başbakan Hasina ve ailesinin aleyhine bazı suçlamalarla dava açmıştı. Bu davalar, Hasina'nın Hindistan'a kaçtıktan sonra, ailesinin yerel yönetim yetkilerini kötüye kullanarak arazi edinmek amacıyla yolsuzluk yaptığı iddialarıyla ilgiliydi. Bu bağlamda, Siddiq'in de söz konusu dosyada yer alması, İngiltere'deki siyasi arenada büyük tartışmalara yol açtı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın bakanlık standartları konusundaki danışmanı Laure Magnus tarafından yapılan incelemede, Siddiq'in herhangi bir bakanlık kuralını ihlal etmediği tespit edilse de, ailesinin yolsuzlukla ilgili bağlantılarının oluşturabileceği itibar risklerine dikkat çekildi. Bu rapor sonrasında, Siddiq'in istifa kararı alması uzun bir değerlendirmeyi takip etti.
ACC'nin Genel Müdürü Akhtar Hossain, yaptığı açıklamada, Hasina, kız kardeşi Rehana ve Rehana'nın üç çocuğu aleyhinde yolsuzluk suçlamalarıyla üç ayrı dava açıldığını bildirdi. Hossain, davaların "Hasina ailesinin arazi edinmek için yetkilerini kötüye kullandığı" suçlamasıyla açıldığını belirtti.
Komisyon, Hasina'nın başbakanlık görevini yürütürken sahip olduğu yetkileri yasa dışı şekilde kullanarak arazi edinimini kolaylaştırdığı iddialarını araştırıyor. Bu suçlamalar, Hasina'nın hükümetteki görevde bulunduğu dönemde gerçekleştiği öne sürülen büyük bir yolsuzluk skandalına dayanıyor.
Öte yandan, Ekim 2024'te Bangladeş'te yaşanan kitlesel öğrenci protestoları sırasında, eski Başbakan Hasina hakkında insanlığa karşı suçlar işlendiği iddiasıyla bir tutuklama kararı çıkmıştı. Uluslararası Suçlar Mahkemesi, 6 Ocak 2025 tarihinde, Hasina'nın ülke genelinde yaşanan "zorla kaybetme" vakalarındaki rolüne dair yeni suçlamalarla ikinci bir tutuklama kararı çıkardı.