Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye'den üst düzey diplomatik, askeri ve istihbari yetkililerin katılımıyla Ürdün'ün başkenti Amman'da gerçekleştirilen "Suriye ve Komşu Ülkeler Toplantısı"nın ardından ortak bildiri yayımlandı. Toplantıda terörle mücadele, sınır güvenliği, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadelede işbirliği gibi konular masaya yatırıldı. Ayrıca bölgedeki ortak güvenlik zorlukları ve Suriye'deki güncel gelişmeler detaylı şekilde ele alındı.
Yayımlanan bildiride, Suriye halkının ülkenin güvenliğini, istikrarını ve egemenliğini koruma çabalarının desteklendiği vurgulandı. Bildiride ayrıca, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamaya yönelik çabalara verilen desteğin devam edeceği ifade edildi.
Suriye'nin Güvenliği Bölgenin İstikrarı İçin Kritik Öneme Sahip
Bildiride, Suriye'nin güvenliği ve istikrarının, bölgenin genel güvenliği açısından kritik olduğu belirtilerek, ülkenin egemenliğini ve barışını tehdit eden her türlü girişim ve silahlı grup kınandı. Hükümetin kamu düzenini sağlama ve halkın güvenliğini koruma çabalarına destek verildiği ifade edildi.
İsrail'in Suriye'ye Yönelik Saldırıları Kınandı
İsrail’in Suriye topraklarına yönelik saldırıları ve iç işlerine müdahale girişimleri de bildiride açık bir dille kınandı. Bu saldırıların uluslararası hukuka ve insancıl hukuka aykırı olduğu, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bir ihlal teşkil ettiği belirtildi. Ayrıca, bu tür saldırıların bölgedeki çatışmaları daha da tırmandırma riski taşıdığı vurgulandı.
Katılımcı ülkeler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) uluslararası hukuka uygun hareket etmeye ve İsrail’in ihlallerine son vermesi için gerekli adımları atmaya çağırdı. Bildiride, İsrail’in işgali altındaki Suriye topraklarından çekilmesi gerektiği ifade edilerek, İsrail’in 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması'na uymasının zorunlu olduğu vurgulandı.
Amman Zirvesi'nde Türkiye'yi Üst Düzey Yetkililer Temsil Etti
Toplantıya Türkiye adına Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın katıldı. Türkiye'nin yanı sıra Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye'nin dışişleri ve savunma bakanları ile genelkurmay ve istihbarat başkanları da zirvede yer aldı.
Terörle Mücadelede Ortak Operasyon Merkezi Kurulacak
Toplantının ardından yayımlanan bildiride, her türlü terör eylemi kınanarak, askeri, güvenlik ve istihbari düzeyde terörle mücadelede işbirliği mesajı verildi. DEAŞ’ın Suriye ve bölge güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğu belirtilerek, örgütün tamamen ortadan kaldırılması için ortak operasyon merkezi kurulması konusunda mutabakata varıldığı ifade edildi.
Ayrıca DEAŞ mahkumlarının tutulduğu cezaevlerine ilişkin meselelerin ele alınması için işbirliği ve koordinasyonun artırılması gerektiği vurgulandı.
Uyuşturucu ve Silah Kaçakçılığına Karşı Ortak Mücadele
Ortak bildiride, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile mücadelede işbirliği yapılmasının önemine dikkat çekildi. Bu bağlamda, Suriye'nin kapasitesinin güçlendirilmesi için teknik ve lojistik destek sağlanacağı belirtildi. Bölgesel güvenliği tehdit eden organize suçlarla mücadelede koordinasyonun artırılacağı ifade edildi.
Suriye’nin Yeniden İnşası İçin Uluslararası Destek Çağrısı
Bildiride, Suriye'nin yeniden inşa sürecine uluslararası desteğin artırılması gerektiği vurgulandı. Ülkenin erken toparlanma projelerine yönelik uluslararası desteğin seferber edilmesi gerektiği ifade edilirken, Suriye'nin devlet inşası ve ekonomik kalkınmasını engelleyen tüm faktörlerle mücadele edilmesi gerektiği belirtildi.
Suriye halkının temel ihtiyaçlarını karşılamak için uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması gerektiğine dikkat çekilen bildiride, bölge ülkeleri arasında ekonomik, ticari ve yatırım işbirliğinin geliştirilmesi hedefi teyit edildi. Ayrıca, enerji ve ulaşım altyapısının güçlendirilmesi yönündeki adımların desteklenmesi gerektiği ifade edildi.
Mültecilerin Güvenli Dönüşü İçin Çalışmalar Hızlandırılacak
Bildiride, Suriyeli mültecilerin uluslararası hukuk çerçevesinde, güvenli ve sürdürülebilir şekilde ülkelerine dönüşünü sağlamak için gerekli koşulların oluşturulması gerektiği vurgulandı. Bölge ülkelerinin, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde bu süreci desteklemesi gerektiği ifade edildi.
Ayrıca, mültecilerin dönüş süreci tamamlanana kadar uluslararası toplumun, ev sahibi ülkelerdeki mültecilere yönelik tüm sorumluluklarını yerine getirmeye devam etmesi gerektiği vurgulandı.