Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), 2025/2026 eğitim öğretim yılına ait seçmeli derslerin e-okul sistemi üzerinden seçilmesi için süreci başlattı. 7 Şubat 2025'te yapılan açıklamada, okulların fiziki imkânları, öğretmen kadrosu ve program içerikleri göz önünde bulundurularak, öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlayacak derslerin seçilmesinin önemli olduğu vurgulandı. Seçmeli dersler, öğrencilerin kişisel ilgi ve yeteneklerine göre 14 Şubat 2025’e kadar belirlenip, e-okul sistemine kaydedilecektir.
Seçmeli dersler, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmeleri, bilişsel ve duyuşsal gelişimlerine katkı sağlamaları açısından oldukça kritik bir yer tutuyor. Fakat birçok okulda öğrencilere belli dersleri seçme konusunda baskı yapıldığı ve bazı yöneticilerin öğrenci yerine ders seçimi yaptığı sıkça gündeme gelmiştir.
Özellikle geçmiş yıllarda, okul yöneticilerinin velilere sunduğu dilekçelerde, öğrencilerin "insan toplum ve bilim", "din ahlak ve değerler" ile "kültür sanat ve spor" alanlarından en az bir ders seçmeleri talep edilmiştir. MEB, seçmeli derslerin seçiminde öğrenci taleplerinin öncelikli olacağını belirtse de, okulun fiziki imkanları ve öğretmen sayısının yetersizliği gibi sebeplerle öğrencilerin istedikleri dersleri seçme şansı kısıtlanabilir.
Eğitim Sen’den Seçmeli Derslerde Öğrenci Hakları Savunması
MEB'in seçmeli derslerin seçiminde daha merkeziyetçi bir yaklaşım benimsemesi, okulda öğrenci ve veli katılımını sınırlayan, yönetici inisiyatifiyle ilerleyen bir sürecin önünü açmaktadır. Eğitim Sen, bu durumu takip ederek, öğrencilerin ve velilerin haklarını savunmaktadır. Geçmiş yıllarda bazı okullarda, yöneticilerin öğrenci ve velilere bilgilendirme yapmadan, onların yerine ders seçimi yaptığı ve sonra bu dersleri öğrencilere imzalattığına dair örnekler mevcuttur. Bu tür uygulamalara karşı çıkan Eğitim Sen, öğrencilerin kendi tercihlerine saygı gösterilmesini talep etmektedir.
Eğitim Sen, seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde herhangi bir yönlendirme yapılmaması gerektiğini savunuyor. Bununla birlikte, öğretmen yokluğu ve fiziki imkanlar gerekçe gösterilerek, öğrencilerin belirli derslere zorlanmasının kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Öğrencilerin ve velilerin hakları, bu süreçte göz ardı edilmemeli, özgür iradeye dayalı bir seçim süreci sağlanmalıdır.
Eğitim Sen, Türkiye genelinde şubeleriyle birlikte bu süreci yakından takip ettiğini ifade etti. Öğrencilerin ve velilerin mağduriyet yaşamamaları için Eğitim Sen şubelerine başvurmaları gerektiği vurgulandı. Eğitim Sen, bugüne kadar olduğu gibi, öğrencilerin haklarını savunmaya devam edecek şeklinde bilgilendirme yapıldı.