"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5058 %0.09
36,2567 %-0.27
3.380.869 %3.836
2.961,31 0,89
Ara
İşçi Haber Eğitim Milli Eğitim Bakanı Özer’den Uzman ve Başöğretmenlik sınavıyla ilgili açıklama

Milli Eğitim Bakanı Özer’den Uzman ve Başöğretmenlik sınavıyla ilgili açıklama

Milli Eğitim Bakanı Özer, Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmenlik konusunu çok önemsediğini belirterek sınava dair açıklamalarda bulundu.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Uzman ve Başöğretmenlik sınavına dair, iki temel sebeple bir sınav yapmak zorunda olduklarını belirtterek, ''Sınav zaten çok basit ve eğitime katılımla rahatlıkla aşılabilecek türden olacak.'' açıklamasında bulundu.

HaberTürk'ten Kürşad Zorlu'nun haberine göre, Milli Eğitim Bakanı Özer, Zorlu'ya  Uzman ve Başöğretmenlik sınavına dair, açıklamalarda bulundu.

Zorlu'nun haberi ise şu şekilde: 

Sayın Bakan, bu süreci çok önemsediklerini ve asıl hedeflerinin hem öğretmenlerin özlük haklarına katkı sağlamak hem de yeni bir heyecan vermek olduğunu vurguladı. Zira yeni yılla birlikte uzman öğretmene 3 bin TL, başöğretmenlerde en az 6 bin TL’lik bir ek ücret yansıması olacakmış. Zaten bu unvanların tek belirgin yanı da özlük hakkına getirdiği bu değişim. Üstelik anladığım kadarıyla bu yasadaki nihai madde ilk hazırlandığı şekli değil… Farklı bakanlıklarla görüşmeler neticesinde bu noktaya gelmiş.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Özer’e velilerin öğretmenler arasında tercih etme yönteminin yaygınlaşabileceğini, bunun da huzursuzluğu artıracağı kaygısını aktardım. “Bu mümkün değil, böyle bir şeye izin vermeyiz.” cevabını verdi. Tabii bu kaygı ve detayın takipçisi olmak gerek. Böyle bir tablonun oluşmasına asla izin verilmemeli.

Bakan Özer iki temel sebeple bir sınav yapmak zorunda olduklarını belirtti.

“Birincisi uzaktan verdiğimiz bir eğitim var. Bunun sonunda mutlaka bir ölçüm yapmak zorundayız. Kanunda da bu var. Eğer bunu otomatik bir prosedüre çevirirsek unvanların da anlamı kalmaz. Sınav zaten çok basit ve eğitime katılımla rahatlıkla aşılabilecek türden olacak. Sadece Yüksek Lisans ve Doktora yapanlar sınavdan muaf olacak. Burada lisansüstü eğitimi teşvik etmek istedik. Hatta ilk teklifte öğretmenlerin sadece kendi alanlarıyla ilgili olması gerektiği vardı. Ben bunun herhangi bir alanda yapılmasının yeterli olması gerektiğini savundum. Şu anda da öyle."

“İkincisi bu sınava herkes değil istekliler başvuruyor ve bu eğitimi alarak sınava girmeye hak kazanıyorlar. Şu ana kadar başvuranların sayısı 613 bin. 90 bin de Yüksek Lisans yaptığı İçin muaf olacak. Bu da ciddi bir oran sayılır.”

Bu noktada sayın Bakana ölçme yönteminin bir yazılı sınav değil de uygulama ya da seminer gibi bir usulle sağlanıp sağlanamayacağını bir öneri olarak kendisine ilettim. Ya da hem uygulama hem sınav olarak bir karma ölçme olabilir. Öğretmenlerin en önemli alanı sınıflar ve buradaki katkıları olduğuna göre ölçme kısmı daha güçlü hale gelecektir. Belki bu yöntem ara bir formül olarak düşünülebilir. Çünkü görebildiğim kadarıyla bu konuya eleştiri getirenlerde sınav hem bir stres unsuru hem de mesleğin doğasına aykırı sayılıyor. Ben hala burada bir düzenleme olabileceğine inanmaktayım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *