Türkiye'nin demografik potansiyelini vurgulayan Bakan Şimşek, özellikle kadınların işgücüne katılım oranını artırmayı hedeflediklerini ifade etti. Kadınların işgücüne katılım oranının şu anda yüzde 36 seviyelerinde olduğunu belirten Şimşek, bu oranı OECD ortalamasına, yani yüzde 66 seviyelerine çıkararak, ülkenin büyük bir potansiyelini hayata geçirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Küresel ekonomik belirsizlikleri ele alan Bakan Şimşek, ticaretteki olumsuzluklar ve korumacılığın arttığına dikkat çekti. 2009 yılına kıyasla, küresel ticarete getirilen sınırlamaların yaklaşık dokuz kat arttığını belirten Şimşek, bu korumacılığın devam etmesinin küresel gayri safi yurt içi hasılada düşüşlere yol açabileceğini ifade etti. ABD ve Çin arasındaki ticaret gerilimlerine de değinen Bakan Şimşek, ABD’nin ikinci döneminde uygulamayı planladığı tarifelerin küresel ticaret için büyük bir risk oluşturduğunu belirtti.
Şimşek, Türkiye’nin bu tür ticaret kısıtlamalarına karşı dirençli olduğunu belirtti. Gümrük Birliği anlaşması ve 54 ülke ile yapılan serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye’nin ihracatının yüzde 62’sini kapsadığını vurgulayan Bakan Şimşek, Türkiye’nin bölgesel avantajlarını kullanarak, Orta Asya, Orta Doğu, Balkanlar, Avrupa Birliği ve Kuzey Afrika gibi bölgelerle güçlü ticari ilişkiler kurduğunu söyledi.
DÜŞÜK BORÇLULUK ORANI TÜRKİYE'NİN GÜCÜNÜ ARTIRIYOR
Küresel borçluluk oranlarına da değinen Bakan Şimşek, Türkiye'nin toplam borçluluk oranının, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük olduğunu belirtti. Türkiye’nin milli gelirine göre borçluluk oranının sadece yüzde 99 olduğunu belirten Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 245 olduğuna dikkat çekti. Düşük borçluluk oranının Türkiye'nin ekonomik direncini artıran önemli bir faktör olduğunun altını çizdi.
Bakan Şimşek, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun, küresel ekonomik belirsizliklere karşı önemli bir avantaj sunduğunu ifade etti. Türkiye’nin, yaşlanan nüfus sorunuyla karşı karşıya kalan diğer ülkelere kıyasla, daha güçlü bir demografik yapıya sahip olduğunu söyledi. Bununla birlikte, Türkiye’nin yapısal reform gündeminin oldukça kapsamlı olduğunu belirten Şimşek, aktif sanayi politikalarından beşeri sermaye geliştirmeye kadar birçok alanda reform adımları attıklarını kaydetti.
SAVUNMA SANAYİSİNDEKİ BAŞARI VE KÜRESEL İHRACAT
Bakan Şimşek, Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarısını da vurguladı. Türkiye, 1000’in üzerinde savunma sanayi projesi gerçekleştirerek, savunma sanayisinde yüzde 80 yerlilik oranına ulaştı. Bu başarı, Türkiye’nin savunma sanayisindeki küresel oyunculardan biri olmasına katkı sağladı. Geçen yıl Türkiye, en büyük 11. savunma sanayi ihracatçısı olarak dikkat çekti.
Yapay zeka alanındaki gelişmelere de değinen Bakan Şimşek, Türkiye’nin bu alanda gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerinde bir seviyede olduğunu belirtti. Yüksek ölçekli veri merkezleri ve fiber optik altyapı yatırımlarına öncelik verildiğini vurgulayan Bakan Şimşek, dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar atıldığını ifade etti.
Bakan Şimşek, küresel ekonomik zorlukların aşılması için Türkiye’nin büyüme potansiyelini artırmaya yönelik yapısal reformların önemini vurguladı. Türkiye, verimliliği ve rekabetçiliği artırarak, yapısal reformları hayata geçirip, büyüme hızını sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor.