Tüm dünyada yaşanan yüksek enflasyonla beraber, ekonomi haberleri içinde ve hararetle yapılan tartışmaların hemen her birinde baz etkisi kavramını sıklıkla duymaya başladık.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, Sakarya'nın Sapanca ilçesinde düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde baz etkisine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Enflasyonu düşürmek, şok öncesi döneme dönmek bir süreç işi. Dünyada da böyle. Enflasyonla mücadele bir süreç işidir zaman alıyor. Enflasyon yaz aylarında çok hızlı düşecek. Baz etkisi de var, program etkisi de var."
Ekonomide baz etkisi; enflasyon, büyüme ve ihracat gibi kavramların gelişmesiyle birlikte ortaya çıktığından, bu kavramlarla ilgili veriler açıklanırken daha sıkça duyarız.
Peki enflasyon nedir?
TCMB enflasyonun tarifini yaparken, “sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesi” olarak ifade ediyor. Enflasyon düşmesini de, “fiyatların düşmesi insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek değildir. Enflasyonun düşmesi, fiyatların daha az artması (yani artışın devam etmesi ama eskisine göre artışın yavaşlaması), insanların alım güçlerinin daha az azalması ve neticesinde istikrar ve refah demektir" ifadelerine yer veriyor.
Fiyatların her ay çok fazla değişmiş olmasına rağmen, yıllık enflasyonun çok farklı çıkmasında baz etkisinin rolü oldukça büyük.
Kilit öneme sahip büyüme, ihracat ve enflasyon verileri söz konusu olduğunda değişimi hesaplayan oranlar baz etkisi içermektedir.
BAZ ETKİSİ NEDİR?
Ekonomi ve finans alanında baz etkisi temelde matematiksel bir olgu olarak tanımlanır.
Baz etkisi (Base Effect), iki dönem arasındaki değişim oranı hesaplanırken, değişime referans alınan dönemde sıra dışı bir şekilde artışların ya da azalışların yaşanması durumunda, değişim hesaplandığı döneme yansıyan etkiyi ifade etmek için kullanılır.
Baz etkisi genellikle enflasyon, büyüme ve ihracat gibi kavramlarla beraber ortaya çıkar. Baz etkisine önce büyüme rakamları üzerinden örnek vermek gerekirse;
2021 Kasım ayı yıllık enflasyonu hesaplamasında, 2021’in Kasım ayı tüketici endeksinin 2020 yılı Kasım ayı tüketici endeksine göre yüzde değişimine dikkat edilir. 2021 yılı Kasım ayında tüketici endeksi normal ortalamalara göre çok daha düşük bir oranda yükseldiyse 2022 yılı Kasım ayında yıllık enflasyonu artmış bir baz etkisi görülür.
PANDEMİDEN BİR ÖRNEK
2021 yılı ikinci çeyrek büyüme verisi hesaplanırken 2021 yılı ikinci çeyrek gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) 2020 yılı ikinci çeyrek GSYİH verisine göre yüzdelik değişimi alınmaktadır. 2020 yılının ikinci çeyreğinde pandeminin etkisiyle yüzde 9,9 oranında daralan Türkiye ekonomisi, 2021 yılının ikinci çeyreğinde yüzde ise 21,7 oranında büyüdü. 2020 yılı ikinci çeyrek büyüme verisi ortalamaların çok altında geldiği için, 2021 yılı ikinci çeyrek büyüme verisi baz etkisiyle çok yüksek gelmiştir.
Baz etkisi (Base Effect)'ni en basit haliyle tanımlamak gerekirse, karşılaştırma yapılacak iki farklı dönemden bir önceki dönemde yaşanan aşırı yükselme ya da düşüşün sonraki dönemin sonuçları üzerinde yarattığı etkiye denir.
Ekonomik veriler (enflasyon ile aylık ve çeyreklik bazda büyüme gibi) her ne kadar aylık bazda açıklansa bile genellikle yıllıklandırılmış şekilde yani yıllık bazda sunulmaktadır. İlgili ayın enflasyon verisi hesaplanırken geçtiğimiz yıl aynı dönemdeki genel fiyatlar seviyesinin yüzdesel farkı alınmaktadır. İşte baz etkisi de yıllık değişiminin son ayda gösterdiğinden değil, 12 ay önceki değişiminden etkilenmesi durumunu gösteren veridir.
Baz etkisi olarak açıklanan bu veri her şeyin yolunda gideceği varsayımıyla devreye giren bir mekanik hesabı yansıtır. Sonuç, pozitif ya da negatif olarak etki yapabilir. Yani her zaman aynı yönlü etki etmez. Sonucun özelliğine göre farklı yorumlanır.
Herhangi bir aydaki referans alınan değer düşükse yüksek bir değişim oranı üretir. Önceki yılın aynı ayında yüksek ise bu kez düşük bir değişim oranı üretir. Bu iki tür görünüm bazen ekonomi çevrelerinde ve kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açar.
Büyümede önceki yıla göre bir yavaşlama yaşanırken, yüksek oranlı bir oranın açıklanması şaşırtıcı gelebilir. Ekonomide gözle görülür bir canlanma yaşanmadığı halde önceki yıla göre artış oranlarının yüksek çıkması kuşku yaratabilir. Ya da tam tersi olarak baz etkisi nedeniyle ekonominin canlandığı bir dönemde, düşük büyüme oranları ile karşılaşılabilir. Bir önceki dönem referans alınan değerin daha düşük ya da daha yüksek bir endeks olması durumda etkili olur.
Verilerde görülen sapmalar, cari gelişmelere ek olarak referans dönemden kaynaklı baz etkisinin de önemi vardır.
Ekonomik veriler üzerinden yapılan hesaplamalar bir önceki yıl/ay ve sepette hangi veriler üzerinden yapılmışsa gelecek yıl/ayda da hesaplamaya konu olan verilerin değerleri üzerinden yapılır/yapılmalıdır.
Önemli bir konuyu da hatırlatmakta fayda var; içinde bulunulan dönemde düşen ekonomik aktivite nedeniyle cari dönemde düşük büyüme verisi açıklanması, gelecek adına ciddi bir baz etkisi oluşturabilir.
Enflasyon düşecek mi sorusu ise şu şekilde cevaplanabilir;
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova'ya göre ise "baz etkisi", tamamen matematiksel bir olgu. Arzova geçmiş yıllarda yaptığı bir değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
"Matematiksel olarak enflasyonun düşüyor olması, fiyatlar genel düzeyinin düşüyor olduğu anlamına gelmiyor. Halka etkisi olmayacak. Neticede enflasyon artmaya devam edecek. Fiyatlar yine artıyor. Ancak artış hızı yavaşlıyor."