Uzun zamandır yetkililerin verdiği kadro sözlerinin yerine getirilmesini bekleyen belediye şirket işçilerinin kadroya geçirilmesi konuşulurken yetkililerin etkili bir adım atmaması mağduriyet yaşayan belediye şirket işçilerinin tepkisini çekmeye devam ediyor.
Zorlaşan yaşam koşullarından dolayı maddi ve manevi sıkıntı yaşayan belediye şirket işçileri, aynı işi yaptığı kadrolu kişilerle eşit haklara sahip olmak istiyor. Kadrolu çalışanlarla aynı işi yaptıklarını belirten belediye şirket işçileri yaşadıklarının adaletsizlik olduğunu belirterek norm kadroya geçmeyi talep ediyor.
Yaşadıkları mağduriyeti 'maaşlı kölelik' şeklinde isimlendiren belediye şirket işçileri 2017 yılında çıkarılan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşerondan belediye şirketlerine geçirilerek adeta ikinci plana atıldı. Çalıştıkları işin tam olarak karşılığını alamadıklarını belirten belediye şirket işçileri çalışma şartlarında düzenleme yapılmasını ve norm kadroya alınmayı bekliyor.
Taleplerini yetkililere duyurmak adına birçok icraatte bulunan belediye şirket işçileri yaşadıkları mağuriyeti şu sözlerle dile döküyor:
Biz, 24.12.2017 tarihli ve 30280 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 696 KHK ile 1 Nisan 2018’de yapılan güvenlik soruşturmalarında, sağlık taramalarında, yazılı/sözlü sınavlarda başarılı olan ve kadroya geçtiği bilinen; aralarında İİBF mezunu, Bbüro personeli, eğitmen, sağlıkçı, mimar, mühendis, itfaiye, güvenlik, zabıta, tekniker, teknisyen, temizlikçi, çaycı, şoförün de bulunduğu ve sayıları yaklaşık 600 bini bulan belediye şirket işçileriyiz.
2017 Yılında 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamuda taşeron çalışan işçilerin büyük kısmı 657 Devlet Memurluğu ve 4D işçi kadrolarına geçirilirken yerel yönetimlerdeki taşeron işçiler kadroya değil, haklarından feragat ettirilerek kurulan tek imtiyazlı anonim Belediye İktisadi Teşebbüslerine (Taşeron Şirketlerden Belediye Şirketlerine) geçirildi.
Asgari ücretin %50 ile %220 üzerinde maaş alırken şimdi temizlik personelinden, mühendisine kadar asgari ücrete mahkum edildik. Aynı işi yaptığımız arkadaşlarımız; memur sicil numarası, kıdem farkı, eğitim farkı, meslek kodu, imza yetkisi, becayiş, tayin hakkı, huzur hakkı, sorumluluk zammı, karne ilerlemesi, iş bitiriş belgesi, aynı işi yapanla ücret eşitliği, enflasyon düzenlemesi, 52 günlük tediye, sosyal denge tazminatı, 40 saat çalışma vb. özlük haklarına sahipken 696 KHK ile Kadroya geçen Belediye Şirket İşçileri bu hakların hiçbirine sahip değiliz. En önemlisi bizim iş güvencemiz bulunmamaktadır. Her siyasi değişimde
belediye başkanlarının yönettiği belediyelerde itibarsızlaştırılmakta mobbing ile savaşmaktayız, bir mesajla işten atılmaktayız.Sözleşmeli personellerin kadroya geçisi onaylandı emeği geçenlere çok teşekkür ederiz ancak bu hususta düşüncemiz; belediye kanadında da kadroya geçiş sürecinde liyakat ve kıdem esas alınmalıydı. Öncelik yıllardır belediyede emek veren asıl işi yapan 696 KHK’lı belediye şirket işçilerinin olmalıydı. 28 Kasım 2022'de 1 gün sözleşmeli çalışmış, işe yeni giren işi öğrettiğimiz çoğunluğu zaten torpilli olduğu için sözleşmeye geçebilenlerin olmamalıydı.
Hazırladığımız raporların, yaptığımız projelerin altına imzamızı atma yetkimizin bile olmaması, yaptığımız işlerde başkasının imzasının olması bizi ziyadesiyle üzmekte. İşi öğrettiklerimiz ve aynı işi yaptığımız kamu işçisi ya da memur arkadaşlarımız en düşük 20 binlerde maaş alırken üniversite mezunu hatta yüksek lisans mezunu belediye şirket işçileri bile yol+ yemek + yakacak+ çocuk yardımı dahil asgari ücret 10.400 TL aldık. 21 Haziran 2023 açıklanan asgari ücret zammı ile ağustos ayı maaşlarımız 11.402 TL
olacak.2023 Açlık sınırı 10 bin TL üzerinde yoksulluk sınırı ise 30 bin TL üzerindedir. Buna rağmen
sesimizi çıkarırsak kovuluyoruz, çıkarmazsak biz bu maaşla çocuğumuzu mu okutalım, karnımızı mı doyuralım, kiramızı mı ödeyelim? Kadrolusunuz, belediyede iyi maaş alıyorsunuzdur diye ev sahipleri bile buna göre zam yapıyor. Haber kanallarında yayınlanan kamu çalışanlarına zam haberlerini ev sahibi duyacak da zam yapacak, şirket işçisi olduğumuzu nasıl anlatacağız diye bile düşünür olduk. Aslında devekuşu misali ne kamudayız ne özelde lakin ifade etmek zor.Kadroluysak neden Kamu Çerçeve Protokolü'nde değiliz?
Kadroluysak neden Kamu Çerçeve Protokolü'nde değiliz? Özlük haklarımız nerede? Kadrolu keğilsek neden 2018'de 1 milyona Kadro verdik, belediye işçileri kadrolu açıklamaları yapılıyordu? Neden seçim sürecinde taşeron sayısı 100 bin olarak ifade edildi? Güncel sayımız yaklaşık 600 bin.
Kamu işi devletin kadrolu memuru ve kadrolu işçisi eli ile yürütülür. Memur işi yapan tüm işçilerimizin 657 Devlet Memurluğu kadrosuna, işçilerimizin de 4-D Kamu İşçisi kadrosuna alınmasını ayrıca yüz kızartıcı suç işlememesine rağmen işten çıkartılan ya da haklı sebeple işten ayrılmak zorunda bırakılan personellerimizin de işlerine geri dönmelerini Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan talep ediyoruz.
''Her alanda her meslekten insan canı pahasına görevini icra etmektedir''
Belediye şirket işçileri ülkemizin her alanında, her metrekaresinde faaliyet göstermektedir. Belediye şirket işçisi erel yönetimin yetki alanı olan il, ilçe sınırları içerisinde yapı kontrol; yapı denetim iş bitirme, iskan işlemleri imar; proje kontrol onay, ruhsat işlemleri, fen işleri; alt yapı su ve kanalizasyon, kaldırım bakım onarım yapım hizmetleri, ulaşım hizmetleri, çevre koruma ve kontrol hizmetleri; geri dönüşüm çevre ve sağlık işlemleri, temizlik hizmetleri, zabıta, itfaiye, sağlık hizmetleri, park ve bahçeler hizmetleri; ağaçlandırma yeşil alan çalışmaları, kadın ve aile hizmetleri; psikolojik danışmanlık, sosyal yardım hizmetleri; alt gelir seviyesine sahip vatandaşlar için ayni nakdi yardım destek, kültür sanat hizmetleri; kültür ve sanat etkinlikleri, kişisel gelişim, meslek ve beceri kazandırma, sınava hazırlık eğitimleri, gençlik ve spor hizmetleri; yüzme, futbol, basketbol gibi bir çok alanda vatandaşımızın hizmetinde görev yapmaktadır. Özetle; bilişimden ulaşıma, üst yapıdan alt yapıya, sağlıktan gıdaya, temizlikten ağaçlandırmaya, eğitimden güvenliğe ve doğal Afete kadar her alanda her meslekten insan canı pahasına görevini icra etmektedir.
Anayasa, devletin niteliğini sosyal hukuk devleti olarak tanımlamaktadır. Anayasa’da belirtilen sosyal hakları ve kamu hizmetlerini karşılamak, merkezi ve yerel yönetimlerin en önemli anayasal görevi, hatta varlık nedenidir. Özellikle kamu hizmetlerinin topluma ulaştırılmasında yerel yönetimler kilit önemdedir ve yerel yönetimlerin tüm plan, politika, karar, düzenleme ve uygulamalarında temel ölçüt,toplum yararı ve toplumsallık bağlamında kamusallık olmalıdır. Her sene başında önümüze asgari ücreti kabul ettiğimize dair imzalamamız için iş kanununa ve yapılan toplu iş sözleşmesine aykırı şekilde yazı getirip zorla imzalatıyorlar. Eğer imzalamazsak yine iş kanuna aykırı bir şekilde ve sudan sebeplerle(performans vs.) çıkışımız veriliyor.
2019 yılında gerçekleştirilen Belediye Seçimlerinden şu ana kadar toplamda 130 bin kadrosuz belediye şirket işçileri işlerden, bu ve benzeri sebepler ile kıdem ve ihbar tazminatları dahi verilmeden çıkarıldı. Geçen süreçte iş mahkemeleri ve bölge mahkemeleri açılan davaları kadrosuz belediye şirket işçileri lehine sonuçlandırmış olsa bile belediyeler ne mahkemelerin vermiş olduğu işe iade kararlarını uyguluyor ne de kadrosuz belediye şirket işçilerine ödenmesine karar kıldığı kıdem ve ihbar tazminatlarını ödüyor.
Ayrıca bu nedenden ötürü belediyeler yıllık bütçelerinin 2 ila 3 katı arasında tazminata mahkum edilip çok ciddi bir kamu zararı ortaya çıkmaktadır, bu durum sayıştay raporları ile de sabittir. Belirtmiş olduğumuz kısır döngü her 5 yılda bir yapılan yerel seçimlerden sonra tekrar etmekte ve çok ciddi bir kamu zararı ortaya çıkmaktadır.
''Öldüğümüzde bile şartlarımız eşit değil''
Belediyelerimizin iktisadi teşebbüsünde kadrosuz olarak çalışmamıza rağmen, memur işi yapıyor ve kamunun iş ve işlemlerinde icracı olarak imzalar atıyoruz. Kamunun iş ve işlemlerinde idari mahkemeler yetkiliyken bizler kanunlar nezdinde taşeron işçi olduğumuz için İş Mahkemeleri'ne tabiyiz. Attığımız imzaların, icracı olduğumuz işlerin ve ihalelerde aldığımız komisyon üyeliklerinin tamamı kamu yararına yapılan devlet işidir ve memur eliyle yapılması zaruridir.
Kamu için hizmet ederken memur hayatını kaybettiğinde 'şehit' kabul edilirken belediye şirket işçisi şehit kabul edilmemektedir. Aynı yangında vefat eden 2 itfaiye görevlisi düşünün biri memur olduğu için şehit, diğeri belediye şirket personeli olduğu için değil... Öldüğümüzde bile şartlarımız eşit değil.
Anayasamızın 10. Maddesinde Eşitlik İlkesi, Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz
tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Eşitlik Maddesi Anayasamızda gayet açık iken; belediye şirket işçileri nepotizm ve kronizm den dolayı eşit işi yaptıklarımızla eşit haklara sahip değiliz. Çeşitli eşitlik ilkesine aykırı istihdam modelleri ve aynı işe farklı özlük hakları ilen çalışan istihdamı yer almaktadır.Anayasamızın 128. maddesinde, devletin iktisadi teşebbüsleri ile diğer kamu tüzel kişilerinin yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar eliyle yani devlet işlerinin memur eliyle yürütüleceği belirtilmektedir.
''İşçilerimizin 4/D‘ye tabi olma isteği insani ve haklı bir taleptir''
24.122017 tarihli ve 30280 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 696 KHK ile her ne kadar belediyelere kadro verildiği iddia edilse de, aynı işleri icra ettiğimiz memur meslektaşlarımızla aramızdaki sosyal ve ekonomik farklılıklar her geçen yıl artmakta, iş barışı zedelenmekte ve kamudaki özlük hakları dengesi giderek bozulmaktadır. Bu durum da aleyhimize adaletsiz çalışma şartları doğurmaktadır. Bu doğrultuda sorumluluk alanlarımız ve hizmet sürelerimiz itibariyle memur arkadaşlarımızla aynı ya da daha fazla yetkinliğe sahip bizlerin, verdiğimiz emek ve özverinin karşılığı olarak 657 devlet memurluğuna, işçilerimizin 4/D ‘ye tabi olma isteği insani ve haklı bir taleptir. Böylelikle iş barışı sağlanacak, meslek onurumuz korunacak ve kamudaki dengeler sağlanabilecektir.
Belediye şirketlerinde yeni işe başlayan bir personel ile meslekte 15-20 senesini geçirmiş bir personel arasında, diğer bazı meslek gruplarının aksine tecrübeye dayalı pozitif bir maaş farkı bulunmamakla birlikte belediyelerin siyasi bir kurum olması nedeniyle nepotizm ve kronizmden ötürü herhangi bir şart (KPSS, YDS, ALES, iş tecrübesi vs.) ya da mezuniyet aranmaksızın 5393 sayılı Belediyeler Kanunun 49. maddesine istinaden sözleşmeli memur olarak istihdam edilmekte (6-7 yıla bir çıkartılan kanun ile de yine hiçbir şart aranmaksızın devlet memuru yapılmaktadırlar) veya torpilinin derecesine ya da akrabalık bağlarının yakınlığına göre bir üst sınır olmaksızın kamunun vergileriyle oluşturulan belediye
bütçelerinden çok yüksek meblağlar karşılığı bankamatik memurluğu yaptırılmaktadırlar.Tüm bu risk ve sorumluluğun karşılığı olarak 2023 Mart/Nisan ayı verileriyle Belediye de çalışan bir memur veya sözleşmeli memur ortalama 26.000₺, 4/D Kmu işçiai olarak çalışan bir beden işçisi 22.000₺ gelir elde etmekteyken sermayesinin tamamı belediyelere ait olan ve tamamiyle kamu hizmeti için çalışan belediye şirketlerindeki işçiler ise açlık sınırının dahi altında kalan 9.000₺ ile 11.000₺ arası ücretlere çalıştırılmaktadır. Belediye şirketlerinde çalışan işçilerin hiçbir özlük hakkına sahip değilken, belediye gibi siyasi bir
kurumda kamuya hizmet etmenin getirdiği çok ciddi yıpranmanın karşılığını ne maddi ne de manevi olarak alamamaktadır.Sonuç olarak; Belediye Şirket İşçilerinin mağduriyetlerinin giderilebilmesi ve mesleki
gelişimlerinin teşvik edilebilmesi için aşağıda yer alan devletimize külfet getirmeyecek
düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.1. Belediye İktisadi Teşekküllerinde Şirket İşçisi olarak istihdam edilen memur işi yapan, ön lisans, lisans, lisansüstü çalışanların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na istinaden devlet memuru yapılması;
2. Belediye İktisadi Teşekküllerinde şirket işçisi olarak istihdam edilen İşçilerimizin de fiilen yaptıkları işler göz önüne alınarak Kamu İşçisi (4D) yapılması önem arz etmektedir.
Modern Taşeronlaşmanın (belediye şirketi modeli) kaldırılması, insan onuruna yakışır eşit çalışma koşulları sağlanması, belediyelerde liyakatın öncelikli olması için devletimizden kamu çalışanı olduğumuzun bilinciyle taleplerimiz karşılık bulana kadar düzeyli çalışmalarımıza devam edeceğiz.