Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre, Türkiye için, mevcut yeraltı gaz depolama kapasitesinin son derece yetersiz olduğunu, kriz dönemlerinde günlük geri alınabilecek miktarların, Silivri için 28, Tuz Gölü için 40 milyon metreküp olduğunu anlatan Pamir, “Ancak Tuz Gölü depomuzda bu miktar çekiş devam etse, 5-6 günlük gaz kaldı. Eğer kriz uzarsa depo olarak sadece Silivri’ye dayanılacak. Bunlar son derece yetersiz” dedi.
Karadeniz gazı ile ilgi de Pamir, “Çeşitli parametrelere bağlı olarak ve çok uzun sürede belli bir yüzdesi üretilebilir. Ancak daha bu noktaya gelinmeden çok önce, tamamı yabancı şirketlere “anahtar teslimi” olarak verilen üretim “faaliyetleri” için milyarlarca dolarlık anlaşmalar yapıldı. Atın önüne araba koşulmuş oldu” ifadelerini kullandı. Necdet Pamir, enerji sektöründeki son gelişmeleri anlattı.
İran’ın doğal gaz kesintisinin ana nedenleri nelerdir?
Kanımca İran, kendi tüketimi de bu günlerde çok fazla olduğundan, kendi gereksinimini karşılamakta zorlanıyor. Rafineriler ve sanayide verdiği gazda kesintiye gitti. “Teknik arıza” demese, ceza ödemesi ve bizim zararlarımızı karşılaması gerekir. Dolayısıyla, sisteme giren gaz miktarında İran’dan kaynaklı olarak günde 28 milyon metreküp kayıp oluştu. Kesinti, İran’daki talep hava koşullarına bağlı olarak azalana kadar sürebilir.
Türkiye doğal gaz stoğu yapamaz mıydı, depolama kapasitesi yeterli düzeyde mi?
Zaten arz güvenliği için yapması gerekirdi. Öncelikle, yılda 60 milyar metreküp gaz tüketen Türkiye için, mevcut yeraltı gaz depolama kapasitesinin son derece yetersiz olduğunu belirtelim. Silivri’de 3.19 milyar metreküp, Tuz Gölü’nde yaklaşık 900 milyon metreküplük depolama kapasitesi var. Bunların toplamı yaklaşık 4.1 milyar metreküp. Tüketime oranı yüzde 6.7 gibi son derece yetersiz miktar. Kriz dönemlerinde günlük geri alınabilecek miktarlar, Silivri için 28, Tuz Gölü için 40 milyon metreküp. Ancak Tuz Gölü depomuzda bu miktar çekiş devam etse, 5-6 günlük gaz kaldı. Eğer kriz uzarsa, depo olarak sadece Silivri’ye dayanılacak. Bunlar son derece yetersiz. Soğuk kış günlerinde özellikle konutların sıkıntıya girmemesi için tam kapasite dolu olması gereken bu depolar, kurak geçen yaz döneminde hidroelektrik santralların elektrik üretimine yetersiz katkı vermesi nedeniyle BOTAŞ tarafından kullanılınca, kış döneminde yetersiz kaldılar. Oysa bunların kışa tam kapasite girmeleri gerekirdi.
Bu alanda hangi adımlar atılmalı?
Enerji sektörünün geneli için yapılması gerekenler, uzun bir açıklama gerektirir. Burada sadece yenilenebilir kaynakların enerji karışımındaki mevcut son derece yetersiz payının artırılması, enerji yoğunluğunun azaltılması gibi temel hususlara değinmekle yetinelim. Bir örnek olarak, tükettiğimiz elektriğin (330 milyar kW-saat) daha fazlasını (400 milyar kW-saat) sistemimize sağlayabilecek güneş potansiyelimizin bunca yılda topu topu yüzde 3’ünün devreye alınabildiğinin altını çizelim.