Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sona erdi.
Toplantının gündeminde Gazze'deki son durumun yanı sıra enflasyonla mücadele, yeni asgari ücret gibi ekonomi başlıkları da konuşuldu. Toplantının ardından Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Tel Rıfat başta olmak üzere teröristlerin kümelendiği sınırımıza yakın alanları da eninde sonunda güvenli hale getireceğiz. Türkiye'nin güneyinde, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde bir terör yapılanmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.
Terör örgütünü yeniden canlandırma gayretlerinin farkındayız. Bir gece ansızın gelerek tüm bu senaryoları yırtıp atmaktan çekinmeyiz. Terörü kaynağında yok ediyoruz. Teröristlerin kümelendiği her yeri temizliyoruz.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha çok maruz kalıyor. Türkiye, iklim krizinin can yakıcı sonuçlarını en çok hisseden devletlerin başında geliyor.
ENFLASYON
Enflasyonu yavaş yavaş konrol altına alıyoruz. 2023'ün ilk 9 aylık döneminde yüzde 4.6 büyüme katettik. Kalitel ve sürdürülebilir büyüme hedeflerimizde en küçük sapma yoktur.
Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda adım adım hedeflerimize ulaşmayı sürdüreceğiz.
ASGARİ ÜCRET MESAJI
"İşçilerimizin onayını alacak, işverenlerimizi de yormayacak ve istihdama zarar vermeyecek bir asgari ücret seviyesi hedefiyle süreç yönetilecek.
"İSRAİL ER YA DA GEÇ HESAP VERECEK"
İsrailli yöneticiler er ya da geç insanlık mahkemesinde yargılanacak, hak ettiği cezaları çekecek, tarihin çöplüğündeki yerlerini alacaklardır. İsrail, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Filistin coğrafyasında uyguladığı her zulmün hesabını verecektir. Bundan kaçış yok, Netanyahu nereye kaçar bilemiyorum. Batı'nın etekleri altına saklanan İsrail yönetimi zulmünü ne kadar tırmandırırsa sonuçta ödeyeceği bedeller de o kadar ağır olacaktır.
"İSRAİL GERÇEK ORDUYLA KARŞI KARŞIYA GELDİĞİNDE PARAMPARÇA OLACAK"
Batının eteği altına saklanan İsrail, zulmü ne kadar tırmandırırsa, sonucu da o kadar ağır olacaktır. Masum çocukları, kadınları, silahsız ve çaresiz insanları, dünyanın en modern savaş araçlarıyla öldürmek, sadece İsrailli yöneticiler gibi korkaklara mahsus bir zavallılıktır.
Gazze'deki bir avuç sivil karşısında yüreği de bacağı da titreyen İsrail'in, gerçek bir orduyla, gerçek bir güçle karşı karşıya geldiğinde paramparça olacağı muhakkaktır. İsrail yönetiminin böyle bir acı akıbete gerek kalmadan bir an önce aklını başına toplamasını ümit ediyoruz.
Bölgeye huzur gelmesinin tek yolunun 1967 sınırlarında Doğu Kudüs'ün başkenti olduğu bağımsız bir Filistin Devleti kuruluşundan geçtiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Marmara Bölgesinde yaşanan 5,1 büyüklüğündeki hafif sarsıntı bizlere deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Topraklarımızın yüzde66'sı, deprem açısından riskli. Son 1 asırda 6 ve üzeri büyüklükte 231 deprem meydana geldi.
130 binden fazla canımızı toprağa verdik. 6 Şubat'ta 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. Bu coğrafyada yaşamak demek deprem gerçeğiyle yüzleşmek ve ona göre hareket etmek demektir. Tek çözüm, depreme dayanıklı binalar yapmaktır. Yani, kentsel dönüşüm adımı. Maalesef ülkemiz uzunca bir süre bu toprakların hakkını vermek yerine hakkına giren bir anlayışla yönetildiği için deprem felaketi göz ardı edilmiştir.
Kentsel dönüşüm çalışmalarını bir üst seviyeye çıkarıyoruz. Güvenli şehirler için tek çare kentsel dönüşümdür. Siyasi çıkarlar için bunu istismar etmek ülkemize ihanettir. Kentsel dönüşüm konusu tartışmasız bir beka meselesidir. Hepsinden önemlisi bu, siyaset, siyasi partiler üstü bir konudur.
Amacımız, İstanbul'da her yıl 350 bin konut inşa ederek, 5 yıl içinde acil dönüşüm gerektiren tüm binaları yenilemektir.
Yerinden dönüşüm projesine başvuru sayısı 247 bini buldu. 2024 yılı bütçemizde depremzede şehirlerimizin yeniden inşasına 1 trilyon lira kaynak ayırdık. Ayrıca bu şehirlemizin meydanlarını, kent merkezlerini yine hükümet olarak biz yapıyoruz."