4447 ve 5510 sayılı yasalar başta olmak üzere, ABO (Aylık Bağlama Oranları), BES (Bireysel Emeklilik Sistemi), GSS (Genel Sağlık Sigortası), Kıdem Tazminatları, Staj ve Çıraklık Süreleri, Kadınlarda Doğum Borçlanması vb. gibi, çalışanlar tarafından daha önceki yıllarda elde edilmiş ve kazanılmış haklarının kaybına karşı mücadele eden Emekleri Yasalara Takılanlar Derneği (EYTADER) emeklilik mağduriyetlerinin son bulması adına çalışmalarına devam ediyor.
EYTADER, Başkanı Nalan Esmeray öncülüğünde, 24 Eylül Pazar günü İstanbul Maltepe'de 5000 prim günü kısmi emeklilik, intibak, ABO, Bağ-Kur tescil ve ihya, staj ve çıraklık sigortası, doğum borçlanması, 4-C askerlik borçlanması, 2000-2001-2002 dönem TSK ve EGM istirakçilerinin askerlik ve sivil okul borçlanması, 5510 sayılı kanun istirakçileri ve 2000 sonrası SGK mağdurları başta olmak üzere birçok emeklilik mağduriyetinin çözümü adına toplandı.
EYTADER Başkanı Nalan Esmeray, etkinliğin açılışını şu sözlerle yaptı:
Değerli misafirler, sayın vekiller ve siyasi partilerin sayın temsilcileri, sayın oda başkanları, kıymetli basın mensupları ve çok kıymetli ayağına taş gözüne yaş değmesin diye birlikte mücadele ettiğimiz yol arkadaşlarımız hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada toplanma amacımız Türkiye yüz yılında düzenlenmesini istediğimiz yasaların mağdurlarının sesini yasa koruyucuları duyurabilmek haklarımızın tamamını alana kadar da mücadelemize devam edeceğimizi hatırlatmaktır.
EYTADER olarak SGK'dan ve yasalardan kaynaklanan tüm mağduriyetleri tek çatı altında toplayarak, yasa koyucularla mağdurlar arasında köprü görevi görmek üzere mücadele ediyoruz. EYT diye bilinen yasanın geri işletilerek yaratılan hak kaybı yaş şartı kaldırılarak düzenlendi. Peki EYT çözüldü diyebilir miyiz?Diyemeyiz!
Çünkü geride 5.000 prim şartı ile iş akdimizin geçerli olacağı aklımıza kötü senaryoları getirmememiz söylenerek borçlandırılan, kredi çeken, işten çıkarılarak yeniden yaratılan bir mağduriyet oluşturuldu. Ayrıca 1999 öncesi kadınlarda 50 erkeklerde 55 yaş olan kısmi emeklilik yaş şartı düzeltilmedi. 1999 öncesi defterlerin kapatılması için tüm mağduriyetlerin çözülmesini, işe giriş akdimizin dikkate alınarak uygulanmasını istiyoruz.
Eskiyen, insanları mağdur etmeye devam eden yasaların günümüz şartlarında düzenlenmesi talebimizdir. Bağ-Kur mağduru olan tescil, prim eşitleme ve ihya bekleyen öz evlatların sesinin duyulmasını, hak kayıplarının giderilerek yüzlerin güldürülmesini istiyoruz. Esnafınıza sahip çıkın diyoruz! Türkiye yüzyılına yakışmayan yasalara, yamalı bohçaya dönen SGK sisteminde düzenleme yapılarak daha refah ve insanca yaşam hakkı istiyoruz.
Bizler ülkemizde mağduriyet kalmasın, insanlar huzurlu ve mutlu bir yaşam sürsün, emeklilik döneminde de kimseye muhtaç olmayacak şekilde hayatını idame ettirsin istiyoruz. Bizler 4-a, 4-b, 4-c olarak değerlendirilmek, her kurum için ayrı yasalara tabi olmadan yasa karmaşasından kurtulmak istiyoruz. O nedenle tüm statülerde tek SGK diyor ve bunu SGK olarak tek çatıda toplayan yasak koyuculara bu talebimizi iletiyoruz.
Staj ve çıraklık sigortası, SGK öncesi doğum borçlanması gibi yurt dışında yaşayan vatandaşlara hak görülen kendi vatanında yaşamayı seçen kişilere bu hakkın verilmemesi kabul edilemez. Hepimizin özgürce ve güvenle yaşaması için kendi canını yok sayan Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Güçleri ve jandarmalarımızın 2000-2001 ve 2002 dönemlerinin askerlik ve sivil okul borçlanması mağduriyetlerinin giderilmesi hepimizin boynunun borcudur.
SGK ve Bağ-Kur'lulara verilen askerlik borçlanma hakkının 4-c'li devlet memurlarına verilmemesi anayasal eşitlik şartına aykırıdır.
2000 sonrası emekliler için intibak ve ABO düzenlemesi emekliler arasındaki sosyal adalet için acilen gereklidir. 08.09.1999 sonrası işe girenler için ortak prim günü, işe göre yıpranma şartları, 40 yaş sonrası iş imkanları göz önünde bulundurularak akli vicdani ve adil bir düzenleme yapılmalıdır
'Tektir gayemiz, birliktir çaremiz' diyerek tüm mağduriyetlerin bitmesi için yılmadan yorulmadan mücadelemize devam edeceğiz. Türkiye yüzyılı dediğimiz bu yeni yasama ve yürütme yılında biz ne istiyoruz yüksek sesle tekrar edelim mi? ''Ne istiyoruz hakkımızı, ne istiyoruz hakkımızı, ne istiyoruz hakkımızı!''
Istedim kim bir dörtlükle bitireyim konuşmamı,
Aslında kul hakkı yemek günahtır
Sana zor olan da alınan ahtır
Dünyada her şeyi gören Allah'tır
Hakla olur lafla olmaz kul hakkı