Plastik poşetler 400 yılda doğaya karışıyor. Plastik poşetlerin yapıları gereği sadece yüzde 1’i geri dönüştürülebiliyor. Ve maliyet olarak da yeniden üretmekten çok daha pahalı. Türkiye’nin yıllık ortalama kişi başına düşen poşet kullanım adedi 440 adet. Toplam kullanım adedi ise yıllık bazda 30-35 milyarı buluyor.
ŞEKER PANCARI HAMURUNDAN “BİYO POŞET”
Kullanım alanı bu denli geniş ve doğada yok olma süresi uzun bir ürün için tüm dünya alternatifler üzerinde çalışıyor. Son olarak tüm Türkiye’de uygulamaya konulan ücretli poşet uygulaması ile kullanımın sınırlandırılması sağlanmış olsa da asıl olan ülkemizde de alternatif ürünler bulmak. Tam da bu nokta da Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök , şeker pancarı hamurundan, doğada çözünebilir Biyo Poşet önerisi geldi .Şeker pancarı hamurundan yalnızca poşet değil, yoğurt kabı, tek kullanımlık çatal, bıçak, bardak ve ambalajlar da üretilebiliyor.
BİYO POŞET NASIL ÜRETİLİR?
Ülkemizde biyo poşet üretimi için gerekli alt yapının olduğunu dile getiren Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök, bu poşetlerin hem daha sağlıklı hem de daha ekonomik olduğunu vurguluyor. Kalıcı ve alternatif çözüm için yapılması gereken ise var olan şeker fabrikaları bünyesinde yeni bio rafineler kurmak. Dünyada bu uygulamanın örnekleri mevcut. Günümüzde ABD ve İtalya menşeli firmalar şeker pancarı melası ve küspesini şeker üzerinde beslenen bakteri ile karıştırıp doğada biyolojik olarak parçalanabilen bir biyoplastik üretiyorlar
Şeker-iş tarafından sunulan öneride hammaddesi şeker pancarından üretilecek olan biyo poşetlerin milli ekonomiye önemli katma değer sağlayacağı, binlerce işsize iş imkanı oluşturacak yeni iş kapıları aralayabileceği ve çevreye katkısı olabileceğinin altı çizildi.
ÜLKE EKONOMİSİNE ÖNEMLİ KATKI SAĞLAYABİLİR
‘Fırsatlar artık ülkemizde de kazanca dönüştürülmelidir’ diyen Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, bugün Türkiye’de 250 bin kişiye istihdam ve önemli katma değer sağlayan, Dünyada altıncı Avrupa’da ise ikinci sırada olan plastik sektörünün de şeker sektörü gibi ülkemiz ekonomisi açısından önemine değindi. Yeni kanunla mevcut geçiş sürecinin zamana yayılarak planlı bir üretimin alt yapısının oluşturulması gerektiğine değinen Gök, AB ülkelerinin Türkiye’ye biyo plastik ithal etme oyununa da gelinmemesi uyarısında bulundu. AB’nin biyoplastik tekellerinin şeker sektöründe olduğu gibi poşet sektöründe de işbaşında olduğunu ifade eden Gök, “Türkiye’nin büyük ihracatçı olduğu bu ürünlerde rekabetçiliğimizi düşürecek ve istihdamı baltalayacak, firmaların üretim ve yatırımını engelleyecek oluşumlardan kaçınılmalıdır. Şeker pancarının stratejik bir ürün olduğu bir kez daha tescillenmiştir. Bugün halen daha özelleştirme kapsamında bulunan şeker fabrikaları bünyesinde yeni bir sektörün alt yapısı için vakit kaybetmeden adımlar atılmalıdır” dedi.