MÜSİAD-Koç Üniversitesi işbirliğinde kurulan Ekonomik Araştırma Forumu'nun 'Türkiye Ekonomisinde Finansal Riskler ve Fırsatlar' konferansında ekonomi süreci ile ilgili açıklamlarda bulundu.
TÜSİAD-Koç Üniversitesi işbirliğinde kurulan Ekonomik Araştırma Forumu'nun 'Türkiye Ekonomisinde Finansal Riskler ve Fırsatlar' konferansında konuşan TÜSİAD Başkanı Kaslowski, ekonomiye taze kredi sağlanabilmesi için sorunlu kredilerin bilanço dışına çıkaracak mekanizmalar tasarlanması gerektiğini söyledi.
Söz konusu mekanizmaların işler hale gelmesi için önemli bir fon kaynağına ihtiyaç olduğunu belirten TÜSİAD Başkanı, şöyle konuştu:
BANKACILIK SEKTÖRÜ
"Bu fonun ne kadar büyüklükte olduğu ancak tüm bankacılık sektöründe uygulanacak analiz ve tespitlerle mümkün olabilir. Getirilecek çözümlerin ekonomik aktörler üzerinde yaratacağı 'ahlaki tehlike (moral hazard)' boyutunu da tartışmalıyız. Yanlış kararlar verenler ne kadar maliyet ödeyecek? Eğer hiç maliyet ödemezlerse bu ilerde de yanlış kararlar vermelerini teşvik etmez mi? Büyük bir maliyet ödemek zorunda kalırlarsa bu bankacılık sistemimizde ne kadarlık bir ek yük yaratır? Bu soruların çok dikkatli değerlendirilmesi gerekiyor."
'DOLARİZASYONU ENGELLEMEK İÇİN ENFLASYONU DÜŞÜRMELİYİZ'
Finansal sistemdeki riskleri azaltmak ve yenilerinin oluşmasını engellemek için makro düzeyde de tedbirler alınması gerektiğini söyleyen Kaslowski, "Finansal istikrarın ilk koşulu düşük ve stabil bir enflasyon oranını sağlamaktır. Son dönemde enflasyonun döviz kuru artışından beslendiğini görüyoruz. Artan dolarizasyonu engellemek için yapmamız gereken enflasyonu en kısa sürede düşürmektir. Bu doğrultuda adımlar atabilirsek oluşacak güven dalgası ile bugünkü zorluklardan kurtulmamız hızlanacak ve kolaylaşacaktır. Attığımız her doğru politika adımı sadece kısa vadede değil orta ve uzun vadede de olumlu etki yaratacaktır" dedi.
Kaslowski, şöyle devam etti: "Ülkemizin potansiyeli son derece yüksek. Son yıllarda ister siyasi ister ekonomik karşılaştığımız pek çok şok karşısında önemli bir direncimiz olduğunu kanıtladık. Bu direncin kaynağında; insan kaynağımız, sağduyulu ve güçlü bir bankacılık sektörümüz ve en kötü belirsizlik ortamında dahi ayakta kalmayı başarabilen güçlü bir reel sektörümüz var. Bugün sorunlarımız küçümsenecek boyutlarda değil ama çözemeyeceğimiz hiçbir sorun da yok. Yeter ki gerçekçi ve kalıcı çözümler üzerinde hep beraber ortak akıl ile çalışalım."