Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, A Haber'de canlı yayında "Melih Altınok ile Sebep Sonuç" programında soruları yanıtladı.
Türkiye'nin son 22 yılda mevzuatın ihtiyaçlara cevap verebilmesi için önemli bir dönüşüm gerçekleştirdiğini söyleyen Tunç, temel kanunların tamamını değiştirdiklerini belirterek, "Çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Şunu diyebiliriz, Avrupa'nın en yeni, en çağdaş temel kanunları Türkiye'dedir." ifadesini kullandı.
Ceza mevzuatının 2005 yılında yenilendiğini hatırlatan Tunç, hem Avrupa Birliği uyum süreci bakımından hem de vatandaşların ihtiyaçları bakımından kanunların yenilendiğini kaydetti.
Teknolojinin yeni imkanlarını kullandıklarını anlatan Tunç, "Hatta şimdi Bilgi İşlem Genel Müdürlüğümüzün, yapay zekanın yargı hizmetlerinde kullanılabilmesiyle ilgili bir çalışması var." diye konuştu.
Hakim ve savcıların geçmişten bugüne geldiği durumu dile getiren Tunç, 2002'de 9 bin civarında hakim ve savcı varken, bugün 24 bin hakim ve savcının bulunduğu bilgisini verdi.
Eyüpsultan'da, 1 Mart'ta kullandığı arabayla yol kenarındaki ATV tipi araçlara çarparak bir kişinin ölümüne, 4 kişinin de yaralanmasına neden olan ve annesi tarafından yurt dışına kaçırılan 18 yaşından küçük sürücüyle ilgili açıklamalarda bulunan Tunç, şunları paylaştı:
"Cumhuriyet Başsavcılığımız zaten olay anından itibaren soruşturmayı başlatmıştı. Kişinin yakalanması için yakalama kararı çıkartıldı. Mısır adli makamlarından iadesini talep edecek olan süreci başlattık. Bir kırmızı bülten çıkarıyoruz. Bu konudaki süreç başladı. Mısırla bizim suçluların iadesine ilişkin adli yardımlaşma anlaşmamız var. Bu konudaki süreci yakinen takip ediyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızın yürütmekte olduğu bir soruşturma. Tabii, buna benzer artık ülkemizde suçla mücadele noktasında hem mevzuat hem de uygulama anlamında önemli çalışmamız var. Özellikle suçun kaynağında önlenmesi önemli. Suç meydana geldikten sonra, zarar ortaya çıktıktan sonra yargılama süreçleri de elbette önemli ama asıl 18 yaşından küçük, ehliyeti olmayan birisinin trafiğe çıkmış olması ve kazaya sebebiyet vermesi. Tabii ki burada özellikle o çocuğu kaçıran annesi bakımından da şu an bir soruşturma söz konusu."
Kiralarla ilgili yargıya yansıyan kaç dosya olduğuna ilişkin konuşan Tunç, kiralarla ve tahliyeyle ilgili dava açmadan önce arabulucuya başvurulmak zorunda olunduğunu ve bu durumun yargının yükünün yüzde 25'ini aldığını söyledi.
"DEPREMDE 15 ADLİYEMİZ YIKILDI"
Deprem bölgesindeki adliye binalarından bahseden Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deprem bölgesinde konteynerde duruşma gören illerimiz var. Onların süratle inşaatlarını yapacağız. Depremde 15 adliyemiz yıkıldı. Bunlar eskiden yapılan adliyeler, bizim dönemimizde yapılan adliyelerde çatlak bile yok. Ama eskiden yapılan hükümet konaklarının içerisinde olan ilçe adliyelerimiz vardı. 15 adliyemiz kullanılamaz hale geldi ve geçici yerlerde şu anda. Süratle inşaatlarına başladık."
Bazı hakim ve savcıların göreve iade edilmesiyle ilgili, "FETÖ ile mücadelede ne durumdayız?" sorusunu yanıtlayan Tunç, şu bilgileri aktardı:
"FETÖ ile mücadelede kararlılığımızdan hiçbir zaman taviz vermememiz gerekir. Bu konudaki kararlılığımız en yüksek seviyede devam ediyor. Terörün her türlüsüyle mücadele eden bir ülkeyiz. 15 Temmuz karanlık gecesini bu ülkeye yaşatmak isteyen FETÖ teröristleriyle mücadele etmeye devam edeceğiz. FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı olanlar bakımından kamuda bir arınma süreci hemen başlamıştı, 15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından. Bir olağanüstü hal ilanı söz konusu oldu 20 Temmuz'da. Tabii muhalefet bunu '20 Temmuz darbesi' olarak söylemeye devam ediyor. 20 Temmuz darbe değil, darbecilerin özellikle halkın karşısında hesap vermesi sürecinin başladığı tarih. Aslında süreç daha öncesinde 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi sonrası başlayan bir süreç var. O zamandan itibaren hem emniyette, hem yargımızda hem askeriyede bu konudaki ayıklama ve arınma süreci başlatılmıştı."
"Bir dönem FETÖ sızmalarını konuştuk, onlar tasfiye edildiler. Şimdi, 'mesleğe kabul kriterlerinde şeffafız, netiz' diyor musunuz?" sorusuna Tunç, "Mesleğe kabul kriterlerinde özellikle bizim öncelikli gözeteceğimiz husus, elbette ki liyakat. İyi yetişmiş hukukçulara sahip olmamız lazım. İyi bir hukuk eğitimi almalı. Hukuk fakültelerimizin eğitim kalitesi noktasındaki YÖK ile işbirliği yüksek seviyede devam ediyor." yanıtını verdi.
Afla ilgili bir gündem olup olmadığı sorusu üzerine Tunç, böyle bir gündemlerinin olmadığını dile getirdi.
Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Tunç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Murat Bey, bakanlık yaparken ben de parlamentoda milletvekiliydim. Murat Bey, Anadolu'nun bütün illerini dolaşırdı. Geldiği zaman, bir ili ziyaret ettiği zaman belediye başkanları, teşkilat mensupları, vatandaşlar, ondan şehirleriyle ilgili bir şey istediğinde 'bakalım, edelim' demezdi, hemen bürokratına talimat verirdi, 'şu belediyemizin şu ihtiyacı varmış bunu hemen şuradan sağlıyorsunuz, şu ödeneğe ihtiyaç' şeklinde talimatları verirdi."