GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
- Antalya Diplomasi Forumu
- Digitips Yönetim Kurulu Başkanı Matthias Lüfkens'in konuşması
- Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Gökhan Yücel'in konuşması
- Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev'in konuşması
- Gagavuz Özerk Yeri Başkanı Irina Vlah'in konuşması Antalya Diplomasi Forumu'nda dezenformasyonun nedenleri tartışıldı
- Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev:
- "Dezenformasyonun arkasında olan bazı kişiler toplumlarda çatlak yaratmak, manipülasyona sebep olmak istiyor ve bunu kasten yapıyor. Hükümetlere olan güveni kırmak istiyorlar"
- Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Gökhan Yücel:
- "Türkiye ciddi bir şekilde dezenformasyona maruz kalıyor. Neden böyle oluyor diye araştırıyoruz. Araştırınca da FETÖ'nün ne yaptığını, neler söylediğini, nasıl yalan haber ve manipülasyon gerçekleştirdiğini görüyoruz"
ANTALYA (AA) - Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu Antalya Diplomasi Forumu 2022 kapsamında, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından "Hakikat Sonrası Çağda Dezenformasyonla Mücadele" konulu panel düzenlendi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Belek Turizm Bölgesi NEST Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen forum marjındaki panelde yaptığı konuşmada, dezenformasyonla ya da yanlış bilgilendirmeyle mücadelede küresel bir yaklaşım izlenmesi gerektiğini söyledi.
Yanlış bilgi aktarımının sadece sosyal medyada ya da medyada olmadığını, siyasette de yaşandığını belirten Hacıyev, "Doğru bilgiyi mümkün olduğunca hızlı şekilde tesis etmek, sunmak önemli. Sessizlik ya da göz ardı etmek yeterli değil, 'küçük bir bilgi, bundan bir şey olmaz' denilmemeli. Hızlı bir şekilde yanıt verilmesi gerekiyor." dedi.
Hacıyev, sosyal medya okur yazarlığı konusunda da bir strateji oluşturulması gerektiğini, özellikle çocukların sosyal medyadaki olumsuzluklara maruz kalabildiklerini kaydetti.
Yanlış bilgi yayıldıktan sonra düzeltmenin çok zor olduğunu vurgulayan Hacıyev, "Dezenformasyon politik, sosyal, ekonomik gibi farklı şekillerde olabiliyor. Pandemide, medikal dezenformasyonu gördük. Küresel bağlamda bir denetleme, düzenleme olmalı. Aksi takdirde dijital anarşi devam edecek. Dezenformasyon kampanyalarını bazı bireyler yapıyor, bazen de devlet destekliyor." diye konuştu.
Hacıyev, dezenformasyonun her zaman var olduğuna ancak yeni teknolojilerle ve sosyal medyanın gelişmesiyle daha da yayıldığına işaret etti.
Tüm kurumların bir araya gelerek dezenformasyonla savaşması gerektiğini ifade eden Hacıyev, "Çünkü toplumu olumsuz yönde etkiliyor. Dezenformasyonun arkasında olan bazı kişiler toplumlarda çatlak yaratmak, manipülasyona sebep olmak istiyor ve bunu kasten yapıyor. Hükümetlere olan güveni kırmak istiyorlar. Bulanık sular yaratmak istiyorlar.
Biliyorsunuz su bulanınca daha kolay balık avlarsınız." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye ciddi dezenformasyona maruz kalıyor"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Gökhan Yücel de Başkanlık olarak dezenformasyonla etkin mücadele yürütmeye çalıştıklarını anlattı.
Kamu diplomasisi, strateji, ulusal güvenlik, kriz iletişimi gibi diğer bileşenleriyle dezenformasyona yönelik çalışma yürüttüklerini aktaran Yücel, şunları kaydetti:
"Eğer çalışmalarımızı diğer segmentleriyle beraber yapmazsak dezenformasyona yönelik mücadelemiz her zaman başarısız olacaktır. O yüzden hikayelerimizi, anlatımlarımızı doğru bir şekilde planlamazsak bazı diğer gruplar, düşmanlar devreye girip, buradaki boşlukları dolduracaktır. Bu da beraberinde ulusal, uluslararası veya bölgesel güvenlik sorununa neden olacaktır."
Yücel, teknolojik imkanların insanlara muazzam fırsatlar sunduğunu ancak bunun doğru kullanılması gerektiğini dile getirdi.
Dezenformasyonun ulusal ve uluslararası güvenliğin yanı sıra insan saygınlığıyla da bağlantılı olduğunu vurgulayan Yücel, insan merkezli bir yaklaşımın öncelikli hale getirilmesi gerektiğini aktardı.
Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en önemli sıkıntılardan birinin dezenformasyon olduğuna dikkati çeken Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye ciddi bir şekilde dezenformasyona maruz kalıyor. Neden böyle oluyor diye araştırıyoruz. Araştırınca da FETÖ'nün ne yaptığını, neler söylediğini, nasıl yalan haber ve manipülasyon gerçekleştirdiğini görüyoruz. PKK ve bunun türevlerinin, marjinal grupların da nasıl dezenformasyon yarattığını, yalan haber yaydığını, bu şekilde Türkiye'ye ve halkına da internet üzerinden saldırmaya çalıştığını biliyoruz. Peki bunlar nerede, bu hesapların sahipleri nerede? Bu sosyal medya hesaplarının sahipleri başka ülkelerde yaşıyor. Şunun altını çizmek istiyoruz, bu karmaşık, devlet ve devlet dışı aktörlerin hangisi, kimdir, nedir? Bunların tespiti karmaşık ve zor. Ama bazı şeyler çok net. Mevkidaşlarımızla görüşürken diyoruz ki 'Bakın bu gruplar, bu kişiler ya da bu hesaplar sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti ve menfaatlerine saldırmaktadır.' Bahsettiğim bu gruplar bazı ülkelerde yaşayan hesap sahipleri."
Gagavuz Özerk Yeri Başkanı İrina Vlah da demokratik çözümün karşılıklı saygı ve uzlaşmacı bir yaklaşımla mümkün olduğuna değindi.
Dezenformasyonun her yerde görüldüğünü ifade eden Vlah, siyasi partiler arasında yaşanan dezenformasyonun tehlikeli boyutlara ulaşabildiğine işaret etti.
İnsanların siyasilere güveninin minimum düzeye indiğini dile getiren Vlah, bu durumun devlet kurumlarına duyulan güveni de düşürdüğünü ifade e
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *