ANKARA (AA) - Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde yeni bir hava içerisinde olduğunu, bunun da son derece olumlu bir hava olduğunu belirtti.
Amor, AB Türkiye Delegasyonu binasında düzenlediği basın toplantısında, hazırladıkları yıllık rapora ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin AB'ye aday ülke olması nedeniyle her yıl rapor hazırladıklarına işaret eden Amor, ziyareti kapsamında yaptığı görüşmelere ilişkin bilgi verdi.
Raporda yer alacak olumlu kısımlara değinen Amor, "İlişkilerimizde artık yeni bir hava içerisindeyiz ve bunun, son derece olumlu bir hava ve ortam olduğunu söyleyebilirim. Karşılıklı güven tazeliyoruz, karşılıklı güvenimizi tekrar kazanıyoruz. Oldukça canlı bir siyasi ortam olduğunu gördük. Burada asıl amaçlanan katılım müzakerelerinin tekrar yoluna girmesini sağlamak. Zaten bu hem bizim hem de Türkiye'deki muhataplarımızın ana amacı." dedi.
Amor, Belçika'nın başkenti Brüksel'deki meslektaşlarına pek çok olumlu gelişmenin olduğuna dair mesaj vereceğini, bunların da kağıt üzerinde yansıtılmasını da kendilerinden isteyeceğini ifade etti.
Türkiye'nin göçmenler konusunda mükemmel bir rol oynadığını belirten Amor, Ankara'nın çabalarını takdirle karşıladıklarını dile getirdi.
Gümrük Birliği konusuna değinen Amor, "Gümrük Birliğinde kaydedilecek çalışmaların en gerçekçi, elle tutulan çalışmalar olabileceğine inanıyoruz. Bu konuda oturup beraberce konuşabiliriz ve konuşmaya başlamamız gerektiğini düşünüyorum. Fakat şunu unutmamak gerekiyor ki Gümrük Birliğinde kaydedilecek gelişmeler siyasi reformlar tarafından eşlik edilmesi gereken gelişmeler." diye konuştu.
Amor, Gümrük Birliğine ilişkin kararın AP tarafından alındığına vurgu yaparak "Parlamento, Gümrük Birliği ile alakalı herhangi bir konuya siyasi reformlar eşlik etmediği takdirde onay vermeyecektir. Bundan emin olduğumu söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.
Paris Anlaşması konusunun da raporda zikredilecek olumlu gelişmelerden biri olduğunu kaydeden Amor, Ortak Parlamenter Komitesi'nin gelecek ay Brüksel'de toplanacağını aktardı.
Türkiye'nin AB üyeliği sürecine ilişkin Amor, şunları kaydetti:
"Türkiye eğer uyum sürecine irade göstererek başlarsa, katılım sürecinin kriterler başta olmak üzere gerekliliklerini sağlarsa bu uyumun neticesinde, sürecin en nihayetinde gerek kültür gerek din gerek demokratik anlamda ne gibi çekinceler öne sürülüyor olursa olsun, hangi alanda veto verilecekmiş gibi konuşuluyor olursa olsun üyelik olabilir ama bu kriterlere uyuma bağlıdır."
- Türkiye'nin Ukrayna konusundaki duruşuna övgü
Amor, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesini "Rus krizi" olarak nitelendirdi.
Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan krize yönelik Türkiye'nin almış olduğu pozisyon ve duruşun da raporda yer alacak olumlu noktalardan biri olduğunu belirten Amor, "Bunun vurgulanmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Türkiye Batı dünyasıyla beraber uluslararası kurallara riayet edecek şekilde bir duruş sergilemekte. Bundan önce olduğu gibi bugün itibarıyla görüyoruz ki güvenlik ve savunma alanında beraber çalışabiliyoruz. Bunun son derece önemli bir nokta olduğunu ve vurgulanması gerektiğini düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Amor, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri müdahalesi nedeniyle zor zamanlardan geçildiğini ifade ederek şöyle devam etti:
"Bu zor zamanlar içerisinde Türkiye'nin içinde bulunduğumuz ortamdaki taahhüdünü kristal niteliğinde ortaya koyması bizim açımızdan son derece net. Türkiye'nin içinde bulunduğu konuma bakacak olursak coğrafi ve ideolojik olarak dünyanın bu bölgesinde son derece önemli bir pozisyon içerisinde olduğunu görüyoruz ve bu ortamda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın net bir tutum sergiliyor olmasını da büyük bir memnuniyetle izliyoruz."
Amor, Ukrayna'da Batı dünyasının birlik içerisinde hareket ettiğini belirterek "Türkiye'nin de bizimle beraber olduğunu görmekten büyük gurur duyuyoruz." ifadesini kullandı.
Raporda olumlu kısımların yanı sıra bazı olumsuz kısımların da yer aldığını, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda geçen yıllarla aynı yerde durulduğunu ve ilerleme kaydedilmediğini söyleyen Amor, bunun şevk kırıcı ve üzüntü verici bir durum olduğunu savundu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş konusunda almış olduğu kararların uygulama konusunda bir isteksizlik olduğunu, bunun da Türkiye'nin imajını olumsuz etkilediğini dile getiren Amor, AB'nin bu davalara ilişkin yaptığı yorumların Türk yargısına müdahale olarak söylenmesinin doğru olmadığını düşündüklerini belirtti.
Amor, daha önceki raporlarda genel ifadeler kullandıklarını ancak yeni raporda daha hedeflenmiş, nokta eleştirilerin yer alacağını sözlerine ekledi.