Sakız Ağacı, dünyada sadece Yunanistan’ın Sakız Adası’nda ve İzmir Çeşme’de yetişiyor. Yunanistan’da önemli bir ekonomik değer olan sakız ağacını Türkiye’de de yaygınlaştırmak için çalışmalar sürüyor. Bu kapsamda Çeşmeli sakız üreticileri Hasan Ege Tütüncüoğlu ve İbrahim Topal, Havai köklendirme metoduyla 3 yılda 30 bin sakız ağacı fidanı yetiştirdi. Tütüncüoğlu, “İlk başladığımızda bin tane anaç sakız ağacı vardı. Bin anaç ağaçtan havai köklendirme metoduyla 30 bin adet sakız fidanı ürettik. Yetişmiş bin ağaçtan hem fidan hem de damla sakızı üretiyoruz. Coğrafi işaretli olan ‘Çeşme damla sakızı’nı anaç ağaçlarımızdan yaklaşık 100 kilo üretebiliyoruz. Şu anda toprakla buluşturduğumuz yeni fidanlarımızdan 5 sene sonra sakız almaya başlayacağız. 5 sene sonra bin ton civarında damla sakızı üretimi olacak. Sonra her sene artarak gidecek” ifadelerini kullandı.
''20 BİN FİDAN ÜRETİYORUZ''
Üretici Tütüncüoğlu, “İlk sene 5 bin adet fidanla başlamıştık. Sonra 10 bin ve 15 bin adet olmak üzere 3 senede 30 bin fidan ürettik. Şu anda yüzde 1 fireyle üretim yapabiliyoruz. Dolayısıyla üretimimizi arttırmayı hedefliyoruz. Fakat üretimimizi arttırmamız için dikecek alanların tahsis edilmesi lazım. 30 bin fidan saksıda dikilmeyi bekliyor. Çeşme bir turizm bölgesi olduğu için arsa fiyatları çok pahalı. Tahsisler zor. Dolayısıyla üreticiler olarak en büyük talebimiz sakız ağacı ağaçlandırması için hazine ve orman arazilerinin üreticilere tahsis edilmesi. Ancak o şekilde bu saksıdaki fidanlarımız toprakla buluşabilir. Bunun önü açıldığı takdirde her sene yeni 30 bin fidan üretebilme kapasitesine sahibiz. Bunun gerçekleşmesi gerekir ki dünya pazarında söz sahibi olalım. Yunanistan’da yaklaşık 1,5 milyon sakız ağacı var ve 250 ton sakız üretiyorlar. Pazarda pay sahibi olabilmemiz için hızlı bir şekilde en az 200-250 bin ağaca çıkmamız lazım. Bunun için de arazi tahsislerinin önünün açılması lazım” dedi.
''HEDEFİMİZ SAKIZ KÖYÜ''
Üretici Hasan Ege Tütüncüoğlu, ilerleyen zamanlarda Sakız Köyü kurmayı düşündüğünü ve akabinde şu sözleri ekledi; “Şu anda tahsis aldığımız 120 dönüm bir araziye yaklaşık 10 bin tane sakız ağacı diktik. Bu sakız ağaçlarının 1-2 yıl içerisinde büyümesi ve gelişmesiyle orada bir sakız ormanı oluşmaya başlayacak. 5 sene sonra da buradan sakız hasat edilebilmeye başlanacak. Çeşme turizm bölgesi olduğu için turizmden vazgeçemeyiz. Tarım turizmini önemsiyoruz. Sakız dünyada sadece Çeşme ve Sakız Adası’nda yetişen bir ürün. Dolayısıyla sakızın bu topraklarda yetişmesi çok önemli. Ama bununla turizmi birleştirerek, erken saatlerdeki sakız hasadında ilgi duyan turistleri gezdirebilir, deneyimleme yaptırabiliriz. Toplanan sakızlardan gastronomi ve kozmetik alanında çalışma atölyeleri yapabiliriz. Bütün bunların olabileceği bir ‘Sakız köyü’ hayalimiz var. Bu uzun bir süreye yayılacak bir süreç. 10 bin tane ağacı toprakla buluşturarak bu projenin ilk safhasını başlattık” diye konuştu.
Sakız Ağacı üretimindeki başarılarını aktaran İbrahim Topal da “1995 yılında Orman Bölge Müdürlüğü bulunduğumuz bölgede sakız ağacını yerinde çelikten yetiştirme fikriyle geldi. Sakız ağacından dal keserek, toprağında yetiştirmeye çalıştık. 1995 yılında 200 ağaçtan hiçbir tanesini tutturamadık. Sonrasında kendimizi vakfettik. Sakız ağacını geliştirmek gerekiyordu çünkü stratejik bir ürün. Ülkemizde sakız ağacına dokunmayın, dokunursanız evinizi, inşaatınızı yapamazsınız gibi bir algı vardı. Uzun süre sakız ağacı korkulan bir ağaç oldu. Bu bir ekonomik değer, nasıl faydalanırız diye çalışma yapılmıyor. Yılda yaklaşık 250-300 milyar lira sakız ithalatına para ödüyoruz. Biz bunu ülkemizde yetiştirebiliriz. 5 yılda 100 bin, 7-8 yılda kendi ihtiyacımızı karşılar hale gelebiliriz. Var olan 5-6 üreticiyle bir araya geliyoruz. Sakız üreticileri olarak bir araya gelelim, güçlerimizi birleştirelim ve devletin kurumlarını da devreye koyalım istiyoruz. İşin hem pratiğinde hem teorisine hakim olmaya çalışıyoruz. Doğayla deneyip yanılarak doğru sonuca vardığımızı görüyoruz. Üreticinin ilgisi yoğun, sakıza talep var. Yeni alanlarda üretim yapılmak isteniyor. 250-300 milyon lirayı başkalarına kaptırmayalım. Gerek istihdam gerekse ürün olarak ülkemizde üretelim sonrasında ihracatı düşünelim” ifadelerini kullandı.