İSTANBUL (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir ülkede zulüm, haksızlığın, eşitsizliğin, kayırmacılığın, keyfiliğin değil; hukukun üstünlüğü, açıklık, eşitlik ve şeffaflığın hakim olması, vatandaşların onur ve haklarının korunması, sadece beşeri değil aynı zamanda dini bir zorunluluktur." dedi.
Kılıçdaroğlu, Elmalı Belediyesince İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Paneli'nde yaptığı konuşmada, Osmanlı'nın son devrinde yetişen ve cumhuriyetin kuruluşunda önemli görevler üstlenen saygın bir din alimi olan Elmalılı'nın, kendini Kur'an-ı anlamaya ve açıklamaya adadığını söyledi.
Bu adanmışlığın haklı bir sonucu olarak Yazır'ın, TBMM'nin 21 Şubat 1925 tarihli oturumunda kabul edilen Türkçe Kur'an-ı Kerim Tefsirinin Hazırlanması Kararı'nın ardından kapısı çalınan ilk isim olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, teklifi kabul eden Elmalılı'nın, tefsiri yazmaya 1926'da başladığını ve "Hak dini Kur'an dili" adını verdiği eserini 1938'de tamamladığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, yaklaşık 12 yıl süren ve "Elmalılı tefsiri" olarak bilinen tefsirin son derece özgün bir çalışma olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Örneğin Sayın Mustafa Bilgin, İslam ansiklopedisinin hak dini Kur'an dili maddesinde eserin Mehmet Akif'in ifadesiyle 'İslam'ı asrın idrakine söyletme gayesi taşıyan, ciddi ve yorucu bir emeği yansıtması' olarak değerlendirir. Sayın Bilgin, eserin bir Kur'an tefsiri olmasının yanı sıra ayetlerin yorumu münasebetiyle pek çok itikadi, ameli, ilmi ve felsefi meseleye çağdaş metodolojiyi de kullanarak, geniş ölçüde orijinal düşünce ve çözümler ihtiva ettiğini de vurgular. Şüphesiz Elmalılı'nın bu başarısı klasik alim özellikleriyle çağdaş vekil adamı özelliklerini birleştirmeyi başarmış bir şahsiyet olmasından kaynaklanmaktadır."
- "Yargının ve yargı dağıtanların bağımsızlığı ve tarafsızlığı toplumsal adalet için zorunluluktur"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Peki, biz bugün, bu tefsirin ışığında Türkiye'nin temel problemlerine nasıl bakmalıyız?" sorusunu yönelterek, şunları kaydetti:
" 'Hak' diyoruz, 'hukuk' diyoruz, 'adalet' diyoruz. Peki, Elmalılı ne diyor? Elmalılı'nın kadılık makamına tayin edilecek kişinin hür olması şartına ilişkin önemli bir değerlendirmesi vardır. Elmalılı'nın kadıların hür olması şartına yaptığı özel vurgu, sadece köle ve köle sahibi arasındaki ilişkiye dair değildir. Elmalılı'nın vurgusu, kadıların, yani yargı makamında oturanların dış etkilere karşı koyacak niteliklere sahip olması şartını da kapsamaktadır. Bu hal ile yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile yargı dağıtanların bağımsızlığı ve tarafsızlığı toplumsal adalet ve huzurumuz için bir zorunluluktur."
Kılıçdaroğlu, Elmalılı'nın "Şüphesiz ki Allah size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emretmektedir." şeklinde Türkçeye aktardığı ayette de buyurulduğu üzere, devletin dininin "adalet" olduğunu ifade etti.
Devletin, işin ehline verildiği, işi ehline verenlerce yönetildiği ve sonuç olarak adaletle hükmedildiği zaman bir vasfa kavuşmuş olacağını, aksi halde ideal bir devlet yönetiminden söz edilemeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu,"Eski Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Ali Bardakoğlu'nun da ifade ettiği üzere, din açısından önemli olan adalettir. Hakkın, doğruluğun egemenliğidir. Bir ülkede zulüm, haksızlığın, eşitsizliğin, kayırmacılığın, keyfiliğin değil; hukukun üstünlüğü, açıklık, eşitlik ve şeffaflığın hakim olması vatandaşların onur ve haklarının korunması sadece beşeri değil aynı zamanda dini bir zorunluluktur." değerlendirmesini yaptı.
- İslamilik Endeksi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "İslam dünyasının nasıl bir duruma sürüklendiğini de bir veriyle açıklamak isterim." diyerek, George Washington Üniversitesi'nden Şehrazat Rahman ve Hüseyin Askeri adlı iki bilim insanının 2015'ten bu yana düzenli olarak yürüttükleri İslamilik Endeksi adlı çalışmaya işaret etti.
Bu endekse adalet ve yönetim, ekonomi, yolsuzluklar, insan hakları ve uluslararası hukuk gibi üst başlıklar çerçevesinde 150'ye yakın ülkenin İslami kriterlere uygunluklarına göre sıralandığını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"2020 yılı endeksine göre, İslam ülkeleri üzülerek ifade edeyim, en alt sıralarda bulunuyor ve her yıl biraz daha geriliyor. Bu endeks 2015'te ilk defa yayınlandığında Katar 39. sıradaydı. 40. sırada Birleşik Arap Emirlikleri vardı. Malezya 43. sıradaydı. Türkiye ise 65. sırada bulunuyordu. Beşinci yılın sonunda yani endeksin 2020 yılı verileri İslam ülkeleri açısından hiç de iç açıcı değil. Malezya yine 43. sırada ancak Birleşik Arap Emirlikleri 47, Katar 51. sıraya gerilemiş durumda. 2015'te 65. sırada bulunan Türkiye ise 2020'de 100. sırada. Endeksin 2020 yılı sonuçları itibarıyla ilk 40 sırada hiçbir İslam ülkesi yer almıyor. İlk sırada ise Yeni Zelanda bulunuyor. İkinci sırada İsveç, üçüncü sırada Hollanda yer alıyor."
Kılıçdaroğlu, bu endeksin ortaya koyduğu sonuçların İslam'ın ortaya koyduğu kriterler açısından Müslüman olarak yaşadıklarını, ancak İslam'dan da nasıl uzaklaştıklarını gözler önüne serdiğini ifade etti.
- Müslümanlar arasındaki kardeş kavgası
"Bu örnekler ışığında dinimiz İslam'ın kendisiyle Müslümanlığımız arasındaki farkın gün geçtikçe açıldığını kabul etmeliyiz." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İslam'ın özünde yer alan çoğulculuğun gün geçtikçe azaldığı, Müslümanlar arasındaki kardeş kavgasının tüm çabalara rağmen sonlandırılmadığı gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. Kimi grup ve yapıların kendi çıkarları doğrultusunda dini değerlerimizi istismar etmesine hep birlikte karşı durmalıyız. Bugün imrenerek bakacağımız, vatandaşlarının huzurunu, hakkını, hukukunu koruyan, adaletle hükmedilen bir İslam ülkesi görmekte zorlanıyoruz. Örneğin, dünyanın en büyük göçmen hareketliliği Müslüman ülkelerden Batı ülkelerine doğru yaşanıyor. Ege'nin, Akdeniz'in soğuk sularında hayatlarını kaybedenlerin büyük bir bölümü Müslüman kardeşlerimiz. Dünya silah sanayinin en önemli alıcıları arasında Müslüman ülkeler ilk sıralarda yer alıyor ve ne yazık ki çoğu yerde bu silahlar Müslüman kardeşlerimize yönelik kullanılıyor."
Bu örneklerin çoğaltılabileceğini, oysa örnekleri çoğaltmak yerine topyekun azaltmanın yollarını bulmaları gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Elmalılı Hamdi Yazır'ın "Bir toplumda hurafelerin yayılmasını engellemenin yolu ilahi kelamın her çağda yorumlanmasıdır. Çünkü insan, yüce Allah'ın mesajını her döneme hitap eden evrensel mesajlar olarak ancak yorum gücüyle kavrayabilir." ifadelerine vurgu yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu, başta Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere dinin doğru anlaşılması konusunda içtenlikle çaba harcayan, Cumhuriyet'in kurucu kadrolarını rahmetle anarak, Yazır'ın şahsında bu çabaya katkı veren tüm din alimlerine şükranlarını sundu.
- Elmalılı Hamdi Yazır için anıt mezar inşa edilecek
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da 27 Mayıs 1942'de hayatını kaybeden Elmalılı Hamdi Yazır'ın mezarının, İstanbul'da Sahrayıcedit Mezarlığı'nda bulunduğunu dile getirdi.
Yazır'ın kabri için bir anıt mezar yarışması yaptıklarını aktaran İmamoğlu, bu yarışmadaki eserleri değerlendirmek üzere Yazır'ın ailesini davet ettiklerini ve sürecin son aşamaya geldiğini belirtti.
İmamoğlu, "Bu anıt eserdeki mutabık kalınacak halini de en kısa zamanda nasıl bitiririz diye düşünürken, inşallah 27 Mayıs ölüm yıl dönümüne bunu yetiştirmek için arkadaşlarım büyük bir çaba içerisinde olacaklar. En yakın tarihte bu anıt mezarı, Elmalılı Hamdi Yazır'ın ismine yakışacak biçimde İstanbul'da inşa edileceğini beyan etmek isterim." dedi.
Programda, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk ve partililer de katıldı.
Konuşmaların ardından program panelle devam etti.