Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuşuyor.
"Yine bir 14 Mayıs arifesinde, 1950’deki inanç ve iradeyle bir kez daha 'Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir' demek için bir aradayız." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel dengelerin yeniden oluştuğu şu kritik dönemde ülkenin direksiyonunda AK Parti’nin birikimine ve etki gücüne sahip bir kadro olması çok kıymetlidir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin, siyasi ve ekonomik esaret çukuruna yeniden yuvarlanmamak için güçlü olmaktan, güçlü kalmaktan, gücünü artırmaktan başka çaresi yoktur." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni yerden yere vuranlar, bugün sistemi ruhuna uygun olmayan at pazarlıklarıyla tepe tepe kullanmanın hesaplarını yapıyor." ifadesini kullanan Erdoğan, "(Millet İttifakı) Bunların tek gayeleri, eski Türkiye devrindeki gibi milletin derdini ve beklentisini istismar ederek bir avuç muhterise ikbal devşirmek." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah 14 Mayıs seçimlerinin en hayırlı neticelerinden biri de ülkemiz muhalefetini bu alacakaranlık kuşağından çıkarmak olacaktır." diye konuştu.
"Afetin açtığı yaraları tamamen saracağız"
"Önümüzdeki dönemde önceliğimiz, elbette 6 Şubat depremlerinin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak olacaktır." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde, toplam 650 bin yeni konut yaparak afetin 11 ilimizde ve mücavirinde açtığı yaraları tamamen saracağız. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'yle 81 ili afetlere dirençli şehirler haline dönüştüreceğiz. Vatandaşımızın can ve mal güvenliği her şeyin önünde gelir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı sınamaların ağırlaştığı bir dönemde Türkiye’nin huzur ve güven adası olarak istikrarla yoluna devam etmesini sağlayacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye Yüzyılı'nın anahtarı olarak gördüğümüz yeni sivil anayasa sözümüzü tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da toplumumuzun hiçbir kesimine hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına izin vermeyeceğiz."