Dünya Rabia Günü, Mısır'da 14 Ağustos 2013 tarihinde Rabia Meydanı'nda yaşanan olayları anmak amacıyla ilan edilen bir gündür. Bu gün, Mısır'da darbe karşıtı göstericilerin toplandığı Rabia Meydanı'nda yaşanan ve birçok kişinin hayatını kaybettiği olaylara dikkat çekmek, bu olayları unutturmamak ve direnişi sembolize etmek amacıyla çeşitli etkinliklerle anılıyor.
RABİA İŞARETİ NEDİR?
Rabia işareti, sağ elin dört parmağının kaldırılarak başparmağın avuç içine katlanmasıyla yapılan bir el işaretidir. Bu işaret, Mısır'da 2013 yılında yaşanan Rabia Meydanı olaylarının ardından ortaya çıkmış ve zamanla darbe karşıtı hareketlerin sembolü haline gelmiştir. "Rabia" kelimesi Arapça'da "dördüncü" anlamına gelir ve bu işaret, direnişi, birlikteliği ve dayanışmayı temsil eder.
Mısır'da askeri darbeye karşı direnişin simgesi haline gelen Rabiatü'l Adeviyye Meydanı'nda ortaya çıkan ve dört parmakla yapılan Rabia işareti, dünya genelinde hızla yayılan güçlü bir sembol haline geldi. Sarı ve siyah renklerle tasarlanan Rabia logosu, sosyal medyada ve çeşitli platformlarda büyük bir görünürlük kazandı. Malezya'dan Fas'a kadar birçok İslam ülkesinde hızla benimsenen bu işaret, milyonlarca internet kullanıcısı tarafından profil resmi olarak kullanılmaya başlandı ve günlük yaşamda da yaygınlaştı.
RABİA KATLİAMI
Rabia işareti, 3 Temmuz 2013'te Mısır'da General Abdülfettah el-Sisi liderliğinde gerçekleştirilen askeri darbe sonrasında ortaya çıktı.
Mısır'da 30 Haziran 2013'te muhalefet, Tahrir Meydanı'nda Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi aleyhinde büyük bir eylem düzenledi. Medya, eyleme 30 milyondan fazla kişinin katıldığını iddia etti. Aynı gün akşamında Mısır ordusu, iktidar ve muhalefete 3 gün süre tanıdığını duyurdu. Bu açıklamanın ardından Tahrir Meydanı üzerinde savaş uçakları ve helikopterler geçmeye başladı, ülkede sözde bir sevinç havası yaratıldı.
Ordunun verdiği sürenin sonunda, Mısır'ın demokratik seçimlerle işbaşına gelen ilk Cumhurbaşkanı Mursi, 3 Temmuz 2013'te gerçekleştirilen darbe ile alıkonuldu ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Mursi yanlıları bu durumu protesto etmek için Rabia ve Nahda meydanlarında oturma eylemleri başlattı. Aynı gün, Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur, geçici cumhurbaşkanı olarak atandı ve 4 Temmuz'da yemin ederek görevine başladı.
Darbe karşıtı gösteriler, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) tarafından 5 Temmuz'da düzenlenen "Darbeyi Red Cuması" eylemleriyle daha da büyüdü. Mursi’nin Cumhuriyet Muhafızları Karargahı'nda tutulduğuna dair söylentiler üzerine, eylemciler Rabia Meydanı yakınlarındaki karargah önünde de protestolar düzenledi. Ancak 8 Temmuz sabahı, Mursi’nin tutulduğu iddia edilen Cumhuriyet Muhafızları Karargahı önünde toplanan göstericilere güvenlik güçleri tarafından gerçek mermilerle müdahale edildi. Mısır adli tıp verilerine göre, bu müdahalede 61 eylemci hayatını kaybetti, 435 kişi yaralandı. Mısır medyası, İhvan'ı suçlu ilan ederek olayları çarpıttı. Çünkü 3 Temmuz'dan itibaren darbe karşıtı tüm medya organları kapatılmış ve basın, darbecilerin kontrolüne geçmişti.
Bu olay, "Cumhuriyet Muhafızları Katliamı" olarak anılmaya başlandı. Dönemin Savunma Bakanı Abdulfettah el-Sisi tarafından açıklanan yol haritasına başta destek veren Selefi Nur Partisi, bu katliamdan sonra darbecilere desteğini çektiğini duyurdu.
27 Temmuz'da "Manassa olayları" olarak bilinen ikinci kanlı müdahale gerçekleşti. Güvenlik güçleri, Rabia Meydanı'nın güneyinde bulunan Manassa bölgesinde göstericilere ateş açtı. Mısır Sağlık Bakanlığı verilerine göre, bu olaylarda 38 kişi hayatını kaybetti. Ancak İhvan, ölü sayısının 139 olduğunu, yaklaşık 4 bin 500 kişinin yaralandığını açıkladı. İhvan yetkilileri, güvenlik güçlerini göstericilere kasıtlı olarak ateş açmakla suçladı.
14 Ağustos 2013 sabahı, Mısır polisi ve ordusu, Rabia Meydanı'na dört koldan büyük bir müdahale başlattı. Aynı anda, Kahire Üniversitesi önündeki Nahda Meydanı’na da saldırı düzenlendi. Gün boyu süren bu baskında, polis mavzerleri, buldozerler ve keskin nişancılar kullanıldı. İhvan'ın siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-Biltaci'nin 17 yaşındaki kızı Esma el-Biltaci, keskin nişancılar tarafından vurularak öldürüldü.
Resmi verilere göre, Rabia katliamında 8’i polis olmak üzere 632 kişi hayatını kaybetti, iki bine yakın kişi yaralandı. Aynı gün, 800 eylemci gözaltına alındı. 45 gün süren barışçıl gösteriler, 14 Ağustos’taki Rabia katliamından sonra büyük ölçüde zayıfladı. Diğer şehirlerden Rabia'ya destek için yola çıkan binlerce kişi, güvenlik güçleri tarafından engellendi.
Rabia baskınına tepki olarak, İhvan üyeleri ve destekçileri Kahire'nin Ramses bölgesinde büyük bir gösteri düzenledi. Polisin müdahalesiyle eylemciler El-Fetih Camisi'ne sığındı ve ertesi gün gözaltına alındılar. Bu olaylarda, İhvan Rehberlik Bürosu Başkanı Muhammed Bedii'nin oğlu Ammar da öldürüldü.
İhvan'ın verilerine göre, 3 Temmuz'dan itibaren yaklaşık 40 bin kişi gözaltına alındı, binlerce kişi ise ülkeyi terk etti.
Bu olayların ardından, Rabia işareti darbe karşıtı direnişin sembolü olarak kullanılmaya başlandı. Meydanın adıyla özdeşleşen bu işaret, Mısır'ın yanı sıra diğer Arap ülkelerinde ve Türkiye'de de yaygın şekilde kullanılmaya başlandı. Rabia işareti, direnişi ve adaletsizliğe karşı mücadeleyi temsil eden bir sembol olarak uluslararası alanda tanındı.
Rabia işareti, Mısır'ın yanı sıra özellikle Türkiye'de geniş bir kabul gördü. Ayrıca, Arap Baharı sürecinde darbe karşıtı direnişlerin yaşandığı diğer ülkelerde de sembolik bir anlam kazandı. Tunus, Libya, Yemen gibi ülkelerde ve genel olarak Müslüman topluluklarda Rabia işareti, darbe karşıtı hareketlerin ve halk direnişlerinin sembolü olarak kullanıldı. Türkiye, Rabia işaretini en yaygın şekilde kullanan ülkelerden biri oldu.
TÜRKİYE'DE RABİA İŞARETİ
Türkiye'de Rabia işareti, özellikle 2013 sonrası dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sıklıkla kullanıldı. Erdoğan, bu işareti kullanarak Mısır'daki darbe karşıtı direnişe desteğini ifade etmiş ve Rabia işaretini Türkiye'deki siyasi söylemin bir parçası haline getirmiştir. Türkiye'de Rabia işareti, sadece Mısır'daki direnişi değil, aynı zamanda Müslüman toplulukların dayanışmasını ve adalet arayışını simgeleyen bir işaret olarak benimsenmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu işareti "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" olarak tanımladığı dört ilkeyle de ilişkilendirerek, işarete Türkiye'nin ulusal birliğini ve bütünlüğünü simgeleyen bir anlam yüklemiştir.
Rabia işareti, Mısır'da ortaya çıkan bir sembol olmasına rağmen, özellikle Türkiye'de ve diğer Müslüman ülkelerde darbe karşıtı direnişin, adalet arayışının ve birlikteliğin sembolü haline gelmiştir. Dünya Rabia Günü ise, bu direnişi anmak ve hatırlamak için belirlenen bir gün olarak birçok ülkede çeşitli etkinliklerle anılmaktadır.