"Haberin İşçisi, İşçi Haber."
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
34,5943 %0.28
35,8171 %-1.19
3.403.867 %0.965
2.996,43 1,16
Ara
İşçi Haber Genel Emekli Başçavuş Halit Erdoğan 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlattı:

Emekli Başçavuş Halit Erdoğan 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlattı:

- "Bizi orada namaz kılarken görmeleriyle birlikte 'burada namaz kılmak yasak' dediler. Var mı böyle bir kanun, yok. Keyfi muameleler vardı" - "Ben o zaman rütbemin en son kademesindeydim. Emekliliğime 10 gün kalmıştı. Bizi emekliliğe sevk ettiler"

KAYSERİ (AA) - MÜZAHİM ZAHİD TÜZÜN - Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat sürecinde, Eskişehir 113. Filo Komutanlığında Astsubay Kıdemli Başçavuş olarak görev yaparken namaz kıldığı ve eşi ile annesinin başörtülü olduğu gerekçesiyle resen emekli edilen Halit Erdoğan, o dönem yaşadıklarını unutamıyor.

O dönem yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Erdoğan, sık sık mobbinge maruz kaldıklarını ve çok basit sebeplerden ceza aldıklarını söyledi.

Erdoğan, 28 Şubat sürecinde orduda istenmediklerini ve çok sıkıntı çektiklerini anlatarak, "20 yıl hiçbir ceza almadan görev yaptım. 20 yıl sonrasında 28 Şubat dönemine yaklaşınca o dönem arka arkaya 3 aylık bir dönemde belki 10 kez ceza aldım. Bunun sebebi oradan ayrılacakları belirledikten sonra onlara üst üste ceza verip mobbing uygulaması yapmalarıydı." şeklinde konuştu.

Kendileri için çok üzücü olaylarla karşılaştıklarını belirten Erdoğan, "Annem lojmandan çıkıyor ve asker bir şey söylemiyor, dönüşünde asker 'içeri giremezsin' diyor. Annem 'evladım ben biraz önce buradan çıktım, nasıl giremem' deyince 'böyle başörtülü giremezsin' cevabını alıyor. Asker 'başörtünü çıkarıp gireceksin' diyor. Annem 70 yaşında kadın. Orada halk da müdahale ediyor ve annemi içeri alıyorlar. Tabii başörtüsünün şeklini değiştiriyorlar." ifadelerini kullandı.

- "Keyfi muameleler vardı"

Erdoğan, namaz kıldıkları için mobbinge de maruz kaldıklarını dile getirerek, "Bizi orada namaz kılarken görmeleriyle birlikte 'burada namaz kılmak yasak' dediler. Var mı böyle bir kanun, yok. Keyfi muameleler vardı. Bosna Hersek Harekatı'na katılmıştık. Oraya vardığımız zaman da ben namazımı kılıyordum. Oraya gittiğimizde adamlar yaptığımız görevlerle değil de kıldığımız namazlarla bizi tehdit ediyorlardı. Yani bu şekilde yüzlercesi var." dedi.

Hiçbir cemaatin, şeyhin kontrolünde olmadıklarını anlatan Erdoğan, sadece vatan sevgisi ve inançları gibi kutsal değerlerine sahip çıkmaya çalıştıklarını söyledi.

- "Resen işimize son verildi"

Halit Erdoğan, severek yaptığı mesleğinden resen emekli edildiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"28 Şubat'ın en şiddetli olduğu dönemin hemen akabinde ceza vermeye başladılar. Bizim gibi arkadaşları başka birliklere tayin ettiler, etmediklerine mobbing uyguladılar. Ben o zaman rütbemin en son kademesindeydim. Emekliliğime 10 gün kalmıştı. Bizi emekliliğe sevk ettiler. Yani resen işimize son verildi. Çok bunalımlı bir dönem geçirdik. Yıllar sonra Hava Kuvvetleri'nden sicil belgemi istedim ve geldi. Sicil ortalamam 97'ydi."

O dönem kendilerinin yapmak istedikleri işlerden uzaklaştırıldıklarına da değinen Erdoğan, "Çalıştığım keşif bölüğünde bir kameramız vardı ve bunu eğer teknik ekip yapabilirse yapar yoksa ABD'ye gidiyordu. O zaman komutana, 'bizi atacaklar atmadan şu kamerayı bir ekip oluşturalım ve tamir edip öyle gidelim' dedim. Bize tamir ettirmeyip bir C-130 uçak ve 20 personelle ABD'ye götürdüler. Bunun sadece sigorta bedeli o zaman 100 bin dolardı. O kamera ABD'de tamir edildi ve geldi. Bizim onu burada kuruşsuz tamir etme kabiliyetimiz vardı." diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *