GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
- AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un konuşması Numan Kurtulmuş, Ortak Akıl Platformu Liderler Buluşması'nda konuştu:
- "(Rusya-Ukrayna Savaşı) Türkiye, her iki tarafla da rahat konuşabilen ve bölgeye ilişkin barış perspektifine sahip olan neredeyse yegane ülkedir. Biz bu bölgede savaş, gerilim, çatışma istemiyoruz"
- "Çin ile Avrupa ve Batı arasındaki mücadelenin en önemli ayaklarından birisi, hepimizin bildiği gibi Ön Asya ve özellikle Kafkasya'da Kafkasya üzerinden gerçekleşecektir. Bu anlamda Türkiye, Kafkasya'daki denklemin vazgeçilmez unsurudur"
İSTANBUL (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Ukrayna ile Rusya Savaşı'na ilişkin "Türkiye, her iki tarafla da rahat konuşabilen ve bölgeye ilişkin barış perspektifine sahip olan neredeyse yegane ülkedir. Biz bu bölgede savaş, gerilim, çatışma istemiyoruz." dedi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından The Marmara Hotel'de düzenlenen Ortak Akıl Platformu Liderler Buluşması'nda konuşan Kurtulmuş, dünyanın zor bir süreçten geçtiğini söyledi.
Kurtulmuş, dünyada küresel ölçekteki dengesizlikler ya da denge arayışlarının önümüzdeki on yıllar boyunca devam edeceğini ifade ederek, "Öncelikle sadece Ukrayna-Rusya krizini ya da başlamış olan savaşı, tek başına bir unsur gibi değerlendirmemiz doğru olmaz kanaatindeyim. Epeyce bir süredir dünya ekonomi politiğini yönlendiren dünyada yeni gelişmelerin kapısını açan çok tehlikeli, riskli ama aynı zamanda da son derece güçlü bir rekabet ortamını da barındıran küresel bir gelişmeyle karşı karşıyayız." diye konuştu.
Her alanda büyük mücadelelerin, rekabetlerin, çatışmaların ve gerilimlerin yaşandığı bir dönemde olduklarına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bundan 20- 30 sene evvel dünyanın ekonomik geleceğiyle ilgili konuşmalar yapılırken 3 alanda insanlığı bekleyen risk alanları olduğunu da konuşuyorduk. Bunlardan birisi su savaşları, birisi gıda savaşları, bir diğeri ise enerji savaşlarıydı. Son 20 yıl içerisinde buna siber güvenlik alanını da dördüncü bir alan olarak eklemek durumundayız. Dolayısıyla bundan sonra bu güçlerin tamamı sadece bölgesel olarak sahada mücadele etmekle kalmayacaklar. Aynı zamanda bu 4 alanda da kıyasıya bir mücadele, rekabet ve gerektiği zamanlarda da kıyasıya bir çatışmanın içerisinde yer alacaklar. Bunu karamsar bir tablo ortaya koymak için söylemiyorum. Dünyanın gelmiş olduğu yeni durumu iyi tespit etmek ve şartların sadece bize söylenen birtakım sözler ya da artık sloganlaşmış olan ifadelerin ötesinde derin köklerini görmek ve buna göre tedbir almak mecburiyetindeyiz."
Bu çatışma ve gerilim ortamlarının içerisinde coğrafyanın kader olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Büyük bir devlet birikimine, tecrübesine sahip olan bir ülke, son derece genç nüfusu ve büyük hedefleri olan bir ülke olarak, Türkiye'nin bu coğrafyada nasıl konumlanacağı, nasıl şekilleneceği, sadece Türkiye'nin geleceğini belirleyen bir unsur olmayacak, başta coğrafyamız olmak üzere bütün dünyadaki siyasal ve ekonomik denklemleri yeniden inşa edecektir." ifadelerini kullandı.
- "Kafkaslar'daki denklem Türkiye'siz bir şekilde çözülemez noktadadır"
Küresel ölçekte mücadele eden güçlerin alanlarının hepsinin ortasında Türkiye'nin olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Çin ile Avrupa ve Batı arasındaki mücadelenin en önemli ayaklarından birisi, hepimizin bildiği gibi Ön Asya ve özellikle Kafkasya'da Kafkasya üzerinden gerçekleşecektir. Bu anlamda Türkiye, Kafkasya'daki denklemin vazgeçilmez unsurudur. Çok şükür Azerbaycan'da, Azerbaycan'ın Karabağ'ın işgalini kurtarması sürecinde, Türkiye büyük bir şekilde, destek olarak orada yeni bir denklemin kurulabilmesi ve ardından Kafkaslar'da, Rusya'nın, İran'ın, Türkiye'nin, Azerbaycan'ın, Gürcistan'ın ve Ermenistan'ın da olacağı altılı bir platformda Kafkasları, özellikle Güney Kafkasya'yı bir barış ve huzur ortamına çevirebilmek konusunda kararlıdır ve bu alanda inisiyatif almak noktasındadır. Kafkaslar'daki denklem Türkiye'siz bir şekilde çözülemez noktadadır."
- Rusya-Ukrayna savaşı
Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizdeki önemini anlatan Kurtulmuş, "Türkiye, her iki tarafla da rahat konuşabilen ve bölgeye ilişkin barış perspektifine sahip olan neredeyse yegane ülkedir. Biz bu bölgede savaş, gerilim, çatışma istemiyoruz. Ülkelerin farklılıkları olabilir ama bu farklılıkları müzakereyle konuşarak masada diplomasiyle çözebilecek bir imkana sahip olduğumuza inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Doğu Akdeniz'in önümüzdeki dönemde büyük gerilimlerin yaşanacağı yeni bir coğrafya olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Doğu Akdeniz'de bazıları Türkiye'nin hiç olmaması, buradaki hidrokarbon kaynaklardan yararlanmaması, burada Mavi Vatanı oluşturarak Türkiye'nin hak ve menfaatlerini koruyacak bir güce sahip olmaması için her türlü baskıyı yaptılar, bunları hatırlıyorsunuz. Ama Türkiye, Akdeniz'de Mavi Vatanı, Libya Hükümeti ile yaptığı anlaşmayla birlikte onun sınırlarını çizerek münhasır ekonomik bölgelerimizde doğal gaz ve petrol arama faaliyetlerini sürdürdü." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türkiye'nin güçlü bir üretime sahip olan bir ülke olmaktan başka şansı yoktur"
Her alanda güçlü olan bir Türkiye istediklerini anlatan Kurtulmuş, pandemi ve halen devam eden bu sürecin Türkiye'nin vaktinde ve zamanında aldığı tedbirler dolayısıyla en az hasarla atlatıldığını ifade etti.
Türkiye'nin demokrasiden kısarak ekonomik büyümesinin gerçekleşmesinin asla mümkün olmadığını dile getiren Kurtulmuş, "Hiç şüpheniz olmasın, demokrasisi gelişmemiş olan Türkiye'nin ekonomisinin de gelişmesi mümkün değildir. Çok partili siyasi hayatımız bunun örneğidir." dedi.
Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan krizi değerlendiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, işte 146 ülke karşı çıkıyor bu işe. Ama hiçbir gücü, hiçbir etkisi yok. O karara karşı çıkmanın hiçbir anlamı yok. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde 5 tane ülke var. Beş ülkeden bir tanesi veto ettiği zaman dünya karar alamıyor. Ne kadar büyük bir haksızlık olursa olsun. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaş ilan ettiği, işgal ettiği hem de veto ederek kendisini kınanmaktan kurtardığı bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dünyanın taşıyabileceği bir şey değildir. Burada da tezlerimizin haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Yeni bir küresel siyasal mimariye ihtiyaç vardır. Yeni bir küresel finansal mimariye ihtiyaç olduğu gibi. Bunun için canla başla gayretle çalışacağız. Allah'a şükür Türkiye sözü kuvvetli bir ülkedir. Sözümüzü daha kuvvetli hale getireceğiz. Bunun yolu da hepimizin ortak hedefe ortak akıl çerçevesinde yürümemiz ve Türkiye'yi daha güçlü hale getirmemizden geçiyor."
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *