İSTANBUL (AA) - ELİF KÜÇÜK - İstanbul'da yaşayan Recep Birgün, 8 yıl önce kolonunda başlayan, ardından akciğer ve karaciğerine de metastaz yapan kanserle mücadelesinde gücünü pozitif enerjisinden alıyor.
Recep Birgün, 2014'te şiddetli ağrı şikayetiyle gittiği hastanede ileri evre kolon (kalın bağırsak) kanserine yakalandığını öğrendi. Operasyonla kanserli hücrelerinden kurtulan Birgün, ağır bir kemoterapi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. 3 yıl sonra, rutin bir kontrolü sırasında akciğerinde tümör tespit edilen Birgün, bütün süreci yeniden yaşayacağını bildiği halde ümidini hiç kaybetmedi.
Bu savaştan da galip çıkan Birgün, 5 yıl sonra yine bir kontrol sırasında kanserin karaciğerinde metastaz yaptığını öğrendi. Yıllardır tedavisini gerçekleştiren doktorunun tavsiyesi üzerine İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ender Dulundu'ya başvuran Birgün'ün karaciğerindeki tümör temizlendi.
Önünde yeni bir kemoterapi süreci olan Birgün, kanser hastalarına kontrollerini düzenli yaptırmaları, kanseri önce akıllarından silmeleri ve olumlu düşünmeyi bırakmamaları tavsiyesinde bulunuyor.
- Karın bölgesinde 8 ay bağırsak torbası taşıdı
AA muhabirine kanser öyküsünü anlatan Recep Birgün, sağlıklı hissederek uyuduğu 27 Ağustos 2014 gecesinde, şiddetli ağrıyla uyandığını, daha sonra soğuk terler dökmesi ve solunumunda sıkıntı yaşaması nedeniyle özel bir hastaneye başvurduğunu söyledi.
İnceleme ve tetkikler sonucunda kendisine kolon kanseri teşhisi konulduğunu belirten Birgün, şiddetli ağrısının ise kalın bağırsağındaki delinmeden kaynaklandığını öğrendiğini dile getirdi.
İÜC Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Mehmet Sinan Çarkman tarafından karın bölgesine yerleştirilen bağırsak torbası (stoma) ile 8 ay yaşadığını anlatan Birgün, stoma ve kemoterapiye rağmen işine gitmeyi sürdürdüğünü ifade etti.
Nisan 2017'de ise akciğerinde tümör oluştuğunu ve bunun da kontrolleri sırasında doktoru Çarkman tarafından fark edildiğini söyleyen Birgün, "Kontrollerimi muntazam şekilde yaptırıyordum. Hiç aksatmadan." dedi.
Bu süreçte umudunu hiç yitirmediğini anlatan Birgün, "Tam tersi, fevkalade aktif ve hastalığını hiç kimseyle konuşmayan, hasta değilmiş gibi insanları hastanelere götüren, her türlü dertlerine koşan biriydim. Sanki o hastalığı hiç yaşamıyor gibiydim." diye konuştu.
Recep Birgün, bu yılki rutin kontrolünde ise çektirdiği pet ve MR'da karaciğerinde tümör saptandığını, ardından Prof. Dr. Ender Dulundu ile tanıştığını kaydetti.
"Kanser" denildiğinde insanların irkilerek baktığını ancak kendisinin bakış açısının bu olmadığını belirten Birgün, "İrade çok önemli. Bir de insan pozitif olmalı. Ben sosyal bir insanım. Çok pozitif bir insanım. Ağrı, sızı kemoterapi safhalarında da yaşamadım. Şu anda çok daha ümitliyim. Öncelikle Ender Hocam ile tanıştığım ve onun elleri değdiği için fevkalade ümitliyim." dedi.
Birgün, bu hastalıkla mücadelede, ilk olarak kanserin akıldan atılması gerektiğini vurgulayarak, "Sevdiğim hiçbir şeyi bırakmadım. Pozitif oldum. Hiçbir akşam kanserin 'k'si ile yatmadım. Son derece sağlıklı bir insan olarak uyudum. Bu arada, her sabah ve akşam 1,5 saat spor ve yürüyüşüm var. Bundan sonra da aynı şekilde devam etmeyi düşünüyorum. Yüzme ve yürüyüş, olmazsa olmazım. Beni biraz da ayakta tutan bunlar." ifadelerini kullandı.
- "Kanser mücadele edilebilen bir hastalık"
Prof. Dr. Ender Dulundu, Birgün'ün kendilerine, kalın bağırsağın en sık metastaz yaptığı organlardan karaciğerde lezyonlar saptanması üzerine başvurduğunu anlattı.
Ameliyattan önceki görüntülemelerde, Birgün'ün karaciğerinde üç tümör gördüklerini, ayrıca şüpheli ufak alanlar bulunduğunu belirten Dulundu, bunların tümör odakları olup olmadığını ise o an çok bilemediklerini kaydetti. Esas problemin, tümörlerin önemli damarlara yakın alanlarda yer işgal etmesi olduğuna dikkati çeken Dulundu, "Metastazları olması itibarıyla dördüncü evre bir kanser hastası olarak karşımıza çıktı." dedi.
Prof. Dr. Dulundu, Recep Birgün'ün motivasyonu yüksek ve uyumlu bir hasta olduğunu, bunun da tedavi için önem taşıdığını vurguladı.
Kanserde esas olarak "geç kalınmaktan korkulması" gerektiğini vurgulayan Dulundu, "Düzenli yaşam ve sağlıklı beslenme önemli olduğu gibi, kontrollerimizi ihmal etmeyelim. Kanser mücadele edilebilen bir hastalık, en güzel örneği Recep Bey. Bu dördüncü ameliyatı oldu. Hala maşallah sapasağlam ayakta. Düzenli kontrolleri ihmal etmeden, sağlıklı bir yaşam tarzıyla kanserle mücadele etmek mümkün." diye konuştu.