Siber güvenlik, dijital saldırılara karşı kritik sistemlerinizi ve ağınızı korumak için geliştirilmiş çeşitli süreçler, önerilen stratejiler ve teknolojik çözümler bütünüdür. Verilerin hızla artması ve daha fazla insanın her yerden çalışarak bağlantı kurmasıyla birlikte, kötü niyetli kişiler kaynaklarınıza erişmek, verileri çalmak, işinizi sabote etmek veya para gasp etmek amacıyla daha karmaşık yöntemler geliştirmektedir.
Her yıl artan saldırı sayısı, saldırganların algılardan kaçmak için yenilikçi stratejiler üretmesine yol açıyor. Bir siber güvenlik programının başarılı olabilmesi için insanların, süreçlerin ve teknolojik çözümlerin, "saldırı kaynaklı iş kesintisi, finansal kayıp ve itibar kaybı gibi risklerle hep birlikte mücadele edebilmesi" gerekiyor.
SİBER SALDIRILARDAN NASIL KORUNABİLİRİZ?
Siber saldırılardan korunmak için bireylerin ve kuruluşların alabileceği çeşitli önlemler bulunmaktadır:
1. Güçlü parolalar kullanmak: Parolalarınızı karmaşık hale getirin; büyük ve küçük harf, rakam ve sembol içermelidir. Ayrıca, her hesap için farklı parolalar kullanmak da önemlidir.
2. İki faktörlü kimlik doğrulama: Hesaplarınıza erişimi güvence altına almak için iki faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirin. Bu, sadece parolanızla değil, aynı zamanda cep telefonunuza gönderilen bir kodla da giriş yapmanızı gerektirir.
3. Güvenlik yazılımları: Antivirüs yazılımları ve güvenlik duvarları kullanarak kötü amaçlı yazılımlara ve saldırılara karşı koruma sağlayın. Bu yazılımların güncel tutulması da son derece önemlidir.
4. Dikkatli e-posta kullanımı: Phishing saldırılarına karşı dikkatli olun. Tanımadığınız kişilerden gelen e-postalarda yer alan bağlantılara tıklamaktan kaçının.
5. Eğitim ve farkındalık: Hem bireyler hem de çalışanlar için siber güvenlik eğitimi almak, siber tehditleri tanıma ve önleme konusunda büyük fayda sağlar.
EN ÇOK TEHLİKE ALTINDA OLAN GRUPLAR KİMLER?
Siber saldırılar, her yaştan ve meslekten bireyler için bir tehdit oluştursa da bazı gruplar daha fazla risk altındadır:
- Finansal kuruluşlar: Bankalar ve finansal hizmet sağlayıcıları, büyük miktarda para ve hassas verileri hedef alır. Bu nedenle, en sık saldırıya uğrayan sektörlerden biridir.
- Hükümet kurumları: Devlet daireleri ve askeri kuruluşlar, milli güvenlik bilgilerini koruma konusunda kritik öneme sahiptir ve sık sık siber saldırılara maruz kalır.
- Sağlık sektörü: Hastaneler ve sağlık hizmetleri, kişisel verileri korumak zorundadır. COVID-19 sürecinde sağlık sistemleri, siber saldırıların artışını yaşamıştır.
- Eğitim kurumları: Okullar ve üniversiteler, öğrenci verileriyle birlikte araştırma bilgilerine sahip oldukları için hedef olabiliyor.
SİBER SALDIRIYA MARUZ KALANLAR NE YAPMALI?
Eğer bir siber saldırıya maruz kaldığınızı düşünüyorsanız, atmanız gereken adımlar şunlardır:
1. Bağlantıyı kesin: İlk olarak, saldırıya uğrayan cihazdan internet bağlantısını kesmek önemlidir. Bu, saldırganların daha fazla zarar vermesini önleyecektir.
2. Durumu değerlendirin: Hangi verilerin veya sistemlerin etkilendiğini belirlemeye çalışın. Bu, ileride atılacak adımlar için kritik öneme sahiptir.
3. Uzmanlara danışın: Bir siber güvenlik uzmanından yardım almak, durumu daha iyi anlamanıza ve uygun önlemleri almanıza yardımcı olacaktır.
4. Hukuki süreç başlatın: Eğer verileriniz çalındıysa veya zarar gördüyse, yasal yollara başvurmanız gerekebilir. Özellikle kişisel verilerinizi koruma yasaları kapsamında harekete geçmek önemlidir.
ULUSAL BİR SORUN OLABİLİR Mİ?
Siber güvenlik, yalnızca bireylerin ve kuruluşların değil, aynı zamanda ülkelerin de karşılaştığı ciddi bir sorundur. Bir siber saldırı, bir ülkenin altyapısını, milli güvenliğini veya ekonomik dengesini tehdit edebilir. Özellikle kritik altyapılar, enerji santralleri, su kaynakları ve ulaşım sistemleri gibi alanlar, ulusal güvenlik açısından büyük önem taşır. Ülkeler, siber saldırılara karşı savunma geliştirmek ve siber güvenlik stratejileri oluşturmak için uluslararası işbirliği yapma ihtiyacı hissediyor.
TÜRKİYE'DE SİBER GÜVENLİKTE YENİ ADIM: SİBER GÜVENLİK TEŞKİLATI
Türkiye, siber güvenlik alanında önemli bir adım atıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın duyurduğu ‘Siber Güvenlik Teşkilatı’, siber güvenlik alanında yeni bir yapının oluşturulmasını hedefliyor. Uzmanlar, bu yapının yalnızca tedbir, denetim ve yaptırım gücü değil, aynı zamanda siber güvenlik standartlarını da belirleme yetisine sahip olabileceğini belirtiyor. Amaç, Siber Vatan’ın en üst düzeyde korunmasını sağlamak.
Son yıllarda siber saldırılar, dünya genelinde en büyük tehditlerden biri haline geldi. Artık sadece stratejik bilgilerin korunması yeterli değil; elektrik kesintileri, havalimanı sistemlerinin çökmesi veya hastanelerdeki kritik cihazların işlevsiz kalması gibi durumlar daha sık yaşanıyor. Dijital terör olarak adlandırılan bu saldırı yöntemlerine karşı ülkeler, yeni ve etkili çözümler geliştirmek için çaba harcıyor.
Bakan Fidan’ın açıklaması, hükümetin siber güvenlik alanında müstakil bir teşkilat kurma iradesinin güçlü olduğunu gösteriyor. Türkiye’de farklı kamu kurumlarının kendi siber güvenlik yapıları bulunmakta. Peki, neden bu yeni ve müstakil yapıya ihtiyaç duyuluyor? Siber Güvenlik Teşkilatı’nın yetki ve sorumlulukları neler olacak?
Siber güvenlik alanında önemli çalışmalara imza atan Ersin Çahmutoğlu, Bakan Fidan’ın yeni siber güvenlik yapısını değerlendirerek, “Daha önce bu işler için çalışan kurumlarımız vardı. Görünen o ki, daha üst bir yapı istenmiş. Siber güvenlik alanı müstakil bir yapıya kavuşacak ve süreç doğru işlediğinde çok daha etkin adımlar atılacak,” dedi.
KAMUDA VE ÖZEL SEKTÖRDE KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR
Çahmutoğlu, kurulacak teşkilatın yalnızca kamu kurumları için değil, özel sektör için de kritik önem taşıdığını belirtiyor. Enerji, ulaşım ve sağlık gibi stratejik alanlarda hizmet veren özel firmalar, siber saldırılara karşı savunmasız kalabiliyor. Bu noktada, Siber Güvenlik Teşkilatı’nın bu tür saldırılara karşı önlem alabileceği belirtiliyor.
Yeni teşkilatın “daha üst bir pozisyonda” kurulması, denetim ve yaptırım gücünün artacağı anlamına geliyor. Çahmutoğlu, “Müstakil yapısı itibariyle bu teşkilatın en üst seviyede denetim ve yaptırım gücüne sahip olacağını düşünüyorum. Ayrıca, bu alanda standartların belirlenmesi ve uluslararası standartlara uyum sağlanması gibi görevleri de üstlenebilir,” şeklinde görüş bildiriyor.
Dikkat çeken bir diğer nokta, ABD ve Avrupa'da şirketlerin, kendi hataları nedeniyle kişisel verileri çaldırdıklarında resmi kurumlara bildirimde bulunma zorunluluğu. Yeni kurulan teşkilat, Türkiye’de benzer bir sistemi oluşturabilir.
TÜRKİYE SİBER SALDIRILARIN HEDEFİNDE Mİ?
Çahmutoğlu, Türkiye’nin sürekli siber saldırı tehditleri altında olduğunu vurguluyor. “Son 5-6 yılda tehditler arttı. Dış politikamız, küresel gelişmeler ve jeopolitik konumumuz, bu durumu etkiliyor. Hedefte olmamızın yanı sıra, saldırıların çoğu siber casusluk amaçlı. Yeni yapı, bu tür saldırılarla da mücadele edecek,” diyor.