GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
- Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının 13. yıl dönümü programı
- BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin konuşması Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu vefatının 13. yılında Sivas'ta anıldı
- BBP Genel Başkanı Mustafa Destici:
- "Bizim ve bütün milletimizin, 'bu hadise bir kaza değildir' anlayışının cevapları verilsin. Bu son bir yargılamaya dönüşsün, kusuru ve kastı olanlar hukukun önüne çıkarılsın. Hak ettikleri ceza ile karşı karşıya kalsınlar. Biz bunun peşindeyiz. 13 yıldır zere kadar geri adım atmadık. Bundan sonra da atmayız"
SİVAS (AA) - Kahramanmaraş'ta 13 yıl önce helikopterin düşmesi sonucu yaşamını yitiren Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindekiler Sivas'ta anıldı.
Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende, Muhsin Yazıcıoğlu, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, Erhan Üstündağ, gazeteci İsmail Güneş ve pilot Kaya İstektepe için Kuran-ı Kerim okundu.
Yazıcıoğlu'na ve beraberinde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun sadece siyasette önderleri olmadığını, en iyi dostları ve sığındıkları bir liman olduğunu ifade etti.
Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun davasının yer yüzündeki bütün mazlumların zalimlere karşı durma davası olduğunu belirterek, "Muhsin Yazıcıoğlu'nun davası önce tevhit davası ama daha sonra da ülkenin birliğinin davasıydı. Türk, Türkmen, Alevi, Sünni bir arada kardeşçe yaşasın davasıydı. 28 Şubat sürecinde kız öğrencilerimizin ya zorla başları açıldı ya da okullardan atıldı. Şimdi yasak yok, yan yana okuyorlar. Neymiş? Demek ki laiklik de elden gitmiyormuş, Türkiye'de batmıyormuş. Orada asıl hedefin İslam ve dindarlar olduğunu bugün çok daha net bir şekilde görüyoruz." dedi.
Yazıcıoğlu'nun, bütün mazlumlar için barışın, kardeşliğin teminatı olan bir Türk birliği hayali olduğunu söyleyen Destici, "Eğer bugün böyle bir Türk dünyası olsaydı, Rusya bugün bu kadar pervasız olamazdı. Bu kadar haydutça davranamazdı. Rusya, hiçbir uluslararası hukuka riayet etmeden ne yapıyor, bir başka ülkeye saldırıyor. Gerekçesi ne, 'Sen NATO'ya üye olamazsın, sen silahlanamazsın. Sende nükleer olamaz.' Sende neden oluyor, kardeşim. Sende 6 bin tane var. Ukrayna'da, Türkiye de neden olmuyor. İsrail'de oluyor da neden Filistin'de olmuyor. Siz haydut musunuz? Evet, haydutlar. Eğer bugün bir Türk dünyası birliği olsaydı, bugün ne Rusya böyle davranabilirdi ne de ABD, Afganistan, Irak ya da Suriye'de bunları yapabilirdi." ifadelerini kullandı.
Destici, 2007 yılında Muhsin Yazıcıoğlu'nun bağımsız milletvekili olarak meclise gönderildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:
"O dönemde PKK'nın partisinin ismi DTP'ydi. Onlar da bağımsız seçildi. Muhsin Başkan o dönem dedi ki 'Bu Türkiye için bir şanstır. İnşallah bu şansı iyi değerlendirirler, PKK ile arasına mesafe koyarlar. PKK'nın sözcülüğünü yapmaktan vazgeçerler, terörü lanetlerler, devletin varlığının, ülkenin ve milletin bütünlüğünün yanında dururlar.' Ama maalesef onlar bunu yapmadılar. Çünkü kendilerini PKK, Kandil, ya da İmralı belirlediği için oranın sözcülüğünü yapmaya devam ettiler. Bugün de durum aynı, biz aynısını söylüyoruz. HDP'nin kapatılma davası var. Bunu durduracak olan HDP'nin kendisidir. HDP çıkacak diyecek ki 'PKK eli kanlı bir terör örgütüdür. Bu terör örgütünün eylemlerini kınıyoruz. Devletin varlığının, üniter yapısının, toprak bütünlüğünün yanındayız.' Bunu desin zaten kapatılmaz. Yoksa Anayasa Mahkemesi'nin önündeki hukuka, yasaya göre baktığında yüzde yüz kapatması gerekiyor. İşte Muhsin Başkan bunu onlarca yıl önce dile getirdi."
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünün üzerinden 13 yıl geçtiğini anımsatan Destici, sözlerini şöyle tamamladı:
"25 Mart 2009 yılında hukuki mücadeleyi başlattık. Çünkü 4-5 tane öyle önemli şüphe vardı ki bunlar olayın bir kaza olmadığını, bu olayın arkasında başka bir hadise olduğunu bize gösterdi. Tabii Türkiye'nin o dönemdeki şartları, o dönem yargıyı elinde tutanlar öyle oyunlar oynadılar ki bunlar 15 Temmuz hain FETÖ darbesini gerçekleştirenler, 'İşte şimdi bulduk, yarın buluyoruz, şunu yakaladık, bunu tuttuk' derken darbe sürecine kadar geldi. Bu süreç içerisinde takip edenler bilir, iki defa ana soruşturma dosyasına takipsizlik kararı verildi. Biz bu takipsizlik kararlarının ikisini de kaldırttık. Geçtiğimiz yıl bu olayla ilgili 9 kişilik yeni bir komisyon kurdurduk. Bu komisyon çalışmasını bitirdi. Rapor yazılmaya başlandı. Biz bu raporun sonunda şunu bekliyoruz. Olay öncesi, düşüş anı ve olay sonrası tüm çıplaklığı ile ortaya konsun. Bizim ve bütün milletimizin, 'bu hadise bir kaza değildir' anlayışının cevapları verilsin. Bu son bir yargılamaya dönüşsün, kusuru ve kastı olanlar hukukun önüne çıkarılsın. Hak ettikleri ceza ile karşı karşıya kalsınlar. Biz bunun peşindeyiz. 13 yıldır zere kadar geri adım atmadık. Bundan sonra da atmayız. "
Anma programına Belediye Başkan Vekili Turan Topgül, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile partililer katıldı.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *