Görüntü Dökümü:
- Iraklı Teymur Abdullah ile röportaj Irak'ta Enfal katliamından yaralı kurtulan Teymur Abdullah, ölümden kurtuluşunu AA'ya anlattı:
- "Baas askerleri erkekleri çıplak bir şekilde götürüyordu. Onlara ne olduğunu bilmiyorduk. Kadınlara çirkin sözler sarf ediliyor ve onur kırıcı davranışlarda bulunuluyordu. Baas rejiminin askerlerinin davranış ve eylemleri insanlık ve İslam dışıydı"
- "Zorla konulduğumuz aracın içinde su verdiğim hamile kadını ve karnındaki bebeğini öldürdüklerini, annemin düşüşünü ve kız kardeşimin ölümünü hiçbir zaman unutmuyorum. Omuzuma ateş eden askere doğru yürüdüm ve neden bunu yaptıklarını sordum. Söz konusu askerin gözleri yaşardı ve bana dokunmadı ancak diğer taraftan gelen bir asker beni çukura fırlattı ve beni ateş yağmuruna tuttu"
- "Kan kaybından kendimden geçiyordum. Kara bulutların arasından gittiğimi hissediyordum. Bir parlaklık gördüm. Beyazlar içinde nurani biri yanıma geliyordu ve bana kalk Teymur diyordu. Sanırım Enfal felaketini tüm dünyaya duyurmam için Allah Teymur"un yaşamasını istiyordu"
SÜLEYMANİYE (AA) - REWA MAHMOOD HASAN - EMRAH AKBULAK - Irak'ta devrik lider Saddam Hüseyin'in emriyle başlatılan Enfal katliamında aile üyelerini kaybeden Iraklı Teymur Abdullah, kendisinin de sırtından vurulmasına rağmen yaralı olarak kurtulduğunu belirterek, "Sanırım Enfal felaketini tüm dünyaya duyurmam için Allah Teymur'un yaşamasını istiyordu." dedi.
Irak'ta Baas rejiminin 1980 ile 1988 arasında gerçekleştirdiği ve Enfal Operasyonları olarak da bilinen Enfal katliamında yaklaşık 182 bin kişi hayatını kaybetti.
Söz konusu operasyonlarda Irak'ın Süleymaniye, Erbil, Kerkük ve Duhok kentlerindeki 4 bin 500 köy yakılıp yıkılırken, can güvenliği nedeniyle çok sayıda Iraklı Kürt de başta Türkiye olmak üzere İran gibi komşu ülkelere kaçmak zorunda kaldı.
Irak'ta her yıl 14 Nisan'da Enfal katliamında hayatını kaybedenler anılırken, yakınlarını kaybeden ve bu felakete tanıklık edenlerin acısı ise tazeliğini koruyor.
Enfal katliamının canlı tanığı Iraklı Teymur Abdullah, 16 yaşındayken annesi ile kız kardeşini kaybettiği ve yaralı olarak kurtulduğu katliamda yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
- İnsanlar saldırılardan korunmak için evlerine beyaz örtü asıyordu
Abdullah, Baas rejiminin saldırılarından dolayı çocukluğunun zorlu geçtiğini ve hayvanlara bile merhamet edilmediğini belirtti.
Yaşanan top atışlarından dolayı evlerinde rahat bir şekilde yaşayamadıklarını söyleyen Abdullah, "Mağaralarda yaşamımızı sürdürüyorduk. Bir öğretmenimizin, bombardıman esnasında duvarların arkasında saklanmamız gerektiğini söylediğini hatırlıyorum." diye konuştu.
Abdullah, insanların o dönemde evlerine beyaz örtü asarak, sivil olduklarını ve taraf olmadıklarını belirtmeye çalıştıklarını kaydederek, Halepçe felaketinin ardından diğer köylerin de yok edileceği korkusunun yaşandığını belirtti.
- "Baas rejiminin askerlerinin davranış ve eylemleri insanlık ve İslam dışıydı"
Abdullah, gününü tam olarak hatırlayamadığı Nisan 1988'de köylerine yapılan saldırının sabah erken saatlerde duyulan uçak sesleriyle başladığını hatırlattı.
Baas ordusunun köylerine saldırısı sonrası askerlerin kadın ve çocukları ayrı ayrı yerlere koyduğunu kaydeden Abdullah, şunları söyledi:
"Baas askerleri erkekleri çıplak bir şekilde götürüyordu. Onlara ne olduğunu bilmiyorduk. Kadınlara çirkin sözler sarf ediliyor ve onur kırıcı davranışlarda bulunuluyordu. Baas rejiminin askerlerinin davranış ve eylemleri insanlık ve İslam dışıydı. Güzel buldukları kadınları götürüyorlardı ve akıbetleri hakkında hiçbir şey bilinmiyordu."
- Annesi başından vuruldu
Abdullah, götürüldükleri yerde 1 ay süreyle kaldıktan sonra insanların üstü kapalı 30 araca zorla bindirildiğini, havasızlık ve sıcaktan dolayı 3 kızın burada hayatını kaybettiğini ve hamile bir kadının ise ağzı köpük dolu bir şekilde bayıldığını anlattı.
Bir bahaneyle susadığını söylediğini ve aldığı suyu askerler yönünü değiştirdiğinde kadına verdiğini belirten Abdullah, "Bir zaman sonra kadın kendine geldi. 40 dakika boyunca kumlu bir yerden geçtiğimizi hissettim ve daha sonra da bizi indirdiler." diye konuştu.
Abdullah, getirildikleri bu yerde annesinin başına ateş edildiğini ve cansız bedeninin öldürülen diğer insanların üstüne devrildiğini söyledi.
- Zorla konuldukları çukurda kurşun yağmuruna tutuldular
İnsanlara verilen suyun uyuşturucu bir madde içerdiğini ve içenlerin kendilerinden geçtiğini aktaran Abdullah, elleri ve gözleri bağlanarak zorla çukurlara konulduklarını ve burada da kurşun yağmuruna tutulduklarını belirtti.
Abdullah, o anları şu şekilde anlattı:
"Aracın içinde su verdiğim hamile kadını ve karnındaki bebeğini öldürdüklerini, annemin düşüşünü ve kız kardeşimin ölümünü hiçbir zaman unutmuyorum. Omuzuma ateş eden askere doğru yürüdüm ve neden bunu yaptıklarını sordum. Söz konusu askerin gözleri yaşardı ve bana dokunmadı ancak diğer taraftan gelen bir asker beni çukura fırlattı ve beni ateş yağmuruna tuttu."
- Sırtından vurulduğu çukurda yaşam mücadelesi verdi
Sırtına aldığı birkaç kurşundan sonra gözlerinin karardığını ve öldüğünü zannettiğini aktaran Abdullah, başını kaldırdığında ise 8 yaşlarında bir kızın yaşadığını fark ettiğini ancak kızın bir cesedin altına düştüğü için kalkamadığını söyledi.
Abdullah, küçük kıza gitmeleri gerektiğini söylediğinde ise annesini bırakamayacağı cevabını aldığını hatırlattı.
Buldozerlerin kumlardan oluşturduğu küçük tepelerin arkasından sürünerek kurtulduğunu belirten Abdullah, ölümden kurtuluşunu şöyle anlattı:
“Çukurun sonuna yavaş yavaş yürüdüm. Kan kaybından kendimden geçiyordum. Kara bulutların arasından gittiğimi hissediyordum. Bir parlaklık gördüm. Beyazlar içinde nurani biri yanıma geliyordu ve bana kalk Teymur diyordu. Sanırım Enfal felaketini tüm dünyaya duyurmam için Allah Teymur"un yaşamasını istiyordu."
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *