Afetlerin toplumsal cinsiyetle bağına ilişkin rehber niteliği taşıyan rapor, 2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremleri odağına alarak konuyu toplumsal cinsiyet ekseninde analiz ediyor.
Toplumsal cinsiyet ve afet etkileri arasındaki iki taraflı ilişkiye dikkati çeken rapor, toplumsal cinsiyet rollerinin kadınları afetlere karşı daha kırılgan halde bırakabileceğini, kadınların hazırlıklı olma ve zorluklarla baş etme kabiliyetlerinin erkeklerden daha olumsuz düzeyde etkilenebileceğini aktarıyor.
Afet sonrası dönemde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin daha da derinleşebildiğine işaret edilen raporda, bu iki yönlü ilişki; ev içi bakım yükü, istihdam, eğitim, finansal kaynak ve servisler ile bilişim teknolojilerine erişim gibi başlıklar üzerinden ele alınıyor.
Raporda sorunların çözümü noktasında, kadınların toplumsal alandaki görünürlüklerinin desteklenmesi, başta depremden etkilenen bölgeler olmak üzere ülke genelinde kadın istihdamının artırılması, kız çocuklarının eğitime devamı, karar mercilerinde eşit temsil sağlanması gibi önemli başlıklar yer alıyor.
Uluslararası finans kuruluşlarının sağlayacağı finansman olanaklarıyla kapsayıcılığın da hız kazanacağına işaret edilen rapor, toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesiyle afet dayanıklılığının ve sosyal sermayenin güçlendirilebileceğinin, afet bölgesinde toplumsal iyileşmenin daha hızlı ve kalıcı olabileceğinin de altını çiziyor.
Bu hedeflerin hayata geçirilmesiyle Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'ndaki (SKA) ilerlemenin de destekleneceğini özetleyen rapor, başta SKA 5 (Toplumsal Cinsiyet Eşitliği) ve SKA 11 (Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar) olmak üzere çok yönlü etki yaratmanın mümkün olduğunu açıklıyor.
SORUMLULUKLARIN EŞİTSİZ DAĞILMASI, KADINLARIN ZAMAN EKSİKLİĞİ ÇEKMESİNE NEDEN OLUYOR
Raporda öne çıkan diğer başlıklarda ise afet sonrası dönemde azalan aile geliri ve sosyal yardımla beraber bakıma ihtiyaç duyanların artmasıyla kadınların yüklendiği sorumluluğun daha da ağırlaştığına ve sorumlulukların eşitsiz dağılmasının kadınların zaman eksikliği çekmesine neden olarak ücretli işlerde çalışmalarının önünde engel oluşturabileceğine değiniliyor.
Ayrıca raporda, kadınların iş gücüne katılım ve istihdamlarının erkeklere kıyasla düşük seviyelerde kalmasının afet sonrası dönemde kadınların zorluklarla başa çıkma kapasitesini riske sokabildiği belirtiliyor.
Afet sonrası dönemde eğitime devamlılığın risk altında olduğu, bu riskin kız çocukları için daha büyük olabileceğinin gözlemlendiği belirtilen rapora göre, afet sonrası dönemde zorluklarla baş etme kabiliyetini artıracak finansal kaynak ve servislere erişimin kadınlar için daha düşük olduğu görülüyor.
Raporda ayrıca, Türkiye'de internet kullanımının diğer üst-orta gelir seviyesindeki ülkelerden yüksek olduğu, buna karşın internet kullanımındaki cinsiyet uçurumunun yüzde 7,6 puan ile benzer ülkeler genelinde görülen yüzde 1,7 puanın çok üstünde olduğunun izlendiği belirtiliyor. Raporda, toplumsal cinsiyet rollerinin, kadınların afet karşısındaki kırılganlığını şekillendirirken, kadınları öncesi ve sonrasıyla afet sürecinin önemli bir parçası haline getirdiği kaydediliyor.