Tunus Gazeteciler Sendikasının çağrısı üzerine, sendika binası önünde toplanan medya mensupları, “Gururumuz Gazze”, “Direnişin ülkesi Gazze, şehitlerin beldesi Gazze” ve “Gazze’de hakikatin şahitleri gazeteciler mevcut” sloganları atarak hayatını kaybeden basın mensuplarının fotoğraflarını taşıdı.
Sendika tarafından yapılan açıklamada, “Filistin halkının mücadelesini ve direnişini desteklemek, Siyonist ölüm makinesinin işlediği vahşi suçları uluslararası kamuoyuna duyurmayan gazetecileri kınamak için bu eylemi düzenliyoruz” ifadeleriyle Tunus’taki tüm medya mensuplarının gösteriye destek vermesi çağrısı yapıldı.
"Hastaneleri hedef almak savaş suçudur"
Gazeteciler Sendikası Başkanı Ziyad Debbar, açıklamasında, Gazze’de gazetecilerin de hedef alındığını belirterek, "Şimdiye kadar 11 gazeteci öldürüldü, 50’nin üzerinde medya kurumunun merkezi hedef alındı. Gazze’de 2 milyonun üzerinde insan, rengine ırkına bakılmaksızın kuşatma altına alındı. Bu bir savaş suçudur, hastaneleri hedef almak savaş suçudur.” dedi.
Medya mensuplarından yaşananları olduğu gibi aktarmalarını istediklerini vurgulayan Debbar, “Biz gazetecilerden herhangi bir tarafı tutmalarını istemedik. Gazetecilerin asgari düzeyde dayanışma içerisinde, yaşananları aktarmalarını istiyoruz. Gazetecilik zor bir meslek, doğruyu söyledikleri ve gerçekleri ifşa ettikleri için hedef alınıyor.” diye konuştu.
Filistin’in Tunus Büyükelçisi Hail el-Fehum da eyleme katıldı
Filistin’in Tunus Büyükelçisi Hail el-Fehum da eylemde yaptığı konuşmada, yıllardır Filistin topraklarında yaşanan saldırıları hatırlatarak, şunları kaydetti: “Dünya, otuzlu, kırklı ve ellili yıllardan bu yana halkımıza karşı işlenen suçları görüyor. Filistin genelinde yaşananları objektif olarak bakmak ve gerçekleri ortaya çıkartmak siz gazetecilerin görevi. Filistinli çocuklar sanki hiçbir değerleri yokmuş gibi herkesin gözü önünde katlediliyor. Batılı medya kuruluşları Filistinli çocukları sanki İsrailli çocuklarmış gibi gösteriyor.” Fehum, Filistinlilerin sadece kendi haklarını değil, aynı zamanda Arap ulusunun ve tüm insanlığın haklarını savunduğunu söyledi.
İsrail-Filistin çatışması
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı. Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı. Gazze'den düzenlenen saldırılarda 291’i asker 1300 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı. Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 2 bin 750 kişinin öldüğünü, 9 bin 700 kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 58 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık 1250 kişinin yaralandığı belirtilmişti. İsrail'in saldırılarında ayrıca 11 gazeteci yaşamını yitirmişti. Lübnan’ın güneyindeki İsrail sınırında 8 Ekim'den bu yana Hizbullah ve İsrail ordusu arasında çıkan çatışmalarda ise şu ana kadar 3 sivil ile 4 Hizbullah milisi ve 2 Filistin İslami Cihad Hareketi üyesi öldü. Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri öldü.