"Vadedilmiş Topraklar," Yahudi inancında Tanrı tarafından İbrahim ve onun soyuna, yani İsrailoğullarına vaad edilen kutsal bir bölgeyi ifade ediyor. Yahudi inancına göre, Tanrı ile İbrahim arasında yapılan bir antlaşmada bu topraklar İsrail halkına sonsuza kadar verilecektir. Bu toprakların yer aldığı alanın sınırları, Yahudi kutsal kitabı Tanah'ta (Eski Ahit olarak da bilinir) açık bir şekilde belirtilmiştir. Peki bu sınırlar nereleri kapsıyor? Gelin birlikte inceleyelim.
VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR NERESİ? TÜRKİYE BU TOPRAKLARA DAHİL Mİ?
Bu toprakların kapsamı Yahudilerin kutsal metinlerinde çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Genel olarak, Mısır Nehri’nden (Nil) Fırat Nehri’ne kadar uzanan bir bölgeyi kapsadığı kabul edilir. Bu alan günümüzde İsrail, Filistin, Lübnan, Ürdün, Mısır'ın bazı kısımları ve Suriye'nin bir bölgesini içerir. Özellikle İsrail topraklarının büyük bir kısmı Yahudilerin "Vadedilmiş Topraklar" anlayışına göre kutsaldır ve tarih boyunca bu inanç, bölgede önemli politik, sosyal ve dini çatışmalara neden olmuştur.
YAHUDİLİKTE VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR NE ANLAMA GELİYOR?
Yahudi inancı, bu toprakların İsrail halkına Tanrı tarafından verilmiş kutsal bir emanet olduğu düşüncesine dayanır. Yahudi kutsal metinlerine göre, bu topraklar İbrahim'in soyuna bir ödül olarak verilmiştir ve orada Tanrı’nın krallığını kurmak Yahudilerin görevidir. Yahudilerin Tanrı'nın bu vaadine olan inancı tarih boyunca güçlü kalmış ve Yahudilerin bu topraklara dönme arzusu, modern Siyonist hareketin temel taşlarından biri olmuştur.
HRİSTİYANLIKTA VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR VAR MI?
Hristiyanlık, Eski Ahit'i (Tanah) kutsal metinlerinden biri olarak kabul ettiğinden, "Vadedilmiş Topraklar" inancı Yahudi metinlerine dayanarak Hristiyan teolojisinde de yer alır. Ancak Hristiyanlık, bu toprakların fiziksel bir coğrafyadan ziyade Tanrı'nın krallığıyla ilgili manevi bir anlam taşıdığı görüşünü öne çıkarır. Bu yüzden Hristiyanlıkta "Vadedilmiş Topraklar" inancı daha çok cennet ya da Tanrı’nın vaat ettiği manevi kurtuluş olarak yorumlanır.
İSLAM'DA VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR VAR MI?
İslam dininde ise "Vadedilmiş Topraklar" inancı Yahudilikteki anlamından farklıdır. Kuran'da, İbrahim ve onun soyundan bahsedilir, ancak Yahudi metinlerindeki gibi belirli bir toprak vaadi detaylandırılmaz. İslam’a göre Filistin ve Kudüs kutsal sayılan topraklardır, ancak Yahudi inancındaki gibi bir "vaat" kavramı bulunmaz.
ARZ-I MEV'UD NE ANLAMA GELİYOR?
Arz-ı Mev'ud terimi, Maide Suresi’nin 21-26. ayetlerine dayanarak, Allah'ın Hz. Musa (as)’nın topluluğuna vaat ettiği toprakları ifade eder. Bu topraklar, Hz. Musa (as)’ya inanan ve Allah’ın birliğine tabi olan müminlerin, burada Hz. Musa (as)’nın şeriatını uygulama sorumluluğunu üstlenmeleri için belirlenmiştir.
Kur’ân-ı Kerim’de "Arz-ı Mev’ud" ifadesi geçmemekle birlikte, Maide Suresi’nin 21. ayetinde yer alan "Arz-ı Mukaddes" yani kutsal topraklar, bu bağlamda müfessirler tarafından aynı bölge olarak değerlendirilmiştir.
Bu bölge ise Hz. İbrahim (as) ve soyundan gelen peygamberlerin yaşadığı, davalarını sürdürdükleri ve defnedildikleri, içinde Beytülmakdis’in de bulunduğu Filistin topraklarıdır.
"Vadedilmiş Topraklar" Yahudilikte büyük bir dini ve tarihi anlam taşır. Bugün, Orta Doğu'daki politik gerilimler ve saldırıların kökeninde bu inançlar rol oynuyor. Diğer dinlerde de bu kavramın farklı yorumları olsa da Yahudilikteki kadar keskin sınırları ve politik bir boyutu yok. Yahudi halkının bu kutsal topraklara olan inancı, binlerce yıldır sürüyor.
