Adam öldüren, hırsızlık yapan, ülkeyi soyan insanların dahi suçları belli bir süre ile sınırlandırıldığı ve zaman zaman çıkartılan af yasaları ile kaldırılırken, boşanmaktan başka çaresi kalmayan, evli olduğu sürece cinnet, cinayet ve şiddet yollarının açık olduğu gerçeği mevcut iken boşanmayı tek çare olarak gören insanların, boşanmaktan başka suçu olmadığı halde, bu insanlara af söz konusunun gündeme alınmasını istediklerini kaydeden Süren, şunları kaydetti:
" Boşanan birey, kadın olsun veya erkek, mutlaka tekrar ikinci bir evlilik yapmak zorunluluğu taşımaktadır. İkinci evliliklerde mutlu bir yuvanın kurulması ve devamına engel olan, biten birinci evlilik nedeniyle yüklü miktarda ve ömür boyu nafaka ve ev geçimiyle ilgili borç ödemek zorunda bırakılan birey ikinci kez kurduğu evliliğini yürütmekte zorlanmakta,hatta geçinebilmek için borç batağı altında sıkışıp kalmaktadır. 2016 yılında TBMM. tarafından oluşturulan Aile Bütünlüğü Koruma Komisyonu tarafından yapılan çok yönlü araştırmalar sonucunda hazırlanan 399 no'lu raporda da görüleceği üzere yoksulluk nafakasının ömür boyu değil, makul bir süre ile sınırlandırılması en büyük arzumuzdur. Hakkaniyetli ve adil olarak hazırlanacak yeni yasa değişikliği ile bireylerin cinnet, şiddet, cinayet bir yana huzur, mutluluk sahibi olmalarına imkan verecektir. Bu konuda mağdur bir birey olarak kaleme aldığım sorunlar ile ilgili aşağıdaki yazıdan da anlaşılacağı gibi süresiz nafaka Türkiye'nin sorunudur ve kanayan bir yaradır, bir an önce yasal düzenlemelerle haksızlıklar ortadan kaldırılmalıdır."
SÜRESİZ YOKSULLUK NAFAKASINA SÜRE SINIRI GETİRİLMELİ
Süren, Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal devlet olduğunu, vatandaşı mağdur duruma düştüğünde ayırım gözetmeksizin sosyal yardım sağlaması gerektiğinin altını çizerek, "Oysa devletin yargı oranı veya yürütme organı olarak TBMM yasa değişikliğine giderek “süresiz yoksulluk nafakasına" makul bir süre sınırı getirse bireyler boşandıktan sonra kuracakları ikinci evliliklerinde bari mutlu olabilme imkanı sağlanmış olur veya eğer gerçekten bireylerden her hangi biri ( kadın veya erkek ) mağdur ise devlet olarak sosyal yardımlaşma kurumundan sosyal yardım ve mali destek sağlaması daha uygun değimlidir ? Biz boşanan bireyler devletten zengin değiliz ki ? Boşanan kadın sırf yoksulluk nafakasını devamlı alabilmek için evlenmiyor veya resmi evlilik dışı beraberlikle hem eski ayrıldığı eşinden hem de hali hazır beraber olduğu eşinden gelir temin ederek saltanat sürdürebiliyor. Ayrıca çalışabilme olanakları olmasına ve çalışmasına rağmen sigortasız işlerde çalışarak gelir elde ettiği halde resmiyette çalışmadığı için nafaka almaya devam edebiliyor. Yani tabiri caiz ise yattığı yerden para kazanıyor. Ben Türkiye çapında kurulmuş Boşanmış İnsanlar ve Aileler Platform üyesiyim. Bundan bir süre önce TBMM. tarafından kurulan Aile Bütünlüğünü Koruma Komisyonu tarafından ülke çapında çok yönlü yapılan toplantı ve bireylerin dinlenmesi sonucunda oluşturulan 399 no'lu raporda da görüleceği üzere sorunumuz bir ülke sorunu olarak kanayan bir iç yaradır ve acilen çözüm bulunabilmesi için kamu oyu yaratmak istiyoruz. Bizi en iyi anlayan ve anlatan Yargıtay 2. Hukuk Daire Başkanı Ömer Uğur Gençcan'ın da TBMM Adalet Bakanlığına ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına sunduğu teklifte de görüldüğü üzere bizler " Yoksuluk nafakasının tamamen kaldırılmasını değil, makul bir süre ile sınırlandırılmasını istiyoruz" dedi. (SUAT DENİZ)