ÖZEL HABER - İLKNUR HAYLAZ
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, medya çalışanlarının mesleklerine duydukları bağlılık ve emekleri bir kez daha hatırlatırken, gazetecilerin karşı karşıya olduğu zorlukları da gözler önüne seriyor. Bugün, pek çok gazeteci hem ekonomik hem de siyasi baskılar nedeniyle kendi mesleklerinde sürdürülebilir bir gelecek kurmakta zorlanıyor. Düşen maaşlar, artan iş yükü ve mesleki etikle uyumlu bir şekilde haber yapma imkanlarının daralması, gazetecilerin en temel problemleri arasında yer alıyor. Bu zorluklarla birlikte, gazeteciler giderek alternatif meslek alanlarına yönelmek zorunda kalıyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, gazetecilik, toplumun bilgiye erişim hakkının korunmasında hayati bir rol oynamaya devam ediyor. Zorluklar her geçen gün daha da artarken, gazetecilerin bu mesleği bırakmamak için gösterdikleri çaba hem kendi geleceğini hem de halkın doğru bilgiye ulaşabilme hakkını koruma adına büyük bir öneme sahip.
Türkiye’de Gazetecilerin Karşılaştığı Zorluklar: Basın Özgürlüğünden Ekonomik Sıkıntılara
Türkiye’de gazetecilerin yaşadığı sıkıntılar, özgürlük ve ifade hakkı kısıtlamalarından ekonomik ve teknolojik zorluklara kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. 2024 yılında Türkiye’de gazetecilerin karşılaştığı belirgin sıkıntılar şunlardır:
- Basın Özgürlüğü ve Siyasi Baskılar:
- Türkiye, basın özgürlüğü açısından sıkça uluslararası endekslerde en alt sıralarda yer alıyor. Hükümete karşı eleştirel haberler yapan gazeteciler, sıkça yasal baskılarla karşı karşıya kalıyor. Bu baskılar arasında, gazetecilerin terörle ilişkilendirilmesi, hakaret, iftira suçlamaları ve tutuklamalar öne çıkıyor.
- Türkiye'deki medya kuruluşları, genellikle iktidarın veya büyük sermaye gruplarının kontrolündeki şirketler tarafından yönetilmektedir. Bu durum, bağımsız gazeteciliği engelliyor ve gazeteciler, ekonomik ve siyasi baskılara maruz kalıyor.
- Türkiye, basın özgürlüğü açısından sıkça uluslararası endekslerde en alt sıralarda yer alıyor. Hükümete karşı eleştirel haberler yapan gazeteciler, sıkça yasal baskılarla karşı karşıya kalıyor. Bu baskılar arasında, gazetecilerin terörle ilişkilendirilmesi, hakaret, iftira suçlamaları ve tutuklamalar öne çıkıyor.
- Hukuki Baskılar ve Tutuklamalar:
- Türkiye’de, özellikle gazetecilere karşı açılan davalar, basının sesini kısmaya yönelik bir araç olarak kullanılmaktadır. 2024 yılı itibarıyla, gazetecilere yönelik tutuklamalar ve yargılamalar hala yaygın bir durumdur. Bu davalar, özgür gazeteciliği ve eleştirel haberciliği tehdit etmektedir.
- Türkiye’de, özellikle gazetecilere karşı açılan davalar, basının sesini kısmaya yönelik bir araç olarak kullanılmaktadır. 2024 yılı itibarıyla, gazetecilere yönelik tutuklamalar ve yargılamalar hala yaygın bir durumdur. Bu davalar, özgür gazeteciliği ve eleştirel haberciliği tehdit etmektedir.
- Medya Sahipliği ve Çeşitlilik Eksiklikleri:
- Türkiye'deki medyanın büyük kısmı az sayıda sermaye grubu tarafından kontrol ediliyor. Bu durum, medyada çeşitliliği ve çok sesliliği engellemektedir. Bağımsız gazetecilik yapmak isteyenler, medya organlarının sahiplerinden veya yöneticilerden gelen baskılara karşı mücadele etmek zorunda kalıyor.
- Türkiye'deki medyanın büyük kısmı az sayıda sermaye grubu tarafından kontrol ediliyor. Bu durum, medyada çeşitliliği ve çok sesliliği engellemektedir. Bağımsız gazetecilik yapmak isteyenler, medya organlarının sahiplerinden veya yöneticilerden gelen baskılara karşı mücadele etmek zorunda kalıyor.
- Sosyal Medya ve Dezenformasyon:
- Sosyal medya, gazetecilerin doğru bilgiye ulaşmasında önemli bir kaynak olsa da aynı zamanda yanıltıcı bilgi yayılmasına da olanak sağlıyor. Türkiye’de, sosyal medya platformları üzerinde yalan haberlerle mücadele etmek adına yapılan düzenlemeler, bazen basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ihlalleri ile sonuçlanabiliyor. Hükümet, sosyal medyadaki içerikleri sıkı bir şekilde denetlemeye çalışırken, gazeteciler de bu denetimlerden etkileniyor.
- Sosyal medya, gazetecilerin doğru bilgiye ulaşmasında önemli bir kaynak olsa da aynı zamanda yanıltıcı bilgi yayılmasına da olanak sağlıyor. Türkiye’de, sosyal medya platformları üzerinde yalan haberlerle mücadele etmek adına yapılan düzenlemeler, bazen basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ihlalleri ile sonuçlanabiliyor. Hükümet, sosyal medyadaki içerikleri sıkı bir şekilde denetlemeye çalışırken, gazeteciler de bu denetimlerden etkileniyor.
- Ekonomik Zorluklar ve İş Güvencesizliği:
- Türkiye’de gazeteciler, ekonomik zorluklar nedeniyle iş güvencesi olmadan çalışıyor. Medya şirketlerinin yetersiz gelir elde etmesi ve reklam gelirlerinin azalması, gazetecilerin maaşlarını etkileyebiliyor. Ayrıca, çok sayıda gazeteci serbest çalışan ya da geçici sözleşmelerle iş yapıyor, bu da onlara iş güvencesi ve sosyal haklar sağlamıyor.
- Ayrıca, gazetecilerin karşı karşıya olduğu bir diğer sorun da medya organlarında çalışan az sayıda kişi nedeniyle iş yükünün artması. Bu da gazetecilerin daha hızlı haber yapmaya zorlanmasına ve derinlemesine araştırmalara daha az vakit ayırmalarına neden oluyor.
- Türkiye’de gazeteciler, ekonomik zorluklar nedeniyle iş güvencesi olmadan çalışıyor. Medya şirketlerinin yetersiz gelir elde etmesi ve reklam gelirlerinin azalması, gazetecilerin maaşlarını etkileyebiliyor. Ayrıca, çok sayıda gazeteci serbest çalışan ya da geçici sözleşmelerle iş yapıyor, bu da onlara iş güvencesi ve sosyal haklar sağlamıyor.
- Fiziksel Tehditler ve Şiddet:
- Araştırmacı gazetecilik yapanlar, fiziksel tehditlere ve siber saldırılara maruz kalabiliyor. Türkiye'de, gazetecilerin fiziksel saldırılara uğraması, özellikle savaş bölgelerinde ve toplumsal hareketlerin izlenmesi sırasında daha sık karşılaşılan bir sorun.
- Gazeteciler ayrıca, yaptıkları haberler nedeniyle çevrimiçi siber zorbalık ve siber saldırılara da uğrayabiliyorlar. Özel bilgileri ele geçirilebiliyor ya da sosyal medya üzerinden linç kampanyalarına maruz kalabiliyorlar.
- Araştırmacı gazetecilik yapanlar, fiziksel tehditlere ve siber saldırılara maruz kalabiliyor. Türkiye'de, gazetecilerin fiziksel saldırılara uğraması, özellikle savaş bölgelerinde ve toplumsal hareketlerin izlenmesi sırasında daha sık karşılaşılan bir sorun.
- Kadın Gazetecilerin Karşılaştığı Zorluklar:
- Kadın gazeteciler Türkiye’de, özellikle sosyal medya saldırıları, seksist dil ve fiziksel tehditler gibi zorluklarla karşılaşıyorlar. Gazetecilikte cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizlik hala önemli bir sorun teşkil ediyor.
- Kadın gazeteciler Türkiye’de, özellikle sosyal medya saldırıları, seksist dil ve fiziksel tehditler gibi zorluklarla karşılaşıyorlar. Gazetecilikte cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizlik hala önemli bir sorun teşkil ediyor.
- Gazetecilik Mesleğine Yönelik Eğitim ve Yetenek Gelişimi:
- Gazetecilik okullarının sayısı artsa da Türkiye’de gazetecilik eğitiminin kalitesi ve yeni medya ile ilgili derslerin yaygınlığı hala sınırlı. Bu da dijital medya ve veri gazeteciliği gibi yeni alanlarda gazetecilerin yetersiz kalmasına yol açabiliyor.
Türkiye’de Gazetecilere Yönelik Baskılar Artıyor
Türkiye’de gazetecilerin mutluluk düzeyi ile ilgili doğrudan verilere ulaşmak zor olsa da genel olarak mesleklerinde karşılaştıkları siyasi baskılar, ekonomik zorluklar, iş güvencesizliği ve fiziksel tehditler, gazetecilerin iş tatminini ve genel yaşam memnuniyetini ciddi şekilde olumsuz etkileyen faktörlerdir. Basın özgürlüğü, hukuki güvenlik, ekonomik refah ve psikolojik destek gibi unsurlar, gazetecilerin mutluluğunu doğrudan etkileyen ana faktörlerdir. Bu bağlamda, gazetecilerin mutlu olabilmesi için çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve daha bağımsız bir medya ortamı oluşturulması gerekmektedir. Türkiye’deki gazetecilerin bu zorluklarla başa çıkabilmesi için, basın özgürlüğünün korunması, medya çeşitliliğinin artırılması, gazetecilik etik kurallarına saygı ve dijital becerilerin artırılması gibi adımlar atılması büyük önem taşımaktadır.
Türkiye Gazeteciler Sendikası 2024 yılına ilişkin Hukuk Biriminin ulaştığı verileri açıkladı. 2024 yılı TGS’nin verilerine göre:
- 18 gazeteci cezaevinde.
- 11 gazeteci tutuklandı.
- 4 gazeteci hakkında ev hapsi kararı verildi.
- Gazeteciler, 51 soruşturma kapsamında ifadeye çağrıldı.
- En az 98 gözaltına alındı.
- 60 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı.
- 209 gazeteci sözlü tehdit ve hedef gösterme vakası yaşadı.
- 17 tazminat davası görüldü. Bunlardan 5’i reddedildi. Bir davada gazeteci aleyhine 12 bin 500 TL manevi tazminata hükmedildi.
- 137 ceza davası görüldü. Bunların neticesinde gazeteciler, toplamda 86 yıl 10 ay 9 gün hapis cezasına, 37 bin 470 TL adli para cezasına mahkum edildi. 27 gazeteci hakkında beraat kararı verildi.
Medya Özgürlüğüne Darbe: 2024 yılında RTÜK’ün 26 Ceza Kararı ve 28 Haber Sitesine Erişim Engeli
Gazeteciler Sendikası, RTÜK’ün bu yıl haber yayınları nedeniyle 26 ceza kestiğini, bu karardan 8’inin TELE 1, 5’inin Flash Haber TV, 4’ünün SCZ TV, 3’ünün Halk TV ve 3’ünün FOX TV’ye kesildiğini ve birer kez de TV 52, TGRT ve Akit TV hakkında karar açıklandığını vurguladı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Açık Radyo’nun yayın lisansının iptal edilmesine ilişkinde de ifade de bulundu. Açıklamada, radyo istasyonunun 3 Temmuz 2024 tarihinde RTÜK tarafından yayın lisansının iptal edildiği hatırlatıldı. TGS, “RTÜK, Açık Gazete programında 24 Nisan Anma Günü'ne dair yapılan bir ifadenin ardından lisans iptal kararını almıştı. Açık Radyo'nun, idare mahkemesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararı doğrultusunda yayına devam etti. 29 Ekim 2024 tarihinde ise RTÜK, Açık Radyo'nun yayın lisansının tamamen iptal edildiğini açıkladı. Bu karar sonrası Açık Radyo, yayın hayatına son vermek zorunda kaldı” ifadelerinde bulundu.
Verilere göre; Haber sitelerinden 28’ine erişim engeli geldi. 120 haber içeriğine yönelik yaptırım uygulandı. Bu içeriklerden 84'ü hakkında erişim engelleme, 3'ü hakkında içerikten silme kararı verildi. 42'si hakkında hem erişim engelleme hem silme kararı verildi. 4 içerik hakkında ise erişim engelleme ve içerikten silme yaptırımlarının yanında arama motorlarından ilişkilendirilmemeye yönelik karar da verildi.
Yıl içinde Türkiye'de 5651 Sayılı Kanun'un 9. maddesi kaldırıldı. Bu değişiklik, gazetecilerin internet üzerindeki içeriklerinin hızla sansürlenmesi riskini artırarak basın özgürlüğü üzerindeki olumsuz etkilerden endişe yarattı. Yeni düzenleme, özellikle iktidarın hoşlanmadığı haberlerin engellenmesini kolaylaştırabilir.
Gazetecilik Bölümüne İlgi Sürüyor: 2024 YKS Sonuçlarında Devlet ve Vakıf Üniversitelerinde Yüksek Başvuru
2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre, gazetecilik bölümlerine olan ilgi devam ediyor. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) 2024 yılı verileri açıklandı. ÖSYM’nin Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçlarına göre bu yıl 35 devlet, 7 vakıf üniversitesinin Gazetecilik bölümlerinde açılan 2.926 kişilik genel kontenjana 3.010 öğrenci yerleşti.
Örgün öğretimde Gazetecilik bölümleri için açılan 2.676 kişilik kontenjana 2.753 öğrenci yerleşti. Sadece 2 okulda açılan uzaktan eğitim kontenjanına 257 öğrenci girdi.
Vakıf üniversitelerinde ise açılan toplam 207 kontenjana 130 (%62,8 doluluk oranı) öğrenci kaydoldu. Bu yıl devlet üniversitelerinin Gazetecilik bölümlerinde ortalama 77 öğrencilik kontenjan açılırken vakıf üniversitelerinde bu sayı ortalama 29 oldu.
Gazetecilik, her ne kadar ekonomik ve siyasi zorluklarla dolu olsa da, pek çok kişi için toplumsal etki yaratma, bilgiye ulaşma ve paylaşma, yaratıcı bir ifade biçimi kullanma gibi anlamlı sebeplerle tercih edilen bir meslek olmaya devam etmektedir. Gazetecilik, her türlü zorluğa rağmen toplumu bilgilendirme ve değiştirme potansiyeli taşıyan güçlü bir meslek dalıdır. Bu sebepler, gençlerin ve gazetecilik öğrencilerinin bu alanda kariyer yapmayı tercih etmelerinin başlıca nedenleridir.
Asgari ücretle gazetecilik yapmak mı? Yoksa zor koşullarda sağlık alanında çalışmak mı?
Ferdi, 28 yaşında daha önce sağlık alanında okumuş fakat çalışma koşulları nedeniyle tekrar üniversite okumaya karar vermiş ve gazetecilik bölümünü yüksek bir puanla bitirmiş. Şimdi ise tekrardan sağlık alanına yönelmek zorunda kalmış. Özel bir hastanede paramedik olarak çalışıyor. İkinci üniversitesi olan gazetecilik bölümünü çok büyük hayallerle bitirdiğini belirten Ferdi, “Sağlık alanı ile kıyaslamak ne kadar doğru bilemem ama çok sevdiğim bir meslek olmasına rağmen ‘ekmek parası’ için mecbur bir zamanlar kaçtığım alana geri yönelmek zorunda kaldım. Şu an da ücretim çok düşük ama gazetecilik yapsaydım da asgari ücretle çalışacaktım” diyerek arkadaşlarının küçük bir kısmının gazetecilik mesleğine devam ettiğini fakat çoğunun da farklı alanlara yöneldiğini, “Gazetecilik alanında atamada olmuyor. Birçok arkadaşım ya kafelere ya da mağazalarda çalışıyor” diye belirterek Türkiye’de gazetecilik sektörünün hak ettiği yerde olmadığını, basın özgürlüğünün sadece lafta kaldığını vurguladı.
İrem: Yüksek tutkuyla başladım, şimdi hayalini bile kuramıyorum
Türkiye'de gazeteciliğe geçmişten bu günümüze kadar gerekli değerin verildiğini düşünmeyen 25 yaşındaki İrem, “Okulunu okuyup sonrasında birkaç sene bu mesleği yüksek bir tutkuyla yapmış olan benim bile ümidim tamamen bitti. Okullarda gazetecilik bölümü okuyup şu an çok farklı işlerle meşgul olan çok fazla arkadaşım var. Her gün bir tanesiyle aynada karşı karşıya kalıyorum canımı çok sıkıyor bu mevzu, bizim dönemimizde o sınıftan çıkabilecek Uğur Mumcular, Aziz Nesinler vardı… Şimdi kimisi sanayide, kimisi bir mağazada tezgahtar, kimisi de biraz şanslıysa iletişim yönlerini kullanıp müşteri temsilcisi olmuş durumda. Birçok umutla girdiğimiz okullardan gittiğimiz iş görüşmeleri sonucunda alaylı çalışanları görünce ‘Okumasaydık sonuç değişir miydi?’ düşüncesiyle ayrıldık” diyerek mesleğinin ilk yıllarında çok heyecanlı olduğunu, kendi yaşadığı şehri bırakıp üniversite okuduğu şehre dönerek, dönemin en iyi yerel gazetelerinden birinde muhabirlik yaptığını belirten İrem, “Ömrümde asla unutmayacağım güzel anılar biriktirdim. Yaptığım haberlerle kısa sürede tanındım o şehirde. Küçük şehirdeyseniz ve yereldeyseniz rekabet çok fazla oluyor. Erkek muhabir arkadaşlarımız tarafından önüme tripod kurulup haberimin suistimal edildiği de oldu. ‘Süsü püsü var, bu mu koşacak haber peşinde?’ diye ön yargılı davranıldığı da. Ama yaptığım haberlerle manşetlerle cevap vermek benim için tatmin edici oluyordu” dedi.
Bu mesleğin en üzücü ve can alıcı yanının ise maddiyat olduğunu ve defalarca kez CV’si ile övgüler alarak ama ödeme yapamadıkları için kapıların suratına kapatıldığını ifade eden İrem, “Mesleğime aşık bir insanım ama aşık olduğum şey ne yazık ki çok kambur ve acımasız. Şu an kurumsal bir firmada bir bankanın yatırım müşterilerine finans danışmanlığı yapıyorum. Her sabah bir gün kendi mesleğimi tekrar yapma fırsatını yakalama hayaliyle uyanıyorum, bazen hiç hayal kurmuyorum. Ne kadar ekmek o kadar köfte dedikleri bu memlekette mevzu ekmeği de sen vereceksin, işi de sen yapacaksın. Altın tepside bana bir şeyler sunulmasını beklemiyorum. Fakat eskiler artık eskidiklerini kabul edip bizlere yol açmalılar” diye öfkesini dile getirdi.
Gazetecilik hayalini ekonomik kaygılarla değiştiren Dilan: Meslek, para kazandırmıyor
Gazetecilik bölümünü bitirip başka bir bölüme yönelen 23 yaşındaki Dilan, başka bir bölüme yönelmesinin asıl sebebinin geleceğe yönelik duyduğu kaygı olduğunu söyledi. Severek bir heyecanla okuduğu ve mesleğini yapmak istediği gazetecilik bölümünün hayatını negatif etkilemesi sonucu, ekonomik açıdan rahat edebileceği dil bölümüne geçiş yaptığını ifade eden Dilan, “Mesleğimi yapabildim ancak saha deneyimi yaşama fırsatım çok az oldu. İş içerisinde mesleğimi yapmaya çalıştığım ama dilediğim gibi yapamadığımı da söylemem gerek. Mesleğin çevresine çizilen sınırları gazeteciden ziyade, başka kimselerin belirlemesi nedeniyle olsa gerek. Mesleğini yapmayı deneyen gazeteciler hareket alanı üzerindeki yetisini kaybediyor ve bu da onlara mesleği dilediği gibi yapma hakkında, basın özgürlüğünü de kaybettiriyor diye düşünüyorum. Para kazanıp kazanmadığına gelirsek ise, yabancı ülkelerde durum elbette değişiklik gösterebilir ama Türkiye'de belli bir düşüncenin tarafını tutmadığımızda, bizi maddi açıdan rahata erdirecek bir mesleğe sahip olduğumuzu sanmıyorum. Bana kalırsa, bence gazetecilik tam olarak para kazandırıyor denilemez” diyerek gazetecilerin ya mesleklerini kalplerinde yaşatıp başka bir meslekle uğraşmak zorunda kaldığını ya da mesleğe devam ederken başka işlerde de çalışmak mecburiyetinde kaldıklarını belirtti.
Gazetecilerin Ekonomik ve Etik Sorunları: Gazetecilikten Vazgeçiş
26 yaşında gazetecilik mezunu olan ve mesleğini hiç yapmamış, başka işlere yönelmiş şu anda da barmenlik yapan Burak, Türkiye’de basının engellendiğini ve ülkede gazeteci olmanın zor olduğunu ifade ederken, “Türkiye’de şartlar iyi değil. Yerele bile işe girerken torpile ve tanıdığa ihtiyaç var. Ekonomik açıdan bu konuya hiç değinmek istemiyorum. Zaten ekonomik açıdan ve can güvenliğimden dolayı barmenliği tercih ettim” diyerek Gazetecilik mesleğini okurken mezun olunca hemen gazeteci olacağını düşündüğünü, okumanın ve iş hayatının aynı olmadığını belirtti.
Burak, ölüm veya istismar gibi haberlerde isim ve görsel gizliliğini okulda öğrendiklerini fakat gazetelerde ise bunun uygulanmadığını, bunun ise etik bir davranış olmadığını söylerken, gazetecilik mesleğine geri dönmek istemediğini çok yorucu bir meslek olduğunu da vurguladı.