Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, teröristbaşı Öcalan’ın terör örgütüne yönelik çağrısının ardından sürece ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı.
İMRALI’NIN TERÖR ÖRGÜTÜNE SİLAH BIRAK ÇAĞRISI
Tunç, şunları kaydetti: “Çağrı öncelikle terör örgütü elebaşının kendi örgütüne silah bırakmasına yönelik. Çağrıda, terör örgütünün kendilerine göre zemin sağlayan hususların artık gerekçelerinin olmadığını söylüyor. ‘Kongrenizi toplayın, örgütü feshedin, tüm gruplar da silah bıraksın’ diyor. Çağrı bu ve örgüte yönelik.
CEMİL BAYIK’IN 'SİLAH BIRAKMAYIZ' MESAJI
İmralı’nın çağrısında bir şart söz konusu değil. Silah, silah bırakma şartı yerine getirilmezse terörle mücadele devam eder. Yani o noktada devletin terörle mücadeleden vazgeçmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Hatta çağrıda ateşkes olmadığı halde ateşkes sözüne karşı Milli Savunma Bakanımızın ‘bunu kabul edemeyiz’ şeklindeki cümleleri de söz konusu.
Buradaki hedefimiz ülkemizi terörden kurtarmak. 40 yıldan bu yana çok büyük kayıplar verdik, şehitler verdik, maddi kayıplarımız oldu. Bin yıllık kardeşliğimize bir hançer saplandı. Şimdi bu hançeri çıkardığımız zaman tabii bu yaranın iyileşmesi, o çıkarılan yerdeki iyileşmeyi sağlayacak gereklilikler ne olabilir? Onlar bu çağrının sonuç verip vermediğine bağlı hususlar. ‘Bundan sonraki adımlar ne olabilir?’ şekilde şimdiden bir tartışma doğru değil. Bu sürecin akamete uğramaması lazım, bu hepimiz için önemli.
Af ile İlgili Yeni Düzenleme Gündemde mi? Adalet Bakanı Açıklama Yaptı
Kişiye yönelik bir düzenleme, bir iyileştirme söz konusu değil. Biz ‘mevzuatımızda sürekli birtakım iyileştirmeler’ yapıyoruz. Mesela hasta hükümlüler; “Cezaevinde ölmesin hükümlü” diyoruz. Bu insan haklarına aykırı. Bunların bir genel af şeklinde yorumlanması doğru değil. Covid izniyle ilgili bir çalışma ‘olabilir’ dedik. ‘Af mı geliyor?’ şeklinde birtakım yorumlara neden oldu. Oradaki husus tamamen Covid izni süreciyle ilgili. 2020'de Covid izninden yararlanıp açık cezaevinde bulunanlar denetimli serbestlikten faydalanarak tahliye edilmişti. Bu düzenlemeden 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle cezası kesinleşen ve cezaevinde bulunanlar yararlandı.
31 Temmuz 2023’te cezaevinde değil ama daha önce suç işlemiş ancak cezasının infazı henüz kesinleşmemiş ve hapse girmemiş olanların, yargılamadaki gecikmeden dolayı bu düzenlemeden yararlanamaması gibi bir durum ortaya çıktı. Bu yönde müracaatlar, talepler oldu. Bu talepler doğrultusunda bir düzenleme olabilir. Buradan bir af geliyor değerlendirmesi yapmak doğru değil, gündemde af söz konusu değil.

Umut Hakkı ve Koşullu Salıverme son durum
Umut Hakkı bizim mevzuatımızda, kanunlarımızda olan bir konu değil. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresi 30 yıldır. Yine müebbet hapis cezası hükümlülerinin koşullu salıverme süresi 24 yıldır. Bu yıllar dolduğunda kişi cezaevinde iyi halliyse tahliye olur. Ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası söz konusu. Ölüm cezasından çevrilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıvermesinin olmadığına dair ceza infaz kanununda özel bir hüküm yer alıyor.
Burada tabi şu anda bizim konuşacağımız konu, terörün kendini feshetmesi, silahları bırakması. Bizim şu anda tüm odaklandığımız konu bu. Bu çağrıda herhangi bir şart, herhangi bir koşullu salıverme veya bir umut hakkı talebi söz konusu değil. Burada terör örgütü elebaşının örgüte yönelik bir çağrısı var. Burada muhatap Devlet değil, muhatap örgüt. Dolayısıyla örgüt bunu nasıl değerlendirecek bunu hep beraber göreceğiz. Değerlendirilse terör bitmiş olur. Değerlendirilmezse de terörle mücadele devam eder. Diğer konularla ilgili henüz herhangi bir çalışma da yok. Bunu açıklıkla ifade edebiliriz.
İmralı’da bir tecrit söz konusu değil. Geçmişte de hep tecrit olduğu, sağlık durumunun kötüye gittiğini söylediler. Ama onların hiçbirisinin olmadığı, orada yanında başka mahkumların da olduğu, sağlık durumunun kötü olmadığı, bunların bir dezenformasyon olduğu ortaya çıktı.
ÖCALAN NEVRUZDA GÖRÜNTÜLÜ BİR ÇAĞRIDA BULUNACAK MI?
Bizim Ceza İnfaz Mevzuatımızda hükümlülerin yakınları ile görüşebilmesi, dışarı ile nasıl temas edeceği belli şartlara bağlı. Mektup gönderebilir, telefon ile görüşebilir. Bunlar mevzuatta olan hususlar. Ama bir video ile canlı bağlantı ile temas kurması söz konusu değil. Böyle bir talep yok şu anda. Talep olursa mektup ile ilgili değerlendirme yapılabilir. Nevruz’u kutlamak için bir mektup gönderecekse zaten o mektup bu çağrının ruhuna uygun olması lazım ki yoksa çağrının bir anlamı kalmaz. Çağrıyı bu sefer siz yırtıp atmış olursunuz. Dolayısıyla bunun sınırlarını aşmayan bir mesaj olabilir. O çağrının dışına taşan farklı bir şey olursa sürece zarar veren bir açıklama olur. Dolayısıyla o yola girilmez diye düşünüyorum.
4/4 MÜKERRİR DURUMDA OLANLARLA İLGİLİ DÜZENLEME
Bu konu tekraren basit suç işleyenlerin cezaevinde koşullu salıvermeden yararlanıp yararlanamayacağıyla ilgili bir husus. Ceza infaz mevzuatımıza göre bir kişi, terör, cinsel suçlar, uyuşturucu suçu haricinde basit suçlar bakımından ilk kez suç işlediği zaman cezasının yarısını cezaevinde geçirirken koşullu salıverilmesine son 1 yıl kalan hükümlüler denetimli serbestlikten yararlanır. İkinciyi işlemiş ise cezasının 2/3’ünü, üçüncüyü işlemişse cezasının tamamını yani 4/4’ünü cezaevinde geçirir. Burada bir terör suçlusu ya da uyuşturucu suçlusunun cezasını 3/4’lük bölümünü cezaevinde geçiriyorken basit suçlardan cezaevinde olanların cezalarını neden 4/4’ünü cezaevinde geçirdiklerine dair yakınmalar oluyor.
Cezaevinde bu durumda olanların cezalarının 3/4’ünü yatarak dışarı çıkma ümidiyle ıslah olmasının kolaylaşacağına dair çok sayıda başvuru yapılıyor. Bu konuda bir düzenleme yapılması hususu tabi ki milletvekillerimizin, yüce meclisimizin takdiridir.
Kaynak: Türkiye Gazetesi