Dilipak, Ahmet Taşgetiren olayına vurgu yaparak medyada yaşanan ortamı özetledi.
Dilipak, "Hem geleneksel medyada hem de sosyal medyada birtakım kişi ve gruplar bazı insanları hedef haline getirip, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bunlara medya tetikçileri diyebiliriz. Kendileri gibi düşünmeyenleri hedef tahtasına oturtuyorlar. Onlar için geçerli olan sadece kendi doğruları ve çıkarları, bu emellerinde ellerinden geleni ardına koymuyorlar. " ifadelerini kullanırken Ahmet Taşgetiren ile ilgili ise şunları söyledi:
Şu “Taşgetiren vakası”na gelecek olursak, bu işler bu noktaya gelmemeli, bu noktaya gelmeden tedbir alınmalıydı ama olan oldu. İnsanlar böyle kolay harcanmamalı.
“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denir. Her aykırı sesi susturmaya kalkarsanız, bu süreç böyle devam ederse konuşan kimse kalmaz...
Bakın bir insana yapılan haksızlık bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir.
Böyle olmaz. Erdoğan, “bu partide raconu ben keserim” diyor ama, birileri racon kesmeye devam ediyor. Sırtını partiye dayamış birileri piyasada, medyada, yargıda, hatta mafya adına racon kesmeye kalkıyor. İhaleler onlardan sorulur, atamalar da.
Ahmet Taşgetiren’in “Ne oldu” yazısı, hep örtülmeye çalışılan bir konuyu gün yüzüne çıkardı.
Ahmet Taşgetiren’i uzun süreden beri tanırım. Bu camianın derdiyle dertlenen, ömrü bunun mücadelesi içinde geçmiş bir insan. Hepimizin hataları olabilir. Taşgetiren’le farklı düşündüğüm noktalar da… Ama bu durum benim için kabullenilebilecek bir durum değil. a