Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan eylemlere katılan 301 öğrencinin tahliye edilmesi için ses yükselten CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Adalet Bakanlığı önünde çadır kurarak eylem yaptı. Dün akşam 18.30 da başlayan nöbet süreci bugün 08.30 sıralarında tamamlandı. Bu sürede, Mahmut Tanal'ın çadırına ve kitaplarına el konuldu.
MAHMUT TANAL, BAKANLIK ÖNÜNDEKİ EYLEMİNİ TAMAMLADI
‘Özgürlük ve adalet’ parolasıyla bakanlık önündeki eylemini tamamlayan Tanal, emniyet mensuplarının kendisini engellediğini belirterek, “Bu baskıcı uygulamalarla ne bizi susturabilirsiniz, ne de halkımızla aramıza duvar örebilirsiniz. Bu hukuksuzluğu gerçekleştiren ve talimatı veren tüm kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Bu şekildeki uygulamalarla demokrasi susturulamaz, basın susturulamaz, halkın milletvekili engellenemez” dedi.
Tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması gerektiğini ve eğitimlerinin tamamlanmasının önemli olduğunu vurgulayan Tanal, “Özgürlük ve adalet nöbetini tutmamızın gerekçesi, şu anda Türkiye’de tutuklu bulunan öğrenciler. Bu öğrencilerin vizeleri başladı. Cezaevinde bulunan öğrenciler sınavlarına giremiyor, online eğitim alamıyorlar. Cezaevindeki öğrenciler dışında ev hapsiyle evde bulunan öğrenciler de sınavlara giremiyor ve online eğitim sisteminden yararlanamıyorlar. Peki öğrenciler cezaevinde olduğu için bu haktan mahrum bırakılabilir mi? Anayasamızın 42. maddesi uyarınca cezaevinde bulunan bir kişi eğitim hakkından mahrum bırakılamaz.
Ceza İnfaz Kanunu'nun 75. maddesi uyarınca, yine cezaevinde bulunan kişi eğitim hakkından mahrum bırakılamaz. Bu öğrencilerin ya cezaevinden üniversiteye götürülüp sınavlara girmesinin sağlanması lazım ya da üniversiteden cezaevlerine öğretim üyeleri görevlendirerek sınavlarının cezaevinde yapılması lazım. Ama gördüğümüz kadarıyla, her iki olayda da bu öğrenciler sınava tabi tutulmuyor. Mazereti kabul edilmiyor. Edilmeyince de dönem kaybına sebebiyet veriyor'' açıklamasında bulundu.

MAHMUT TANAL'IN KİTAPLARINA EL KONULDU
Adalet Bakanlığı önünde kitaplarını ve çadırını alarak nöbet tutan Tanal'ın eşyalarına el konuldu. Emniyet mensuplarının kendisini engellediklerini belirten Tanal, "Ayrıca anayasa kitaplarını, ceza kanunlarını, ceza infaz kanunlarını getirdik. Şu anda kamerayla kayda alan emniyet mensupları burada Anayasa kitaplarının bulundurulmasının yasak olduğunu, ceza kanunu kitaplarının bulundurulmasının yasak olduğunu, buraya çadır kuramayacağımı söylediler. Çadırı onlar çekti, ben çektim çadır kırıldı. Yani netice itibarıyla, ANKA Haber Ajansı burada benimle haber yapmak isterken, maalesef ANKA Haber Ajansı’nın çalışma ve basın özgürlüğünü engelleyerek Anayasadaki sansür olan olay, emniyet mensupları tarafından gerçekleştirildi.
Burası bir polis devleti değil ama maalesef fiili olarak polis devletinin uygulaması yapıldı. Basın mensubunun benimle röportaj yapması engellendi, benim siyasi çalışmam engellendi. Benim vatandaşa vereceğim mesaj, röportaj yapmam engellendi. Bir siyasi partinin milletvekilinin halka vereceği mesajları polis engelledi. Biz polis devleti istemiyoruz. Burası hukuk devletidir. Burası bir parti devleti değildir. Emniyet mensuplarının parti devleti anlayışından vazgeçmelerini istiyoruz.
Bu yaptıkları suçtur. Bu suçlar zaman aşımına uğramaz. Günü gelince bunu yapan tüm emniyet mensupları tarafsız, bağımsız yargı önünde hesabını verecektir. Onun için bu eylemi şiddetle kınıyorum. İçişleri Bakanlığını, Cumhurbaşkanı’nı, Adalet Bakanlığını bu konuda göreve davet ediyorum. Böyle emniyet mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti'nin güzide emniyetini itibarsızlaştırmaya hakları yok'' dedi.
Kaynak: ANKA