Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 1998'de PKK üyeliğinden mahkum olan bir kişiye verilen 12 yıllık cezasını affederek, 2003 yılında Topluma Kazandırma Yasası kapsamında bu cezanın 2 yıla indirilmesini sağladı. Bu affın sonuçları, cezası hafifletilen Dr. Fırat Sarı'nın liderliğindeki "Yenidoğan Çetesi" adlı suç örgütünün ortaya çıkmasının sebeplerinden biri oldu.
FIRAT SARI: PKK ÜYELİĞİNDEN CEZAEVİNDE YATTIM
1998 yılında PKK üyeliğinden 12 yıl hapis cezasına çarptırılan Sarı, 2003 yılında Topluma Kazandırma Yasası sayesinde cezasının 2 yıla indirilmesiyle doktorluk kariyerine geri döndü. Sarı'nın savcılığa verdiği ifadede, "PKK üyeliğinden 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Cezaevinden sonra okuluma döndüm ve mezun oldum" demişti.
Ahmet Necdet Sezer ve Topluma Kazandırma Yasası
Ahmet Necdet Sezer'in 2003 yılında yürürlüğe giren 4959 sayılı "Topluma Kazandırma Yasası" çerçevesinde, Dr. Fırat Sarı'nın cezası düştü. Bu yasa, bir terör örgütü üyesinin yeniden topluma kazandırılması, dolaylı olarak suç örgütlerinin oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Yenidoğan Çetesi'nin Faaliyetleri
İstanbul'da, "Yenidoğan Çetesi" adı verilen suç örgütü, yenidoğan bebeklerin bulunduğu yoğun bakım ünitelerini ticaret merkezi haline getirerek, devletin sağlık sisteminden haksız kazanç sağlama yolları aradı. 27 Mart 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) gönderilen isimsiz bir ihbar, bu suç örgütünün faaliyetlerinin tespit edilmesine zemin hazırladı.
İstanbul'daki özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin usulsüz şekilde işletildiği, rüşvet ve evrakta sahtecilik yöntemleriyle Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) haksız kazanç elde edildiği öğrenildi. Soruşturma, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yürütülmekte.
AHMET NECDET SEZER'İN AFFETTİĞİ ÖRGÜT LİDERİ Dr. Fırat Sarı'nın Rolü
Dr. Fırat Sarı, Medisense Sağlık Hizmetleri'nin sahibi olarak bu suç örgütünün lideri konumundadır. Suçlamalara göre, Sarı'nın İstanbul'daki birçok özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım üniteleriyle yaptığı anlaşmalar sonucunda, bu üniteleri usulsüz bir şekilde işlettiği ve SGK’dan yüksek miktarda ödeme aldığı iddia edilmektedir.
Sarı ve örgüt üyeleri, devlet veya diğer özel hastanelerde doğan bebekleri, kendi hastanelerine usulsüz bir şekilde sevk ederek, bebeklerin uzun süre bu hastanelerde kalmasını sağladı. Bu durum, hem bebeklerin hayatlarını tehlikeye atmakta hem de ciddi insanlık suçlarına yol açmaktadır.
Örgütün, 112 Acil Çağrı Merkezi ile işbirliği yaparak, bebeklerin ihtiyaç duymadıkları halde özel hastanelere sevkini sağladığı ve bu süreçte SGK’dan yüksek gelir elde etmesine yardımcı olduğu ifade edilmektedir.
Bebeklerin sağlık durumu uygunsuz hastanelerde tedavi edilerek, ölüme terk edildiği vakalar ortaya çıkmıştır.
