Bakan Göktaş, yaptığı açıklamada, Türkiye'deki doğurganlık hızının çok düşük olduğunu vurguladı. “Bugün doğurganlık hızımız 1.51. Nüfusun kendini yenileme oranı ise 2.1'dir. Şu an Türkiye kendini yenileyemiyor. Yaşlanıyoruz” şeklinde konuştu. Bu durumun, ülkenin geleceğinde ciddi ekonomik ve sosyal sorunlar yaratma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.
Göktaş, 2050 yılında Türkiye'nin nüfusunun zirveye ulaşacağını ancak sonrasında azalmaya başlayacağını belirtti. “65 yaş ve üzeri nüfusumuz yüzde 10’u aştı. Çocuk sayımız azalırken, bakıma muhtaç nüfusumuz artacak. Bu, sosyal hizmetler ve iş gücü piyasasında büyük değişikliklere yol açabilir” dedi.
Bakan Göktaş, bu demografik değişimin, sosyal hizmetlerde ve iş gücü piyasasında bozulmalara yol açabileceğini belirtti. “Cumhurbaşkanımız 2007'den bu yana bunu varoluşsal bir tehdit olarak görüyordu. Şimdi bunun ne kadar haklı olduğunu daha iyi anlıyoruz” diye ekledi.
Türkiye’deki nüfus sorununun yalnızca ekonomik sebeplerle açıklanamayacağını savunan Göktaş, Avrupa ve Kore gibi refah seviyesi yüksek ülkelerde de benzer sorunların yaşandığını belirtti. “Kore'de çocuk kreşlerine, huzurevlerine yönelim var. Biz de benzer çoklu programlar geliştiriyoruz” dedi.
Nüfus Politikalarına Yönelik Yeni Adımlar: Daire Başkanlığı Kuruldu
Bakan Göktaş, aileyi koruma adına bir dizi önemli adım attıklarını vurguladı. 2023 yılı itibariyle doğurganlık hızının 1.62 olduğunu ve bu oranı artırmaya yönelik çalışmaların devam ettiğini söyledi. “Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler kürsüsünde aileyi merkeze alan bir konuşma yaptı. Ayrıca 8. Aile Şura’mızı gerçekleştirdik, 81 ilde 15 bin vatandaşımızla bir araya geldik” diye ekledi.
Bakan, nüfus politikaları konusunda bir Daire Başkanlığı kurduklarını ve aileleri destekleyen eylem planlarını hayata geçirdiklerini belirtti. Göktaş, “Milli mücadeleyi de ailelerle yaptık. 15 Temmuz’u da ailelerle aşmayı başardık” dedi. Bu politikaların uzun vadede Türkiye’nin demografik sorunlarına çözüm getirmeyi hedeflediğini söyledi.